Michael Albert, 2008 ABD seçimlerinden umutsuz.
İLİŞKİLİ HABERLER
Bazı çevreciler kapitalist sisteme karşı çıtlarını bile çıkarmıyor
Bazı çevreciler kapitalist sisteme karşı çıtlarını bile çıkarmıyor
- Greenpeace'in inandırıcılığı sizi tatmin ediyor mu?
- Greenpeace bile 'Biz küresel ısınmayı durdurabiliriz,' dediğinde, bir yere kadar hareket edebiliyor. Örneğin çıkıp, biz 'anti-kapitalistiz' veya 'piyasa karşıtıyız' dediklerini duyan olmuş mu? Piyasalardan, bu kapitalist sistemden kurtulmadan, ekolojiyi tahrip eden bu unsurları gidermek mümkün mü? Bence Greenpeace ve böyle davranan diğer bazı örgütler, biraz korkak. Ğerçeği ayan beyan biliyorlar. Ama bunu ifade edemedikleri müddetçe, sorun devam edecek. Bir kısım 'çevreci' de bu sisteme karşı tek laf etmiyor; kapitalizmi, piyasa ekonomisini olumluyor ve benimsiyor, kimi de elindeki refahı yitirmeyi göze alamıyor. Al Gore'u ele alın; küresel ısınmaya karşı verdiği mücadele samimi mi, değil mi? Kapitalist piyasa ekonomisinden kurtulmak gibi bir niyeti yok. Küresel ısınmayı önlemek için bu yönde çözüm üretmiyor.
- 'Katılımcı ekonomi' içinde 'koordinatörizm' tabiriyle eleştirdiğiniz, beyaz yakalılar mı?
- İşgücü ve kapital arasında arabuluculuk eden bir kesimden söz ediyoruz burada. Bunlar, kendilerine bahşedilmiş yetki ve eğitimlerini, hakim sınıf ve kendi çıkarları lehine kullanan insanlar. Benim 'koordinatör' sınıfına eleştirim, sahip oldukları gücü sadece kendi sınıflarının çıkarına kullanıyor olmalarına yönelik. Böyle davranarak elde ettikleri yetki, işgücü, yetenek ve hakları, sadece kendi tekelleri altına alıyorlar. Oysa bütün bu vasıfları halka geri sunmamız gerekiyor. Bugün kapitalizmin AR-GE'den bile anladığı, kâr fazlasını sağlayabilecek ve koordinatörler ve kurum sahiplerinin bekasını garantileyecek tedbirlerden ibaret. Oysa savunduğum 'katılımcı ekonomi' düzeni, insanların kendi hayatlarını idame ve kontrol edebilecekleri kararları kendilerinin almalarına dayanıyor.
- Çalışanları meşgul etmek kapitalizmin en büyük hilesi mi?
- Kapitalizmde bir 'üretim bandı' sürekli önünüzde oluyor. Bu üretim bandı, iş gücünü tahakküm altında tutmanın yegane yolu. Oysa asıl yaratıcılık, sınıf ilişkileri ve hiyerarşisini sürekli güncelleyip yeniden üretebilecek sistemlerden geçiyor. Katılımcı ekonomi mantığında insanlar, kendi iradeleriyle çalışma ortamlarını nasıl yeniden tasarlayabileceklerinin kararını verme hakkına sahip. Böylece daha az yabancılaşma ve sınıfsal parçalanma söz konusu olabiliyor. Bu noktada, ABD'de neredeyse bir kültür ikonu haline gelen New York Giants kökenli, akıllı Beysbol menajeri Leo Derocher'dan bir alıntı yapmak istiyorum. Kendisinin "İyi insanlar, yarışta hep en sonda gelir," diye bir sözü vardır. Herkes bu sözün ne kadar zeki ve nazik olduğunu düşünür ama, ben ABD toplumunu bundan ağır eleştiren bir söz daha hatırlamıyorum. Bu aslında toplumda iyi olmanın, size zarar verdiği ve iyi olmamayı tercih etmenin de daha avantajlı olduğu, böylece kesenizi doldurabileceğiniz anlamına geliyor! Katılımcı ekonomi, dayanışma, karşılıklı anlayış, saygı ve empati duygusunu barındırıyor. Buna kalkıp 'katılımcı sosyalizm' diyebilenler de çıkacaktır. Ama ben buradaki 'sosyalizm'den 1900'lerin başındaki Sovyet Rusya'yı değil, dünyadaki hemen birçok insanın bu kavram üzerinden talep ettiği adalet, özgürlük ve bağımsız yaşam hakkını anlamaktan yanayım.
- ABD'deki 2008 seçimlerine yönelik tahmininiz ne?
- Seçimler kimin umurunda? Amerikan seçimlerinde her daim iki parti vardır: Demokrat ve Cumhuriyetçi. Bu partiler de her zaman aynı şirket yanlısı yapıya hizmet eder. Her iki parti de küresel şirketlerin çıkarları doğrultusunda çalışır. ABD halkının yarısı niye oy vermekten yana olmaz peki? Çünkü kendilerini mahkum edecek olana, her halûkârda niçin oy vereceklerini anlamazlar. Oy kullanan yüzde 50'lik kesim ise, kişiye ve dış görünüşe oy vermekten öteye gitmez. Seçecekleri kişinin nasıl göründüğü, nasıl alkışladığı, nasıl konuştuğu onlar için daha önemlidir! En azından neyi seçeceklerini görmektedirler.
- İnternet siteniz Zmag'in Türkçe versiyonunda niçin hem Türkçe, hem de Kürtçe içerik tercihi bulunuyor?
- Bunu Türkiye sitesinin yöneticilerine sormalısınız. Ama, sanırım bunu uygun gördükleri için yapmışlar. Kaldı ki Kürtlerin siteye gösterdikleri ilgiyi ve içlerinde bulundukları zor durumu, ya da Türkiye'deki topluluklar arası şiddeti hesaba katacak olursak, bu çok normal bence. Kürtlere tüm haklara sahip birer yurttaş olarak saygı gösterilmesi gerekir. Bilgi için: www.zmag.org/turkey ve www.bgst.org
İLİŞKİLİ HABERLER
Bazı çevreciler kapitalist sisteme karşı çıtlarını bile çıkarmıyor
Yayın tarihi: 6 Ocak 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/06/pz/haber,29D912CEF4E547BB88BC878956541FA5.html
Tüm hakları saklıdır.