'Köşeye sıkıştırma' taktiği uygulanmadı

Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis'in, 49 yıl aradan sonra Türkiye'ye gelişi bu ziyarete ister istemez "tarihi" bir nitelik kazandırdı. Karamanlis, 22.5 saat süren Ankara ziyaretinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı çok yönlü görüşmelerinden son derece memnun kaldı. Ankara görüşmelerinde Türk-Yunan anlaşmazlıklarının kökten çözümünü öngören hiçbir somut kararın alınmamasına rağmen her iki başbakan da bu konuda yaptıkları açıklamalarda ileriye yönelik olan ümitlerini dile getirmekle yetindiler. 49 yıl aradan sonra gerçekleşen bu Ankara ziyaretinde gerek Karamanlis'i gerekse ona eşlik eden Dışişleri Bakanı Bakoyanni'yi "son derece memnun kılan" tek şey, taraflar arasında yaratılan samimiyet ve güven duyguları oldu. Yani, Karamanlis ve Erdoğan, Türk- Yunan anlaşmazlıklarının giderilmesinde karşılaştıkları sorunları karşılıklı olarak samimi bir biçimde dile getirdiler. Türk ve Yunan hükümetlerinin birbirlerine karşı geçmişte uyguladıkları "köşeye sıkıştırma" taktiklerine girişmediler. Ankara'da iki taraf arasındaki "samimiyet duygularının pekiştirilmesine" yol açan söylemler kısaca şöyle özetlenebilir:

EKÜMENİK MESAJI
* Başbakan Erdoğan'ın özellikle "Patrikhanenin ekümenik sıfatınının doğrudan doğruya Hıristiyan Ortodoks dünyasının bir iç meselesi olduğunu" söylemesini "not" etti. Bu konuda önemli bir "adımın" atıldığı şeklinde algıladı.

* Başbakan Erdoğan'ın keza Ruhban Okulu'nun 1972'ye kadar eğitime açık olduğunu ancak "bir kararname ile kapatıldığını" kabul ederek; kendi hükümetinin yaptığı değerlendirmelerin tamamlanmasından sonra bu konuda bir karar vereceğini açıklaması Yunan tarafının içine bir bakıma "su serpti."

* Erdoğan'ın Kıbrıs sorununun çözümü ile ilgili uğraşılardan söz ederken Kıbrıs Rum tarafının külliyen reddettiği ve adının bile anılmasını istemediği "Annan çözüm planının" devreden çıktığını söylemesi de Yunan tarafını rahatlattı.

* Erdoğan'ın el konan İstanbul'daki Rum vakıflarına ait taşınmazların iadesiyle ilgili yasa tasarısının hazırlandığını ve TBMM'nin onayına sunulacağını açıklamasını da memnuniyetle karşılandı.

* Ege'deki anlaşmazlıkların giderilmesi için yıllardan bu yana Türk ve Yunan dışişleri bakanlıkları genel sekreterleri başkanlığında yürütülen istikşafi görüşmelerinden özlü bir sonuç alınabilmesi için heyetlerin "daha sık görüşmelerine" karar verilmesi Ege anlaşmazlıklarının çözümüne bir ivme kazandırılacağını gösterdi.

* Ancak Yunan yetkililerin bir açıklaması daha oldu. O da Batı Trakya Türk azınlığıyla ilgiliydi. Yetkili, Yunan hükümetinin Türk azınlığının kendi müftüsünü kendisinin seçebilmesi için tek bir şartı olduğunu söyledi. Bu şart da "Batı Trakya'daki müftüler şeriat kanunlarını uygulamaktan vazgeçmeli" şeklindeydi.