Acun sen masum musun?

Ben de ucundan tutuyorum. Ama şu 'Var mısın Yok musun' hiç bana hitap etmedi. İki saat boyunca kutu açılmasından ve insanların yıkımını seyretmekten içim bunalıyor. Hele, birkaç program sonra kutuyu kendisinin açmasını bekleyen insanların, çok da samimi bulmadığım bir şekilde enerji vermeye çalışmaları filan beni iyice irite ediyor. Ama işe ticari açıdan bakıldığında, aslan gibi reyting alıyor ve insanlar çok eğleniyor...

ORADA PATLAMIŞ!
Acun Ilıcalı da yükselen bir televizyon değeri olarak halkın gönlünde yer alıyor. Acun da şirin çocuk. Yakışıklı filan. Hayli de modern duruyor ekranda. Ama tam tersi çok tutucu. Ona göre kadının yeri evi! Bir röportaj patlatmış. Zaten Acun da orada patlamış. Şöyle demiş: "İş zehirlenmesi denen bir olay var. Ben bayanların çalışmasını istemiyorum. Eşimin de çalışmasını istemiyorum, bunun sebebi de şu; bayanların kendine has özellikleri var. Bu özellikler ne mesela, duygusal olurlar, masum olurlar. İşkolik bayanlar da bu özelliklerin yıprandığını görüyoruz, işine adadıysa kendini evini ihmal ediyor. Sonuç itibariyle erkeğe de zarar veriyor." Bu nasıl bir zehirlenmeyse, özellikle ülkemizin Doğu kesimlerinde bu zehir daha da yaygın. Acun da kadına 'bayan' demeyi tercih edenlerden. Çünkü bayan deyince, daha iffetli oluyor kadın. Ancak bu duygusallık ve masumiyet işini hiç anlamadım.

ÇALIŞAN BAĞYAN...
Hakikaten de erkeklerin kadına dayattığı bu masumiyet olgusu en büyük handikaplarımızdan biridir. Acun'a göre; çalışan kadınlara işyerlerinde öyle fena şeyler yapılıyor ki, kadınlar (pardon bağyanlar!) oracıkta masumiyetini yitiriveriyor. Masumiyetini yitirmiş bağyan da (Nasıl oluyor anlamadım ama) erkeğine zarar veriyor! Herhalde Acun çekimlerden boş bulduğu zamanlarda 'kaveye' filan da gidiyordur. Bu zihniyet, bir çok erkeğin kadına türban dayatmasının da temeli aslında. İnancı için kapanan kızları bir tarafa, erkeklerin dikte ettiği kitle hep bu özgüvensizlik ve komplekslerin kurbanı oluyor. Acun'a bir sorum var: "Acun; kadının nar tanesi, yaprağa düşen çiğ tanesi gibi masum olmalıymış. Peki sende durum nedir? Sen masum musun?"