Türkiye'yi 'kim' yönetiyor?

Yadırganacak bir şey yok "daha önceleri de böyleydi." Demirel'e daha siyasete adımını attığı gün "Morrison Süleyman" denilmişti.
Turgut Özal, daha siyasete soyunduğu anda "Amerika'nın adamı" damgasını yemişti.
Çok kişi "bizi Amerika yönetiyor" düşüncesinde.
"Askeri müdahalelerin arkasında bile" Amerikan gölgesi aranmadı mı?

"Bir şey daha" var.
Çok kişi "siyaset ile asker sürtüşmesinden" hoşlanıyor. Asker çıkıp "harekâtın ne zaman başlayacağını da, ne zaman biteceğini de Başbakan bilmiyordu" dese, neredeyse sevinç çığlığı atacaklar var.

Asker "hiçbir yabancıdan emir almayız" diye sesini yükseltiyor. Ama "almışsındır. ABD istedi diye harekâtı kısa kestin" diyen diyene.
Asker "terör örgütüne ciddi darbe vuruldu" diyor.
Buna tepki "hani, cesetler nerede" oluyor. Asker "ceset fotoğrafı" gösterse, bu defa da "insanlık suçu" diye suçlanacağı kesin.

Bugün iktidarda AK Parti değil de "başka bir parti" olsaydı... Çankaya'da, Başbakanlık'ta Gül ile Erdoğan değil de "başka siyasi liderler" otursalardı...
Kimsenin şüphesi olmasın "sınır ötesi harekât" gibi konularda yine "aynı devlet politikası" izlenecekti.
Ve tabii yine "benzer şeyler" söylenecekti:
- Amerika öyle istedi... Bizi Amerika yönetiyor.
"Askere çatalım" veya "siyasetçiyi hırpalayalım" derken, aslında "kendimize hakaret ettiğimizi" ne zaman fark edeceğiz?