Baykal: Kavşak noktasına geldik
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin pazartesi günü yeni bir ortama uyanacağını söyleyerek, "Toplumda çok net bir şekilde ayrışma, farklılaşma, gerginlik ortamı şekillenmeye başladı" dedi.
Deniz Baykal, Ludwigshafen kentindeki yangında ölen 9 Türk için düzenlenecek törene katılmak için Almanya'ya hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda Anayasadaki yeni türban düzenlemesine ilişkin açıklama yaptı.
Baykal, 85 yıllık Türkiye Cumhuriyeti'nin 71 yıllık laiklik ilkesine yönelik ilk kez bir değişikliğin bu hükümet döneminde yapıldığına işaret ederek, "Yasa değişikliği projesi ilk ortaya atıldığı andan itibaren Türkiye'de hepimizi rahatsız eden bir ayrışma, kutuplaşma ortaya çıkmaya başladığına tanık oluyoruz. Hem üniversitelerimiz, hem yargı organlarımız, hem barolar hem de gençlerde çok net şekilde bir ayrışma, farklılaşma, gerginlik ortamı şekillenmeye başladı. Çok üzüntü verici bir tablo. Bu konunun ne kadar yanlış yönetildiği, şu ana kadar yaşanan olaylarla zaten ortadadır. Bu noktaya gelmemesi gerekirdi" diye konuştu.
"HEMEN BİR ÇATIŞMA BEKLEYİŞİ İÇİNDE DEĞİLİM"
Sürecin hiç kuşkusuz devam edeceğini anlatan Baykal, söyle devam etti: "Ayrışma, gerginlik, farklılaşma bundan sonra da birikmeye, çoğalmaya devam edecek. Birden bire hemen hafta başından itibaren dramatik bir çatışma ortamının şekilleneceğini beklemiyorum. Bunu temenni etmiyorum, dilemiyorum. Bunun böyle olmaması kanısındayım. Türkiye'nin yıllardır geliştirdiği anlayışın, hoşgörünün hepimizi bu noktada daha dikkatli, sorumlu davranmaya yönlendireceğine güveniyorum. Bir çatışma bekleyişinde değilim. Ama bu süreç kötüdür. Ve sürekli ülke bir gelirim içine girecektir. Ülke enerjisi çok tehlikeli biçimde boşuna kullanılacaktır. Üniversitelerde, sınıflarda yaşanacak olaylar, karşılıklı dayanışmayı birbirimizle çatışmayı teşvik edici olacaktır."
"KAVŞAK NOKTASINA GELDİK"
Cumhuriyetin ilan edildiği ilk andan beri sürdürülen mücadele de yeni bir kavşak noktasına gelindiğini de dikkat çeken Deniz Baykal, "Cumhuriyete karşı bu savaşımı götürenlerin kendileri daha güçlü hissedecekleri, önümüzdeki dönemde bu konuda daha adımlar atmak isteyecekleri gözüküyor. Süreç artık anayasa düzeyine gelmiştir"şeklinde konuştu.
Baykal, bugüne kadar dinin siyasi istismarı, kadrolaşma, bir takım çevrelere sırt sıvazlama destek verme biçiminde ortaya çıkan durumun şimdi artık anayasa planında ortaya çıkmaya başladığını ifade etti.
"Bu bir hukuk, anayasa, laiklik tahribatıdır. Bunun önümüzdeki dönemde daha olumsuz gelişmeleri destekleyeceği çok açıktır" diye sözlerini sürdüren Deniz Baykal, düzenlemenin sadece üniversitelerle kalmayıp, devlet dairelerinde türbanla çalışma talebine kadar gideceğini vurguladı.
Baykal, "Bu talebi artık engellemek çok daha güçtür. Engellemek haklı olmaktan giderek çıkmaktadır. Üniversitelerde, devlet dairelerinde reddetmek çok daha sıkıntılı olacaktır. Bir süre sonra üniversitelerden liselere doğru gidecektir. Şunun çok iyi vurgulanmasını istiyorum. Bu süreci insan hakları ve demokrasi anlayışı içinde haklı göstermeye çalışıyorlar. İnsan hakları söylemi bu sürecin bahanesidir. Esasıyla kesinlikle ilişkili değildir" dedi.
"DİNİ SİYASİ AMAÇLARLA KULLANMAYIZ"
Türkiye'de dikkate alınması gereken o kadar çok insan hakları ihlali, sorunu ve sıkıntısı olduğunu belirten Baykal, "Bunlara tam bir ilgisizlik var. Sadece bu konuya büyük öncelik verilmesi, konunu insan hakları sorunu olarak değil, dini bir toplumsal yapıyı oluşturma amacının öncelikli olarak benimsenmiş olmasıyla ilgilidir. Buna hiç kuşku yoktur. Bugün eğitim hakkı deniliyor, çalışma hakkı, sendikal haklar ne oluyor. Kimse toplumdaki mezheplerin çok haklı sorunlarıyla meşgul değil. O sorunlar insan hakları ihlali olmuyor mu? Bunlara karşı duyarsız davrananlar şimdi sadece bu konuya yönelik insan hakları ve demokrasi söylemiyle mücadele yapıyorlar. İnsan hakları ve demokrasi sorunun büyük önem veren çevreler yavaş yavaş gerçekleri görmeye başlamıştır. Neye alet edildiklerini kavramaya başlamışlardır" açıklamasını yaptı.
Baykal, TBMM eski Başkanı Bülent Arınç'ın 'CHP'nin önümüzdeki seçimleri düşünerek Anayasa Mahkemesi'ne gitmeme tavsiyesinin" sorulması üzerine şunları söyledi:
"Vallahi biz ülke için bakıyoruz. Dini siyasi amaçlarla kullanma anlayışımız hiçbir zaman yok. Hiç bunlarla meşgul değiliz. Biz Türkiye için inandığımız, doğru olduğunu bildiğimiz neyse biz onu yapıyoruz. Yasal süreceği takip ederek mutlaka bu konuyla ilgili Anayasa Mahkemesi'ne gideceğiz" diye konuştu.
Yayın tarihi: 9 Şubat 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/09//haber,1569E236476C4EB9AAEA1CAA2B8B1BFE.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.