Biz bu harekatı niye yaptık?
CHP lideri Baykal, Türkiye'nin büyük bir senaryonun içinden geçtiğini söyleyerek "Biz bu askeri harekatı niçin yaptık? 'Biz, bu askeri harekatı Talabani'yi Türkiye'de kabul edebilmek için mi yaptık? Barzani ile masaya oturabilmek için mi yaptık?" dedi. ..
Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin çok kritik bir dönemden geçtiğine işaret ederek, ''Türkiye kendi dışında hangi yönlendirmelerin hedefi konumundadır, Türkiye'ye bu planlar nasıl yansımaktadır, bütün bunları netleştirmek, aydınlığa kavuşturmak öncelikli görevimizdir'' dedi.
Türkiye'nin geleceğini en derinden etkileyecek kararların alınmakta olduğunu, çok temel kurguların devreye sokulduğunu belirten Baykal, bunları teşhis etmek ve millete anlatmanın görevleri olduğunu söyledi. TBMM gündeminde iki önemli yasa tasarısı bulunduğunu ifade eden Baykal, bunlardan birisinin İl Özel İdareler ve Belediye Gelirleri Yasa Tasarısı olduğunu belirtti. Uygulanan ekonomi politikasının zaaflarını, olumsuzluklarını bertaraf etme görevinin bu tasarıyla belediyelere, il özel idarelerine, dolayısıyla vatandaşın sırtına yıkılmak istendiğini iddia etti.
Baykal, ''Bu tasarı, Türkiye'de ekonomik yanlışlıkların, israfın, yolsuzlukların bedelini halkın ödemesini öngören, bunun için de belediyeleri vasıta kılan bir anlayışı yansıtmaktadır'' dedi. Tasarı ile Bakanlar Kuruluna emlak vergisini iki katına kadar artırma yetkisi verildiğini, 200 metrekareye kadar konutu olan emeklilere getirilen vergi muafiyetinin kaldırıldığını bildiren Baykal, ayrıca konut kooperatiflerinin vergilendirilmesinin, aracını evinin bulunduğu sokağa bırakan vatandaştan vergi alınmasının öngörüldüğünü anlattı.
''SOSYAL DEVLET GÖZDEN ÇIKARILMAKTADIR''
Baykal, TBMM gündeminde diğer önemli yasa tasarısının da Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı olduğuna işaret ederek, ''Bu getirilen yasa, sosyal güvenlik anlayışını, sosyal devlet anlayışının dışına çıkarmaya çalışan bir yasadır'' dedi. Anayasa'da devletin temel nitelikleri sıralanırken sayılan 4 temel unsurdan birinin sosyal devlet ilkesi olduğuna işaret eden Baykal, şunları söyledi:
''Sosyal devlet artık artık gözden çıkarılmakta, erozyona uğratılmakta, gücü yeten gücü yetene anlayışı fiilen anayasal sistemimizin temel anlayışı haline dönüştürülmektedir. Bu yasa ile sosyal devlet tasfiye edilmektedir. Devlet çalışanlara karşı herhangi bir sorumluluğu yokmuş gibi bir anlayışla yeni bir sosyal güvenlik modeli ortaya konulmaktadır. Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı, emekli olmayı engelleyici, güçleştiricidir. Emekli olacakların sayısını asgariye indirmeyi öngören bir yaklaşımla hazırlanmıştır. Emeklilik yaşını yükseltmekte, prim ödeme gün sayısını 9 bine çıkarmaktadır. Türkiye'nin ekonomik ve sosyal, çalışma yaşamı koşullarında 9 bin iş gücü prim ödeyerek bir ömrü tamamlama olanağı olağanüstü güçtür. Bu nedenle haklı olarak çalışanlar buna 'mezarda emeklilik' yasası demektedir. Artık emeklilik Türkiye'de yaşayan insanlar için bir hayal haline dönüşmektedir.''
''ACIMASIZ, GADDAR BİR ZİHNİYET''
Tasarıda, emeklilik maaşı bağlama oranının düşürülmesinin yanı sıra, prim borcu olanların sağlık hizmeti almasını engelleyici düzenlemelerin
de yer aldığına işaret eden Baykal, ''Devletin çalışan insanına karşı sanki sosyal güvenlik borcu yok da 'sen prim ödemezsen ben de sana bakmam' denilmektedir. Halbuki devletin görevi vatandaşına bakmaktır. Geçici bir süre için sıkıntıya girerek primini ödeyemeyen vatandaşa 'hayır sana bakmam' diyen bir devlet sosyal devlet değildir. Acımasız, gaddar bir zihniyetle sağlık gibi en zorunlu ihtiyaca mecbur kalmış bir insana sırtını dönen bir devlet anlayışı olmaz'' diye konuştu.
Baykal, hükümetin getirilen tasarıya yönelik eleştiriler karşısında ''Bunlar şu anda geçerli değil. Bir süre sonra işlerlik kazanacak, kademeli olarak yürürlüğe girecek'' savunması yaptığını belirterek, ''Bir ihanete çağrı, gelecek kuşaklara ihanet etmeyi öğütleyen bir yaklaşımla savunuluyor olması bu paketin bir baŞka büyük ayıbıdır. 'Merak etmeyin, siz yaş uzatmasından etkilenmeyeceksiniz, başkaları gelsin o sıkıntıyı çeksin' diye tasarı savunulmaktadır'' dedi.
Baykal, konuşmasında yarın İstiklal Marşı'nın TBMM'de kabul edilişinin 87. yıl dönümünün kutlanacağını hatırlatarak, en bunalımlı, en karanlık
günlerde milletin bağımsızlık iradesine tercüman olan İstiklal Marşı'nın milli mücadelenin ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi. Zaman zaman İstiklal Marşı ile ilgili bazı tartışmalar yaşandığını, sözlerine, bestesine, altında yatan temel inanç felsefesine eleştirel yaklaşanlar bulunduğunu belirten Baykal, ''Bu marş bugün entelektüel özentilerle ele alınıp tartışılmayı hiçbir şekilde hak etmeyen bir marştır'' ifadesini kullandı. Baykal, İstiklal Marşı'nın sıradan bir marş olmanın çok ötesine geçerek milyonlarca insanın bağımsızlık, şeref ve onur iradesi olarak milletin gönlünde yerini aldığını kaydetti.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Her çocuğun kendi bereketiyle geleceği'' iddiasının, kendi deneyiminden çıkardığı bir sonuç olabileceğini öne sürerek, ''Başbakan, milletimizin çocuk yapma gücüne güvenmektense, kendi sorumluluklarının gereğini yerine getirmesi lazım'' dedi.
Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Erdoğan'ın, her aileye 3 çocuk yapması önerisinde bulunduğunu, bu öneriye, ''Türk milletinin kökünün kazınmak istenmesini'' gerekçe gösterdiğini belirterek, ''Her çocuğun bereketiyle geleceği iddiası, herhalde Başbakanın kendi kişisel deneyiminden çıkardığı sonuç olmalı'' dedi.
Çocukların bereketiyle gelmediğinin; sahipsiz, umutsuz, kimsesiz çocuk manzaralarından anlaşıldığını ifade eden Deniz Baykal, ''Daha dün bir
ana-babanın, yeni doğmuş bebeklerini, İstanbul'da cami avlusuna bıraktıklarını izledik. Herhalde o çocuk da bereketiyle gelmiş değil; anası, babası cami avlusuna bırakmak zorunda kaldı. Başbakanın, böyle bir ülkede bunu söylemesi önemli'' diye konuştu.
''MİLLETİMİZİN ÇOCUK YAPMA GÜCÜNE GÜVENMEKTENSE...''
CHP lideri Baykal, Başbakan Erdoğan'ın, ''Türk milletinin kökünü kazıma'' sözüyle, Türk milleti lafını ağzına almasından çok mutlu olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Başbakan, onun kökünü kazımak isteyenlerle mücadele etmek istiyorsa, milletimizin çocuk yapma gücüne güvenmektense, kendi sorumluluklarının gereğini yerine getirmesi lazım. Türk milletini, etkisiz kılmak, tasfiye etmek isteyenler vardır. Bunlara karşı mücadele etmek gerekiyor da bu mücadeleyi, ana-babalarla değil, Başbakan olarak kendi sorumluluğun altında, üzerine düşeni yaparak, Türk milletinin hakkına hukukuna sahip
çıkarak gereğini yap, seni öyle görelim.''
''ZANNEDERSİNİZ Kİ AF ÇIKARMAYLA İLGİSİ YOK''
CHP Genel Başkanı Baykal, Erdoğan'ın, ''Katili affetme yetkisi, maktulün ailesindedir'' dediğini ifade ederek, ''Bu sözüne bakınca zannederseniz
ki bu hükümetin, af çıkarma uygulamasıyla hiç ilgisi yok. Sanki, Türkiye'nin, gelmiş geçmiş en çok af kanunu çıkaran iktidarların başı konuşmuyor, sanki Maliye Bakanına 4 defa af çıkaran Başbakan konuşmuyor, PKK'lılara af yasasını, eve dönüş yasası diye getiren bir Başbakan konuşmuyor'' dedi.
Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'ın zihniyetinin anlaşıldığını, samimiyetle konuştuğu her noktada, kafasının arkasındaki düşüncenin
kendisini gösterdiğini savundu.
''SEN KENDİ HESABINI VER...''
Başbakan Erdoğan'ın, ''30 yıldır Kandil'e siz niye gitmediniz? Haritada Kandil'i mi bulamadınız?'' şeklindeki sözlerini de eleştiren Baykal,
şunları söyledi: ''Türkiye'nin 30 yıldır terör mücadelesinde Kandil diye değil, Bekaa diye bir problemi vardı. Bekaa problemi de senden çok önce halledildi,
Kandil problemi senin elinde ortaya çıktı. Kandil, 2003'de Irak'taki askeri harekattan sonra terör örgütünün yuvalandığı yer haline geldi,
senin iktidarında Kandil çıktı. Senden önceki iktidarlar, Türkiye'nin terör sorununa karşı, terörün uluslararası desteklenmesi sorununa karşı,
üzerine düşeni başarıyla yaptılar. Suriye'den terörün çıkarılması için o zamanki hükümetler, Türkiye Cumhuriyeti gerekli mücadeleyi verdi. Terör
çıktı, Yunanistan, Moskova, Afrika, İtalya dolaştı, sonra geldi senin iktidarın döneminde Irak'a, Kandil'e yerleşti. Şimdi Kandil'in hesabını
onlardan ne soruyorsun? Sen kendi hesabını ver. Kandil senin sorumluluğun. Irak'taki terör örgütünün yuvalanmasının hesabını görmesi
gereken iktidar da ve bunu hala yapamamış olan da sensin.''
''IRAK'TAKİ TERÖR BİTMEDEN, TÜRKİYE'DEKİ BİTMEZ...''
CHP lideri Baykal, Kuzey Irak'tan, Türkiye'ye yönelik terör saldırılarına karşı TBMM'den yetki alındığını, aralık ayında hava, 21 şubatta ise kara harekatının gerçekleştirildiğini anımsattı.
Türkiye'nin, hiçbir şekilde mazur görülemeyecek bir saldırıya hedef seçildiğini ifade eden Baykal, bu saldırının sadece içten değil, dıştan
da desteklendiğini bildirdi. Deniz Baykal, bir terör hareketinin başarıya ulaşmasının temel koşulunun, komşu ülkeden destek alması olduğunu kaydederek, daha önce bu komşu ülkenin Suriye olduğunu, Türkiye'nin, Suriye ile tartışması sonucu, Suriye'nin terör örgütünü, topraklarından çıkardığını anımsattı.
Baykal, 1999'da sona eren terörün, 2003'de ciddi tırmanışa geçtiğine işaret ederek, ''Bu tırmanışta, terör örgütünün Türkiye'ye komşu bir
ülkede, Irak'ta, Kuzey Irak'ta yerleşmiş, kökleşmiş olması temel unsurdur. Teröre karşı mücadeleye yönelik her politika, önce bu sorunu
çözmelidir. Bunu görmezlikten gelerek, sadece ülkedeki terörü hedef alarak, bu sorunun üstesinden gelmek mümkün değildir'' diye konuştu.
Türkiye'deki terörün, Kuzey Irak konusu dikkate alınmadan çözülemeyeceğini dile getirdiklerini belirten Deniz Baykal, Irak'taki
terör bitmeden, Türkiye'dekinin bitmeyeceğini vurguladı.CHP Genel Başkanı Baykal, ''Suriye'deki bitti, Türkiye'de de bitti''
dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Irak'ın kuzeyindeki terör örgütü unsurlarına yönelik gerçekleştirdiği sınır ötesi kara harekatına yönelik değerlendirmelerde bulunurken, ''Bu askeri harekatı, Talabani'yi Türkiye'de kabul edebilmek için mi yaptık? Barzani ile masaya
oturabilmek için mi yaptık? Anayasamızı, Türk milletinin anayasası olmaktan çıkarmak için mi yaptık? Bu sorular, ortadadır. Bu soruların
cevabını da kimse veremez'' dedi.
Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Irak'ın kuzeydeki terör örgütü unsurlarına yönelik gerçekleştirilen sınır ötesi kara harekatıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.Askeri harekatın ardından siyasi diyalog konusunun gündeme geldiğini anımsatan Deniz Baykal, AK Parti'nin hazırlattığı Anayasa taslağının ABD'de anlatılmasını eleştirdi. ''Bu anayasa, anayasayı Türk milletinin anayasası olmaktan çıkaracak bir anayasadır'' diyen Baykal, siyasi
diyaloğun nasıl olacağını sordu.
''CHP, SENARYONUN İÇİNDE DEĞİL''
''Öyle garip bir manzara olacak ki o zaman kendi kendimize soracağız. Biz bu askeri harekatı niçin yaptık?'' diyen Baykal, şöyle konuştu: ''Biz, bu askeri harekatı Talabani'yi Türkiye'de kabul edebilmek için mi yaptık? Barzani ile masaya oturabilmek için mi yaptık? Anayasamızı, Türk milletinin anayasası olmaktan çıkarmak için mi yaptık? Bu sorular, ortadadır. Bu soruların cevabını da kimse veremez. Böylesine büyük bir senaryonun içinden geçiyoruz. Bu senaryoda, ne yaptığını bilenler var, ne yaptığını bilmeyenler var. Rolünü bilerek oynayanlar var, bilmeden rol oynatılanlar var. Şunu herkesin bilmesini istiyorum: CHP, bu senaryonun içinde değildir ve hiçbir zaman da olmayacaktır.''
Türkiye'yi yönlendirmenin çeşitli biçimlerde olabileceğini, bazen Türkiye'ye karşı çıkılacağını, bazen de destek verileceğini anlatan Baykal, bütün bunların arkasında neyin yattığının sorgulanması gerektiğini söyledi. Bu sorgulamayı yaptıklarını belirten Baykal, ''Türkiye'nin etrafında, Türkiye'nin üniter devlet olarak bu coğrafyadaki bağımsızlığını, bütünlüğü, egemenliğini tehdit eden bir sürecin kararlılıkla yürütülmekte olduğunu görüyoruz. Bunu, dile getirmek, anlatmak, herkesi bu noktalarda uyarmak bizim görevimizdir. Kendimizi aldatmadan bu işi götürmek zorundayız'' diye konuştu.ABD Başkanı Bush'un 5 Kasım'da, ''PKK; Türkiye'nin, ABD'nin düşmanıdır'' dediğini, ABD'li bir üst düzey komutanın ise 3 Martta, ''PKK ile Türkiye görüşmelidir'' dediğini anlatan Baykal, bu durumda her şeyin sorgulaması gerektiğini söyledi.
''BUNUN ÇOK ÖTESİNİ SORGULAMAMIZ LAZIM''
Deniz Baykal, ''Sonra bunu, hiçbir şey olmamış gibi doğal karşılayıp, kendimizi avutarak, geçiştirmeye çalışacağız. Bunu yapamayız. Bu süreci
anlamamız, sorgulamamız lazım'' dedi. CHP Genel Başkanı Baykal, kendilerini üzenin, bu tablo karşısında Türkiye'nin kendi hedeflerine yönelik olarak gerekeni yapmaması olduğunu belirterek, ''Biz sürükleniyoruz, yönlendiriliyoruz, avunuyoruz. Çeşitli tatminlerle, çeşitli başarılarla avunmayı tercih ediyoruz. Halbuki bunun çok ötesine geçmemiz lazım. Bunun çok ötesini sorgulamamız lazımdır'' diye konuştu.
Türkiye'nin tarihi bir sürecin içinden geçtiğini anlatan CHP lideri Baykal, ''Ben inanıyorum ki Türkiye'nin büyük devlet deneyimi,milletimizin olgunluğu, içinden geçtiğimiz olaylar, bu noktada Türkiye'yi birilerinin satranç masasında bir unsur gibi istediği şekilde kullanmasına izin vermeyecektir'' dedi.
Deniz Baykal, Türkiye'nin hakkını, hukukunu, çıkarını, yararını, güvenliğini savunmaya devam edeceklerini vurgulayarak, bunu yapmanın ilk
yolunun da gerçekleri ortaya koymak olduğunu söyledi.CHP lideri Baykal, ''Bunu yapmanın ilk yolu da karşı karşıya
bulunduğumuz tabloya herkesin dikkatini çekmektir'' diyerek, tuzağa düşürmek isteyenlere karşı duyarlı ve uyanık davranmak gerektiğini
bildirdi.
''SAVAŞ VE SÜRTÜŞME İÇİNDE DEĞİLİZ''
Deniz Baykal, Türkiye'nin bu coğrafyada rahat bırakılmadığını, kendi dışında alınan kararlara karşı kendisini savunması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin bu tablo karşısında gerekli duyarlılığı kararlığı mutlaka göstermesi gerektiğinin altını çizen Baykal, şöyle konuştu:
''Biz kimseyle savaş ve sürtüşme içinde değiliz. Türkiye, Kuzey Irak'ta savaş yapmadı. Bir terör örgütüne karşı mücadele yaptı. Birileri,
Türkiye'nin Kuzey Irak'taki harekatını savaş olarak algılayıp, savaşa karşı tepki gösterircesine bu harekata tepki gösteriyorlarsa,
bilinmelidir ki onlar oradaki harekatının Türkiye'nin huzuru, barışı ve istikrarı bakımından ne kadar önem taşıdığını kavramamışlardır. Türkiye,
Kuzey Irak'ta bir savaş harekatı içinde değildir, bir terörle mücadele harekatı içindedir. O nedenle Türkiye'nin barış çağrılarıyla, savaş
karşıtı tavırlarla, teröre karşı mücadele gücünden yoksun bırakılmasını kabul etmek mümkün değildir.''CHP Genel Başkanı Baykal, askeri harekatın, ''Türkiye'de mayınlar, bombalar patlamasın'' diye, ''Türkiye'de masum insanların, çocukların, yaşlıların, kadınların alışveriş merkezlerinde hayatları tehlikeye atılmasın'' diye yapıldığına dikkati çekerek, askeri harekatı, ''Savaş'' anlayışı içinde algılayanlardan akıllarını başlarına almalarını istedi.
Yayın tarihi: 11 Mart 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/11//haber,2FBEB9F8274A463BBF9FE085E22A10F3.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.