Selda Alkor, Sinop'ta dizi çekmekten memnun olduğunu söyledi: Sinop'u özel ve farklı kılan bence halkı. Çok sıcakkanlı insanlar. Onların ekibimize gösterdiği sıcak ilgi, yuvamızdan uzakta olmanın üzüntüsünü hafifletiyor.
İLİŞKİLİ HABERLER
Ayakta kalmayı beceren güçlü bir kadınım
Ayakta kalmayı beceren güçlü bir kadınım
'Parmaklıklar Ardında'nın 'Koğuş ağası Nur' olarak ekrana dönen Selda Alkor: Güçlü kadın rolleri bana hep yakıştırılır ama ben normalde de ayakta durmayı becerdim. Zeki olmasam da akıllı bir kadınım..
atv'nin beğeniyle izlenen dizisi 'Parmaklıklar Ardında'; 'Asmalı Konak'ın 'Sümbül Hanım'ı Selda Alkor'u yeniden ekranla buluşturdu. Bugüne dek rol aldığı TV dizilerinde hep güçlü karakterleri canlandıran Alkor, 'Parmaklıklar Ardında' ile de bu kuralı bozmadı. 'Koğuş ağası Nur' tiplemesiyle izleyiciden olumlu yorumlar aldığını söyleyen usta oyuncu, "Bu dizide Yeşilçam ruhuyla çalışılıyor ve bu beni çok mutlu ediyor" dedi. Alkor, Sinop'ta çekilen dizi ve sinemaya dair düşüncelerini GÜNAYDIN'a anlattı.
ZEKİ OLMASAM DA AKILLIYIM
* Cezaevinde çekimler nasıl gidiyor?
Çalışırken unutuyoruz bazı şeyleri ama burası bizim için çok özel bir mekan. Bu cezaevinden Nazım Hikmet'ler, Sabahattin Ali'ler geçmiş. Adeta onların ruhlarıyla bir arada yaşıyormuşuz gibiyiz. Ekip olarak farklı duygular hissediyoruz. Sabahattin Ali'nin burada yazdığı 'Aldırma Gönül'ü dizimize jenerik müziği olarak aldık zaten. Her şeye rağmen mesajlar vermeye, insanı anlatmaya çalışan bir grubuz. Oyuncunun görevi de budur diye düşünüyorum. Farklı insan yapısını farklı kültürleri, hatta farklı dinleri tanıtmak açısından yaptığımız işin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu dizide de kendimi sosyal bir konunun içinde bulduğum için çok mutluyum.
* Yine güçlü bir karakter olarak çıktınız izleyicinin karşısına...
Bana yakıştırıyorlar böyle rolleri. 'Normal hayatımda bu kadar güçlü müyüm?' diye sormadım kendime ama genelde ayakta durmasını beceren bir kadınım.
* Kendinize sormadığınız soruyu o zaman ben sorayım size; güçlü bir kadın mısınız?
Bugüne kadar yaşadıklarıma ve yaptıklarıma bakılırsa ben güçlü bir kadınım. Güçlü olmak illaki çok kuvvetli olmak anlamında değil. Vurduğunu deviren bir kadın anlamında da değil. Aklımla o kuvveti kendimde buldum. Akıl yoluyla birçok şeyi halledileceğime inanıyorum. Kuvvetli olmanın en önemli noktası da akıllı olmak. Zeki olmasam da akıllı bir kadın olduğumu söyleyebilirim.
BİZDE FİKİR ALMAK SERBEST
* 'Parmaklıklar Ardında' dizisinde iyi bir ekip oluşturdunuz değil mi?
Ekip olmak, ekip ruhunu taşımak bu dizi için çok geçerli. Herkes işini çok sevdiği için 'daha iyi nasıl yapabilirim' duygusuyla dolu. Birbirimizden fikir almak, konuşmak bizde her zaman serbest.
* Bu kadar kadının birarada olduğu bir işte kıskançlıklar olmuyor mu?
Buradaki genç arkadaşlarım çok yetenekli ve çok farklı yapıda insanlar. 'Ben ünlü olayım; televizyonda, gazetede çıkayım' gibi dertleri yok. 'Yaptığım iş iyi olsun' diye uğraşıyorlar. Benim kafa yapımda insanlar. İşimizle gündemde olalım dertleri var. Tıpkı Yeşilçam dönemindeki arkadaşlarım gibiler. Çekimlerimizde de bir Yeşilçam ruhu var ve bu beni çok mutlu ediyor. Aralarında herhangi bir sürtüşme de olmuyor.
* Sizce bu dizide izleyiciye sıcak gelen ne?
İnsanlar uzun süredir aynı tip hikayeleri izlemekten bıktı. Bir dizi yapılıyor çok seviliyor. Tekrarları benzerleri devam ediyor. Artık aşk hikayelerinin, kan davalarının en güzelleri yapıldı ve bitti. Bence seyirciyi daha farklı bir yere çekmek gerekiyor. 'Parmaklıklar Ardında'da bir ilk gerçekleşiyor. Sinema filmlerinin dışında ilk kez bir hapishane dizisi çekiliyor.
* Senaryo da sevilmesinde etkili değil mi?
Bu çok değişik hikayeyi usta bir kalem olan Feride Çiçekoğlu yazıyor. Gerçek bir mekanı kullanıyoruz ve geçmişte burada çok özel isimler yaşamış. Bütün bunlar izleyiciyi ilgilendiriyor ve dizinin sevilmesine neden oluyor.
PAZAR GEZİYORUZ
* Dizinin sesli çekilmesinden memnun musunuz?
Ben her zaman sesli çekimden yanayım ve bu dizi benim için büyük şans oldu. Dublajsız çekim sayesinde sesimi dengelemeyi öğreniyorum. İlk zamanlar 'herkes çok sessiz konuşuyor' diyordum ama meğer ben bağırarak konuşuyormuşum. (Gülüyor)
* Çekimlerden arta kalan zamanlarda Sinop'ta neler yapıyorsunuz?
Bol bol çarşıya çıkıyoruz. Sinop Sinop olalı bizim kadar alışveriş yapan müşteri görmemiştir. Her dakika bir şeyler alıyoruz. Aslında ucuz şeyler ama çıkışta bayağı pahalı tutuyor. Pazartesi ve perşembe günleri pazara gidiyoruz. Çok doğal sebze ve meyveler oluyor. Onları alıyoruz ve herkes neyi en iyi yapabiliyorsa onu pişiriyor. Hep beraber yiyoruz.
* Kimler neler pişirdi peki?
Serra (Yılmaz) inanılmaz derecede lezzetli bir spagetti yaptı bize. Patlayana kadar yedik. Ben zeytinyağlı dolma yaptım. Kabak pişirdik, otelin mutfağını işgal ettik adeta. Onlar da yanlızlık çekmeyelim diye bize mutfağı açtılar, 'Ne isterseniz onu yapın' dediler. Ben de birkaç gün sonra hamsili pilav yapacağım ekibe.
* Hamsili pilav mı? Bildiğim kadarıyla Karadenizli de değilsiniz...
Kayınvalidem Sinop'ta doğmuş. İlk hamsili pilavı kayınvalidemin elinden yedim. Çok lezzetliydi... Ben de çok güzel yapıyorum ama bakalım arkadaşlarım beğenecek mi.
İLİŞKİLİ HABERLER
Ayakta kalmayı beceren güçlü bir kadınım
Yayın tarihi: 8 Ocak 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/08/gny/haber,3486AA8C65054385A1D64867F8044FAB.html
Tüm hakları saklıdır.