kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Şubat 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Yazın çekilecek film için çırılçıplak soyunacağım!

MEHMET ÇALIŞKAN - MAGAZİN
Oyuncu-manken Tuba Ünsal, "İşime olan saygım gereği hikaye ne gerektirirse yaparım" dedi ve ekledi: Bu yaz çekilecek sinema filminde çırılçıplak soyunacağım. Eğer bu yüzden gişe önlerinde kuyruk olacaksa, iki göğsüm de Türk Sineması'na feda olsun!..
Özel hayatı, zaman zaman kariyerinin önüne geçen Tuba Ünsal, 'çok sevgili değiştirdiği' iddialarını "Sokaktaki Ayşe Teyze'nin kızının benden çok sevgilisi olmuştur" diye yanıtladı. Dün vizyona giren 'Plajda' adlı filmde Sarp Apak ve Gürgen Öz ile başrol paylaşan Ünsal, Murat Şeker'in yönettiği 'Plajda'da senaryo gereği hiç bikini giymediğini hatırlatarak, "Hikaye ne gerektirirse onu yaparım. Filmlerle ilgili tensel bir kaygım yok. Gerekiyorsa hiç çekinmeden soyunurum" dedi.

ŞARTLARI ZORLAYACAĞIM
* Bir süre önce Los Angeles'da 'Meryem Ana-Hz. İsa'nın Doğuşu' adlı film için yapımcılarla görüştünüz ama rolü Keisha Castle aldı. Neden sizi istemediler?
Yapımcı şirket ve yönetmen seçimlerini Keisha Castle'dan yana kullandı. O filmde rol almadığım için hiç üzülmedim. Şartları zorlamak için orada daha çok kalmam gerektiğini anladım. Bu yaz Los Angeles'a gidiyorum ve en az altı ay kalacağım.

* Amerika'da başarabilecek misiniz? Güvenceniz nedir?
Los Angeles'da küçük bütçeli de olsa bir Amerikan filminde rol almak isteyen milyonlarca güzel kadın var. Ama birileri çıkıp diğerlerinden daha çok fark ediliyor. Çünkü onlar doğuştan bir ışığa sahip. Ben de o ışığa sahip olduğuma yönelik işaretler aldım.

* Nedir o işaretler?
Los Angeles'da ajanslara gittiğim zaman herkes görüşmede beş dakika kalırken ben yarım saat kaldım. Adamlar oturup benimle uzun uzun görüştü. Bende ışık gördüklerini söylediler. Şartları zorlamak gerekiyor. İzmir'den İstanbul'a geldiğimde nasıl başardıysam, İstanbul'dan Los Angeles'a gidip yine başarabilirim. Üstelik İzmir'den yola çıktığımda henüz 16 yaşındaydım.

BAŞARI AYAKTA KALMAKTIR
* Sizce başarının tanımı nedir?
Ayakta kalabilmek ve geçinebilmek... Daha ne olsun? Beni dünyanın neresine koyarsanız koyun, oranın şartlarına uyarım. Orada nasıl yaşanması gerekiyorsa öyle yaşarım. Beklentilerim yüksek değildir. İstanbul'a gelirken de öyleydi. Şöhret olmak, büyük paralar kazanmak gibi beklentilerim yoktu. Ayakta kaldığım sürece kendimi başarılı saydım.

* Şöhret olmayı büyük bir hevesle istemediniz yani...
Şöhret dediğin ne ki? İnsanın yaşam alanını kısıtlamaktan öte bir şey değil. Teoman, köye yerleşmeyi planlayarak ne kadar doğru bir karar almış. Ben de köyde bir ev aldım. Benim de köyde yaşama planlarım var. Şehirden kaçıp basit bir hayat yaşamak istiyorum. Örneğin reçel yapıp onları satmak, gelirini ihtiyaç sahiplerine bağışlamak istiyorum.

* Hem köyde yaşayıp, hem nasıl oyunculuk yapacaksınız? Göz önünde olmanız gerekmiyor mu?
Tam aksine. Göz önünde olmam, işlerime darbe vuruyor. Birçok yapımcı benim fazlasıyla göz önünde olduğumu ve kendimi biraz saklamam gerektiğini söylüyor. Haklılar da. Sürekli göz önünde olanlara daha çok teklif geldiği sanılıyor ama o yapımlarda yer almak istemem zaten.

HİÇ HAMİLE KALMADIM
* Nasıl yapımlar onlar?
Hiçbir etkisi olmayan, saman alevi gibi yapımlar. Bir kısır döngünün içinde yuvarlanıp duruyoruz. Şöhretlilerin geneli mutsuz. Neden? Kendini geliştirmeye çalışıp, karşılığını alamadıkları için. İstediğin kadar kendini geliştir, birileri değerlendirmezse ne olacak?

* Şu sıralar biraz yorgunsunuz galiba...
Kafa olarak yorgunum. 16 yaşında şöhretler dünyasına girdim. Sanıyorum erken yaşlarda şöhreti taşımanın getirdiği bir yorgunluk oluştu. Bu kötü yanı... İyi yanı da var aslında. Kendimi 26 yaşındadan daha olgun, daha bilge hissediyorum. Şöhretin getirilerinden biri çok fazla insanla tanışma ve sohbet etmek. Böylelikle daha donanımlı olabilme şansı doğuyor...

* Özel hayatınıza gelirsek; bir sevgilinizden hamile kaldığınız doğru mu?
Evlenmeden çocuk sahibi olmayı istiyorum. Evlilik kavramına inanmıyorum. Birlikte yaşama taraftarıyım. Ama evlenmeden çocuk sahibi olmam mümkün değil. Çünkü toplum buna hoş bakmıyor. Zaten en başta ailemin gazabına uğrarım.

* Hamile kaldınız mı kalmadınız mı?
Hayır, hiç hamile kalmadım. Bu da benim için üretilen şehir efsanelerinden biriydi. Hamile kalsam, aldırmam. Çünkü çocuk sahibi olmayı çok istiyorum.

NEYİ KANITLAYACAĞIM Kİ!
* Atilla Taş'ın "Tuba Ünsal benden hamile kaldı" sözlerine karşı neden dava açmadınız?
Neden açayım? Neyi kanıtlamanın peşine düşeceğim? Allah ve hayat zaten onun cezasını vermiş. Bir de mahkemenin vereceği cezayı çekmesini istedim.

* Peki, sizce evli olmak ile birlikte yaşama arasındaki fark nedir?
Evli olunca işin içine aileler karışıyor. Zorunlu olarak iki kişilik hayatlar yaşamaya başlıyorsunuz. Oturup-kalkmanı bile evliliğe göre düzenlemen gerekiyor. Böyle zorunluluklar da insanı sıkıyor. Sıkılınca da mutsuz olunuyor. İşte o zaman ızdırap çekmeye başlanıyor. Beraber yaşayınca kadın da, erkek de o sahiplenme duygusu içinde olmadığı için; birbirlerine daha çok saygı duyup birbirleri için daha çok emek harcıyorlar.

* Oyunculuğa dönelim biraz... 'Plajda' filminin afişindeki bikinili fotoğraf size mi ait?
Hayır, o fotoğraf benim değil. Bikiniyle afiş fotoğrafı çekilmek istendi ama kabul etmedim. Filmde benim tek kare bikinili görüntüm yok ki!

SİNEMAYA FEDA OLSUN
* Plajda geçen bir hikayede neden bikinili sahneleriniz yok?
Çünkü hikaye benim bikini giymemi gerektirmiyor. Ben hikaye gerektirirse filmlerde bikini giyerim. Bu benim işime olan saygımdır. Gerekirse çırılçıplak bile soyunurum!

* Ciddi misiniz?
Evet, ciddiyim. Bu yaz çekilecek olan bir sinema filminde kameranın karşısına çırılçıplak geçeceğim. Benim filmlerde tensel bir kaygım yok ki! Eğer canlandıracağım karakterin o sahnede çırılçıplak olması gerekiyorsa, soyunmaktan hiç çekinmem. Yeter ki benim çıplaklığımın hikayeyle bir bağlantısı olsun.

* Sanıyorum o filmin gişelerinde kuyruk olacaktır...
Gişelerde kuyruk olacaksa, göğüslerim Türk Sineması'na feda olsun!
Haberin fotoğrafları