TÜZEMEN: Kalli, rakibe göre değil, sonuçlara göre takım yapıyor. Bu, futboldan uzak kaldığının ve eski model olduğunun bir kanıtıdır..
Haftanın değerlendirmesini yapan dev yazar kadromuz iki derbi öncesi 3 Büyükler'in durumunu masaya yatırdılar.
* Editör: Galatasaray'da neler oluyor? Takımın yaşadığı düşüş sadece kongre havası ve Canaydın'ın "Aday olmuyorum" açıklamasıyla izah edilebilir mi?
* Ahmet Çakar: Takımdaki bazı oyuncuların inanılmaz form düşüşü, maçlara hazırlanmamaları, bazılarının küstürülüşü, takım tertibiyle oynanışı, Kalli'nin takımı laboratuar gibi kullanması bu tabloyu getirdi. Türkiye'de hala liderler ama Kalli'ye hiç mi hiç güvenmiyorum.
* Kazım Kanat: Galatasaray hala sağlam kayaya çarpmadı. İlk çarptığı kaya Leverkusen'di onda da paramparça oldu. Galatasaray'da tarihi bir değişim var ve yapılması doğru. Ancak Hakan Şükür bir kaya gibi bu değişimin önünde duruyor. lEditör: Canaydın'ın açıklaması için "Kesin kararını verdi" diyen de var, "Kongre taktiği" yorumunu yapan da. Görüşünüz nedir?
* A.Ç: Türkiye'de herkes karnından konuşuyor. Sayın Canaydın pankreas kanseri. Bugün hiçbir şey bilmiyorsanız bile internetteki medikal sayfalara girin ve pankreas kanserinin seyrini öğrenin. Canaydın'ın sağlığı el verseydi ölene kadar bırakmazdı. Ama doktorların ve ailesinin sözünü dinleyip işe noktayı koydu.
* Gürcan Bilgiç: Özhan Başkan göreve gelirken belli hedefleri benimsedi ve bunları gerçekleştirmeden de bırakmaz. Sağlık nedeni değil diyorsa demek ki daha farklı beklentiler içinde. Zaten o açıklamayı yaptıktan sonra genel kurul büyük bir uyum ve dostluk havası içinde geçti. Zaman ve Galatasaray dinamikleri Özhan Canaydın'ı döndürmeye çalışacaktır.
* Levent Tüzemen: Özhan Canaydın duygusal veda konuşmasıyla camianın bir kavga ortamına girmesini önlemiştir. Gerçek açıklamalar, Fenerbahçe ve Beşiktaş maçlarından sonra yapılacak. Canaydın yeni kurulacak yönetimlerin güçlü ve itibarlı isimlerden oluşması gerektiğini söyledi. Daha güçlü yönetimler kurmak için tüzük değişikliğinin şart olduğunu dile getirdi.
* G.B: Gidiyorum edebiyatları bazen ters teper. Aziz Yıldırım iki kere gitti. Her dönüşünde daha kuvvetlendi. Ama Yıldırım "Gidiyorum" dediğinde sokağa dökülen taraftarlar vardı. Özhan Başkan'da şu anda bu destek yok.
* L.T: Galatasaray'ın kültüründe taraftarın böyle bir sokağa dökülüşü yok. Bu tür refleksler olsaydı Galatasaray taraftarı 4 yıl üst üste şampiyon olunduğu ve Avrupa'da kupaların kazanıldığı dönemin ardından Faruk Süren için yürürdü.
RAKİBE GÖRE TAKIM YAPIYOR
* K.K: Sayın Canaydın "Hakkınızı helal edin" diyerek çok duygusal bir tavır sergiledi. Ertesi gün Galatasaray medyası "Canaydın dönmek için numara yapıyor" dedi. Bu içimi acıttı. Canaydın'a rakip yok, koltuğu tehlikede değil, girse seçimi rahat kazanır ama hala "Numara yapıyor" diyorlar. Canaydın'ın gidişi Galatasaray için değil Türk futbolu için büyük kayıptır. Dönerse; sadece stadı bitirmek için döner.
* Editör: Kalli'nin Leverkusen ve Kasımpaşa maçlarındaki 11 tercihleri için ne söyleceksiniz?
* K.K: Feldkamp 70 küsur yaşından sonra saçmalıyor. Saçmalayan bir adam için yorum yapılamaz. Kalli Galatasaray'ı bir eyalet valisi gibi yönetiyor.
* L.T: Kalli, rakibe göre değil, sonuçlara göre takım yapıyor. Bu, futboldan uzak kaldığının ve eski model olduğunun bir kanıtıdır. Başarı için insanların duygularını harekete geçirmek lazımdır, çünkü kalp beyinden önce gelir. Kalli futbolcuların duygularını coşturamıyor. Lincoln bir sevgi adamı. Kalli'nin Lincoln'ün nasıl başarılı olduğu konusunda bir çalışma yaptığına inanmıyorum. Leverkusen'le oynanan rövanş maçının stresi ve atmosferi çok yüksekti. Kalli, zor maçlar oynamamış oyuncularla mücadele etmenin bedelini UEFA'dan elenerek ödedi.
* İskender Günen: Buradaki Leverkusen maçında yerliler 4-0'lık bir skor alabilirdi.
* L.T: Evinde oynamanın rahatlığı ve coşturan atmosferle iyi futbol sergilediler. Yabancı sahada rakip baskısını kaldıramadılar.
* İ.G: Saracoğlu'nda bu güne kadar Hagi'li Galatasaray'ın bile alamadığı sonucu yerliler yakalamadı mı?
* L.T: O şartlarda Fenerbahçe iyi oynayamadı. Kaldı ki Lincoln'ün Leverkusen'e karşı nefretinden oluşan bir hırsı vardı. Faydalanamadı. Song ve Nonda'yı kullanmadı. Leverkusen'de Barış'ı, Kasımpaşa maçında Barusso'yu sağ bek oynattı. Elde milli Sabri varken. Kalli ya ne yaptığını unutuyor ya da "Ya tutarsa" felsefesiyle göle maya çalıyor. Kalli suçludur ama ona sınırsız yetki verenler daha suçludur.
* G.B: İki maçın da tek ortak yönü Orkun. Almanya'da da, Ali Sami Yen'de de sonuca Feldkamp'ın seçimlerinden çok, Orkun'un performansı katkı yaptı. Fenerbahçe ve Galatasaray'da silahlar çarşambaya kadar kınında durur. İki takımın taraftarı da bu derbiyi bekliyor. Bu maçın tansiyonu ve çıkacak sonuç her iki camiada farklı gelişmelere neden olur, taşları yerinden oynatabilir.
Yayın tarihi: 26 Şubat 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/26//haber,D83CA44EF19645C281E62C0E1E80A88B.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.