Sayın Topbaş, şehir suyu borulardan sızıyor mu sızmıyor mu?

Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, İstanbul'un çeşitli yerlerindeki üst geçitlerin üzerine yazdırdığı, 'Susuzluk tehlikesi geçmedi' cümlesi aklıma geliyor ve 'Niye Başkan Topbaş bir an önce su borularının durumu hakkında harekete geçmiyor' diye sormaktan kendimi alamıyorum.
Denen o ki, Türkiye genelindeki içme sularının neredeyse yarısı borulardan sızarak heba oluyor. Doğal Hayatı Koruma Vakfı'nın başlattığı 'Conta Hareketi' nin farkında mısınız bilmiyorum, ama en azından konuyu her türlü gündem maddesiyle yarışacak bir şekilde taze tutmaları konusundaki inatlarını takdir ediyorum.
Benim asıl bugün dile getirmek istediğim konu İSKİ'nin tavrı. Biraz kafa karışıklığına yol açtığını söylersem yanlış olmaz sanırım. Hatırlarsanız Doğal Hayatı Koruma Vakfı Başkanı Akın Öngör'le bir görüşme yapmış ve Öngör'ün şehir sularının borulardan geçerken sızdığını, İstanbul'da suyun yarısını böylece kaybettiğimiz yolundaki sözlerini köşeme almıştım. Sonraki günlerde İSKİ'den bir açıklama aldım.
İSKİ diyor ki, öncelikle İstanbul'da kayıp oranı yüzde 28'i geçmez. Türkiye genelinde yüzde 50 olsa da. Ayrıca, İstanbul'daki şebeke boruları dünyada gelişmiş ülkelerde kullanılmakta olan son teknoloji ürünü düktilfont adı verilen borular.
Yani su sızdırması mümkün değil demek istiyor İSKİ.
Tabii bu arada İSKİ'nin hizmet alanına giren İstanbul'daki semt ve mahalle sayısı da hızla büyüyor. Üstelik bu bölgeler hep kaçak su kullanıyormuş. İSKİ'nin verdiği bilgiye göre, bugüne kadar yaklaşık 1 yıl içerisinde 420 km uzunluğunda içmesuyu şebekesi ve isale hattı döşenerek Silivri ve Çatalca İlçesi'nin yeni katılan tüm belde ve köylerinin altyapısı tamamen yenilenmiş. Buralardaki içme suyu şebekeleri düktilfont borularla yenileniyormuş.
Tabii bu arada İstanbul'daki mevcut kayıp ve kaçak su miktarı içerisinde kanunla belirlenen ibadethanelere verilen ücretsiz sular da bulunuyormuş. Ancak ben ibadethanelerin aşırı su tükettiğini hiç sanmıyorum.
İstanbul'un kaçak su kullanan bölgelerindeki altyapıyı değiştiren İSKİ, buralarda kullandığı yeni borularla sızıntının da önünü almış oluyor. Peki ya İstanbul'un merkezi sayılan ve yıllardır borularına hiç el değmemiş olan semtlerindeki durum ne?
'Başkan su borularımızı değiştir' diyerek kampanya yapan Doğal Hayatı Koruma Vakfı, doğru bir tespit üzerinden hareket etmiyor mu?
İSKİ, İstanbul'daki şebeke borularının dünyanın en gelişmiş boruları olduğu konusuna ısrar ediyor?
Bu konuda kafa karışıklığını kim çözecek?
Özetle sayın Topbaş, şehir suyu borulardan sızıyor mu sızmıyor mu?