MENEKŞE ile Halil daha ilk bölümüyle benim gibi pek çok izleyiciyi "içine alan" ender yapımlardan biriydi. Aşkın engel tanımayacağı ve törelerin hiçbir sevdaya karşı duramayacağını kanıtlamak için yola çıkan dizi büyük bir sempati yaratmıştı. Ancak haftalar ilerledikçe, pek çok dizinin ense kökünde kılıcını bileyen Reyting Hazretleri, bizim Menekşe ile Halil'i de yoldan çıkardı. Örneğin; Mustafa'nın giderek iflah olmaz bir sapığa dönüşmesi, hiç de gereği yokken diziye suni bir gerilim kattı. Son bölümde Mustafa'nın Menekşe'yi kaçırıp, ırzına geçmesi ise bana göre bardağı taşıran son damla oldu. Nahif bir aşk hikayesi için ekran başına geçenler, bu gereğinden fazla sert sahne ile irkildi. Tamam, kabul ediyorum, ülkemizde çok sayıda kadın cinsel şiddete, tacize ve tecavüze maruz kalıyor. Ama hiç olmazsa aşk dizisi olarak yola çıkan, saf duyguları ön planda tutmaya çalışan bir dizide Menekşe gibi "su damlasından daha saf ve duru" bir karakter kendini bu şiddetten kurtarabilmiş olsaydı. Üstelik tam da Dünya Kadınlar Günü'nde...
Yayın tarihi: 11 Mart 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/11/gny/haber,45B3658E1089452D911E366AA1ADD40A.html
Tüm hakları saklıdır.