kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Şubat 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Sevil, alkolik koca kurbanı mı?

MÜJGÂN HALİS
Kurban Bayramı'nın ilk gününde, Hilton'a balayına değil ölümüne geldiğini bilmiyordu Sevil Seyan. Yedinci kattan düştüğünde, geride alkolik ve tutuklu bir koca, evlatsız bir aile ve sorularla dolu bir ölüm bıraktı..
Sevil Seyan'ın şu anda tutuklu olan ve kendisini zorla kaçıran kocası Işın İşsever bir alkolikti ve genç kadın ondan uzaklaşmak için İstanbul'u terk etmiş, telefon numarasını değiştirmişti.

Çanakkaleli Seyan ailesinin tek çocuğu Sevil (24), Kurban Bayramı'nın ilk günü balayını geçirdiği Hilton Oteli'nin yedinci katından düştü. O sırada yanında olan kocası Işın İşsever (44) karısının, "Seni de, bu hayatı da istemiyorum," deyip intihar ettiğini ileri sürse de aile, kızlarının öldürüldüğünü iddia ediyor. İşsever'in tutuklandığı olay sonrası henüz soruşturma aşamasında olan olayı araştırdık. Sonuçta daha önce medyada yer almayan bilgilere ulaştık:

* Sevil Seyan daha önce bir evlilik yaşamış ve ailesinin isteğiyle boşanmıştı.
* Kendisini kaçıran ikinci kocası Işın İşsever'den uzaklaşmak için İstanbul'u terk etmiş, hatta telefon numarasını bile değiştirmişti.
* Işın İşsever bir alkolikti ve genç kadınla alkol tedavisi görürken tanışmıştı.
* Olayın yaşandığı gece kocası aşırı derecede alkol almış ve genç kadının yaşamı boyunca tiksindiği sarımsaklı işkembe içmişti.
* Üstelik 10'a yakın ilaç kullanıyordu.

DAHA ÖNCE DE EVLENDİ
Biga'nın Geyikkırı köyünde doğdu Sevil. Babası Niyazi ile annesi Sabiha'nın iki kızından biriydi. Ablası genç yaşta trafik kazasında ölmüştü. Taşrada büyüyen birçok genç kızın ortaokuldan sonra girdiği sağlık meslek lisesi sınavlarını kazanmasıyla hayatı değişti, o artık bir hemşire adayıydı. Eğitimini sürdürürken bir yandan da köyün delikanlılarından Abdullah'a gönlünü kaptırdı ve okulu bitirir bitirmez 18 yaşında telli duvaklı gelin oldu. İstanbul'a yerleştiler. Abdullah önce büyük bir atölye işletti, sonra da özel bir bankada iş buldu, Sevil de Balıklı Rum Hastanesi'nin alkol tedavisi bölümünde sözleşmeli hemşire olarak çalışmaya başladı. Ancak kimilerine göre annesinin telkinleri, kimine göre ise kültür farkı nedeniyle ancak dört yıl sürebildi evliliği. Hayatını değiştiren adamla da o günlerde tanıştı. Alkol tedavisi için hastaneye yatan Işın İşsever, çevresine sürekli pozitif enerji saçan Sevil'i hemen fark etmişti. Küçük buluşmalar, pahalı hediyelerle başlayan flört, daha sonra küçük tatillerle sürdü. Birlikte Kıbrıs'a, Marmaris'e, Bodrum'a gittiler.

UZAKLAŞMAK İSTEDİ
Sevil ne ailesine ne de arkadaşlarına yaşadığı ilişki hakkında bir şey anlattı. Ama nedense İzmirli bir deri tüccarı olduğunu söyleyen Işın İşsever hakkında içine sinmeyen şeyler vardı. Bir yandan adamın ilgisinden memnunken, bir yandan da hâlâ evli olması ve alkol sorunu onu endişelendiriyordu. Endişesi epey şiddetli olmalı ki, Işın İşsever'den habersiz tayinini istedi. Kısa süre sonra da Çanakkale'ye bağlı Çan Devlet Hastanesi Acil Servisi'nde acil tıp teknisyeni olarak çalışmaya başladı. Akabinde cep telefonu numarasını da değiştirdi. Yeni işyeri, köyüne de çok yakındı. Her şey olup bittikten sonra, ikisini de tanıyanlar, Işın İşsever'in Sevil'in izini çok geçmeden bulduğunu hatta Işın İşsever'in üç çocuğuna rağmen evliliğini bu dönemde bitirdiğini ve genç kadının kapısını bu rahatlıkla çaldığını da söylüyor.

PİJAMALARIYLA KAÇIRDI
Olayların seyrinin değiştiği gün, 2007'nin 6 Aralık'ı. Anne ve babası sabahın erken saatlerinde evin önündeki ahırda hayvanlarla ilgilenirken, pencereden bir gölge süzüldü ve içerideki odada, teyzesiyle yan yana yataklarda uyuyan genç kadının ağzını kapattı. Sevil üzerindeki pijamalarla, kafası öne eğilmiş olarak kendisini bir arabanın arka koltuğunda buldu. Elbiselerini giymeye bile fırsatı olmamıştı, cep telefonu, çantası, nüfus cüzdanı hepsi evde kalmıştı. Işın İşsever, Çan'da bir araba yıkamacısından kiraladığı arabaya atlayıp Geyikkırı'na gelmiş, kızı zorla kaçırıp götürmüştü. Anne ve babası, Sevil'den birkaç gün sonra haber aldılar. Baba Niyazi Seyan, o anları şöyle anlatıyor: "Karakola giderek şikâyette bulundum ama yaşı reşit olduğu için bir şey yapamadılar." Sevgiden mi korkudan mı bilinmez, genç kadın da İşsever'in evlenme isteğine rıza gösterdi. Çiftin nikâhı babanın ısrarıyla Biga'daki MRG Otel'de 15 Aralık'ta kıyıldı. Sevil düğününde gelinlik giymedi, üstelik bir işaret gibi baştan aşağı siyahlar içindeydi. Babası Niyazi Seyan, Işın İşsever'in kızını kendileriyle hiç baş başa bırakmadığını ama nikâhtan önce Sevil'i bir kenara çekip, "Yapma, bu adamın yakınlarına hayrı olsa küçücük çocuklarını bırakmaz. Bir psikopatla evlenme," dediğini anlatıyor: "Sesini çıkarmadı, kızımın onu sevip sevmediğini bilmiyorum. Sonra bizim evde bir kahve içimi oturdular ve İstanbul'a doğru yola çıktılar." İstanbul'da ilk iş İşsever'in ağabeyinin Ataköy'deki evine uğradılar. Bu arada ağabey İşsever, çiçeği burnunda çifte Hilton'da bir haftalığına balayı dairesi de ayırttı. 16 Aralık'ta Hilton'a yerleştiler ve evliliklerinin ilk birkaç gününü İstanbul'u gezerek geçirdiler. Kolunda 9 bin YTL'lik Rolex saatle gezen Işın İşsever, genç karısına da 1000 YTL'lik bir saat almıştı düğün hediyesi olarak. Çiçeği burnunda çift için her şey yolunda gibiydi.

O GECE NE OLDU?
19 Aralık'ta otele gece 01.00'de girdiler. Öncesinde Işın İşsever'in ağabeyi ve yengesiyle bir yerlerde yenildi, içildi. Ağabey çifti bir işkembeciye bıraktıktan sonra evine döndü. Alkol tedavisi gören ve bunun yanında birçok ilaç da kullanan İşsever birkaç saat sonra poliste, savcıda ve mahkeme sorgusunda verdiği ifadede içtiği kadeh sayısını farklı telaffuz edecekti. Polise bir kadeh, savcıya bir-iki kadeh, sorguda da ise dört kadeh şarap ve ardından da bol sarımsaklı işkembe içtiğini söyleyecekti. Babasının verdiği bilgiye göre sarımsaktan nefret edecek kadar uzak duran ve aşırı alkole de müsamahası olmayan Sevil, büyük olasılıkla sarımsak kokusunu geçirmek için 02.00'de kat görevlisinden meyve istedi, 02.30'da ise ayran. Aradaki dakikalarda çiftin arasında nasıl bir gerginlik yaşandı, kimse bilmiyor. Çok geçmeden Hilton Oteli'nin yedinci katındaki 727 nolu odanın balkonundan bir şey düştü aşağıya. Saatler 03.00'ü biraz geçiyordu ve yere çakılan, Sevil Seyan'dan başkası değildi. Anında hayatını kaybeden genç kadın o kadar yükseklikten aşağı nasıl düş(ürül)müştü? Odayı inceleyen polisler, gayet düzenli bir oda ve yerde kırık bir bardakla karşılaştılar. Işın İşsever'in üç ayrı aşamada verdiği ifadelerdeki çelişkileri şimdilik kimse çözebilmiş değil. Poliste "Uyuyordum, eşimin uyandığını hissettim, 'Senden ve bu dünyadan nefret ediyorum,' diye bağırdı ve koşarak balkondan atladı, bir 'Ah' sesi duydum," diye ifade verdi İşsever. Savcılıktaki ifadesinde ise şunları söyledi: "Yaklaşmak istedim, işaret parmağını kaldırarak 'Yaklaşma,' dedi. Hatta elini çekerken bardağa çarptı, bardak kırıldı. Ben de yaklaşmadım, hatta onu rahatsız etmemek için sırtımı dönüp yattım." Sorgu aşamasında verdiği ifadedeki ayrıntılar ise biraz daha farklı: "Yaklaşmak istedim, eliyle beni itti. 'Leş gibi kokuyorsun,' dedi. Ben de rahatsız etmeden arkama dönerek uyudum." Bu ifadelere göre bir kadının, neden durup dururken canına kıydığını hatta bunu kendi isteğiyle yapıp yapmadığını anlamak imkânsız.

KIZIMI KOCASI ÖLDÜRDÜ
Kızının intihar etmeyecek kadar hayatı sevdiğini söyleyen babanın iddiaları ise oldukça ciddi. Işın İşsever'in olaydan sonra polisi değil, doğrudan avukatını aradığını söyleyen baba Seyan, İşsever'in avukatıyla birlikte delilleri yok ettiğini öne sürüyor. Polisin bir süre sonra arandığını söyleyen Seyan, polisin de ne otel görevlilerinin ne de yan odalarda kalanların ifadelerini almadığını belirtiyor. Olay yerine gelen nöbetçi savcının kızının cesedini kaldırdığını, ama odanın balkonundaki zorlanmadan eğilen ve plastikleri kalkan demirleri fark etmediğini belirtiyor. Niyazi Seyan bu delilleri kendi avukatlarının bulduğunu söylüyor. Ailenin avukatı Mücteba Kılıç da şüpheli İşsever'in ifadelerinin çelişkili olduğunu ancak Adli Tıp raporunu beklediklerini belirtiyor. Gazetelerde çıkan haberlerin aksine henüz Adli Tıp raporunun düzenlenmediğini anlatan Kılıç, Sevil'in darp edilip edilmediğinin ve kolunun altındaki iki kesiğin nedeninin de bu raporla anlaşılacağını vurguluyor. Alkolik olan İşsever'in genç kadına zorla yaklaştığını ve alkolün etkisiyle kızı balkondan düşmeye zorladığını iddia eden Kılıç şu soruyu soruyor: "İntihar etmek isteyen biri neden balkon demirlerini ve üstündeki plastikleri zorlayacak kadar güç harcasın ki?" Görüşünü almak üzere aradığımız İşsever'in avukatı Mehmet Ali Gül ise, konuyla ilgili konuşmak istemediğini ancak müvekkilinin suçsuzluğunun ortada olduğunu, serbest kalmasının an meselesi olduğunu ifade etti. Işın İşsever'in hayli varlıklı biri olmasına rağmen, İstanbul Ticaret Odası'nda kayıtlarının olmadığını, hatta bir ikametgâhının bile olmadığını söyleyen Kılıç, bütün resmi evraklarda avukatının adresinin yer almasına da dikkat çekiyor. İşsever'in ifadelerinde suçlamaları kabul etmediğini hatırlatan Av. Kılıç, erkek tarafının olaydan sonra kız tarafıyla hiçbir iletişime geçmediğini, sadece karakolda, rüşvet maliyetinde düğünde takılan takıları Niyazi Seyan'a vermek istediklerini ama babanın takıları kabul etmediğini söylüyor. Ceza davasının yanı sıra, Sevil'in ailenin yaşayan tek evladı olması dolayısıyla manevi tazminat davası açacaklarını da söyleyen Kılıç'ı baba Seyan da onaylıyor: "Benim evladım gitmiş, takıyı neyleyim?" Sevil'in oteldeki çantasından Dolce Gabbana saat, bilezik, yüzük, takı seti, makyaj seti ve 70 tane piyango bileti çıktı. Düğününde Kurban Bayramı'nın üçüncü günü ailesini ziyaret edeceğine söz veren genç kadının, söz verdiği tarihte cenazesi gitti köyüne. Sevil Seyan, ablasının yanında toprağa verildi. Ondan geriye ise, ardından arkadaşlarının yazdığı "Sevil çok iyi bir insandı, canına kıyacak biri değildi, bu olayı aydınlatın," mesajları kaldı.
Haberin fotoğrafları