Yüksek tansiyon hastası oldum!

-Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin, hiç değiştiniz mi?
- Hiç değişmedim vallahi! Sadece, daha sakin bir adamdım, sinirli oldum biraz.

- Neden?
- Anlattığım stresler yüzünden... Dizi yayınlanıyor, sabah uyanıyorsunuz, milyonlarca insan sizin için ya iyi düşünüyor ya kötü düşünüyor. Çok zor!

- Hasta etmez mi insanı bu?
- Etti tabii, yüksek tansiyon hastası oldum. Ya bu insana çok yük bindiren bir iş. O bölümü iyi oynadıysam milyonlarca insan ertesi gün benim için iyi düşünüyor, kötü oynadıysam milyonlarca insan, 'Şuna bak ne biçim oynamış,' diyor. E kıskananlar var, kıskanmayanlar var, insanların dibinde dolaşıyorsunuz, göze geliyorsunuz. Kanal mutlu olmak zorunda, yapımcı mutlu olmak zorunda, set mutlu olmak zorunda, siz mutlu olmak zorundasınız, aileniz mutlu olmak zorunda. Stres yani! Ben tansiyonun ne olduğunu bilmezdim, 28'e çıktı bir kere. Öldüm geri geldim yani.

- Ya sinema hayali?
- Bu projeden sonra bir-iki sene çalışmayacağım, çok yorgunum. Yurtdışında oyunculuk eğitimi almak istiyorum. Biri de benimle film yapmak isterse film yapmak isterim! Bir oyuncunun filmi olmazsa olur mu hiç? Yoksa ekranda yaptığımız işler antende hoş seda olup, yok olup gidiyor!