İş hayatım İran gibidir özelim ise özgür!

Tolga Karel, 2007 yılının en çok dikkat çeken isimlerinden oldu... Ekranların beğeniyle izlenen dizisi 'Yaprak Dökümü'nde canlandırdığı Oğuz karakteriyle herkes tarafından tanınan Karel, oyunculuğuyla birçok kişiden övgüler alsa da, konu özel hayatına gelince çoğu zaman eleştiri oklarının hedefinde kaldı. "Dizide iyi oynadığım için normal hayatımda da sanki onu yaşıyormuşum gibi travmatik bir durum hayatıma lanse edilmeye çalışıldı" diyen Karel, özel hayatındaki rahat adamla, ekran önünde işini yapan Tolga Karel arasında bir bağlantı olmadığını söyledi. "Ben de 60'ların ruhu var, kendimi dizginlemeyi sevmiyorum" diyen 29 yaşındaki genç oyuncu, hayatını içinden geldiği gibi yaşadığını anlattı. Beyazcamdan sonra tiyatro sahnesine de transfer olan Karel, Aydoğan Temel'in kaleme aldığı 'Fırıldakzade' adlı oyunla 8 Ocak'ta hayranlarıyla buluşmaya hazırlanıyor.

İŞİM VE ÖZELİM AYRIDIR
* 2007 yılının en çok konuşulan isimlerinden oldunuz, oyunculuğunuz övgüler aldı ama özel yaşamınız hep eleştirildi. Siz bu tavrınızla oyunculuğunuza haksızlık ettiğinizi düşünmüyor musunuz?
İnsanların dikkate alması gereken, ekran önündeki tavrım yani yaptığım iş... Bir şeyler konuşulacaksa bunların konuşulması lazım. Kime ne benim özel hayatımda ne yaptığımdan? Bunlar kimseyi ilgilendirmiyor. Bir gece çıkıyorum, sekiz kamera beni çekiyor sonra sanki her gece geziyor gibi gösteriliyorum farklı farklı kanallarda. Benim böyle bir şeye zamanım yok, ayrıca bu kadar büyük maddi güce de sahip değilim!

* Çıkan haberlere baktığımızda sizin sorumsuz ve düzensiz bir hayatınız var gibi görülüyor. Yapımcılar "Bu adama iş verilmez çünkü sorumsuz" deyip, iş vermezlerse...
İş ahlakım İran gibidir! Hatta şeriat gibidir! İki Tolga var; biri, işte disiplini sağlayan ve işine zamanında giden Tolga Karel var, diğeri de iş bittiğinde özelini yaşayan... Evet zaman zaman içen ve belki de dağıtan bir Tolga Karel. Ben uzaylı değilim, herkes gibiyim. O özel hayatımda yaşayan adamla iş hayatımdaki Tolga'yı birbirine karıştırmaya çalışan zihniyeti kınıyorum!

* Diziyle birlikte gelen şöhretten memnun musunuz?
Lanet olsun ki bu adamı çok iyi oynadım (gülüyor). Kötü oynasaydım, bu inandırıcılık yakalanamazdı. İyi oynadığım için de normal hayatımda sanki onu yaşıyormuşum gibi travmatik bir durum lanse edilmeye çalışıldı.

BENİ BESLEYEN ASİLİĞİM
* Çok fazla mı üzerinize gelindiğini düşünüyorsunuz?
Kendi ruhumda, bir şeyleri gizleyen veya saklayan bir adam değilim ben. 60'ların ruhunu taşıyorum. Serseri denilebilir ama daha asi biriyim. Bence bir sanatçının ruhunda da bu asiliğin olması gerek! Zaten dizginlendiğin zaman arayışın biter. Hayattaki gözlemlerin biter. Beni en fazla besleyen şey, bu asiliğim belki de... Bu tür bir felsefem var ama bunu yaşarken geriye giden bir ülkede yaşadığımız için zorlanıyorum. Ben zaman zaman yanlış anlaşılıyorum. Benim için sivri dilli bir adam deniyor. Neye göre? Anlamıyorum...

* Peki neden sizinle bu kadar uğraşıyorlar, meyve veren ağaç taşlanır durumu mu var?
O klasik bir laf gibi geliyor bana. Ülkemizde medyaya baktığın zaman bir şey, ya beyazdır ya da siyah. Ama bu gerçek değildir, arada renkler de vardır. Ben renk skalası geniş olan bir adamım. Benim renklerimi medya keşfetti ve belki de o anlamda peşime düştü. Daha hareketliyim, daha aksiyonel tavrım var.

* Yeni yılda değiştirmek istediğiniz şeyler var mı?
Ben iki senede çok iyi para kazandım; ev sahibi oldum, arabalar aldım. Ama sıfır noktasını da bilirim; babamın milyarları yoktu, yokluğu da bilirim. Kırılma noktası şu: Evet, bazı şeyleri elde ettim ama o bazı şeyleri sevmedim. Geçen sene Reina'larda takıldım ama sıkıldım. Arabaları kilitledim garaja, bir motor aldım, yine sokaklardan kopmamak ve hayatın içinde olmak için... Çok sosyetik, gösterişli, materyale bağlı yaşamı sevmedim. Yeni yılda daha doğal yaşamayı hedefliyorum. Parada pulda, gösterişte gözüm yok. Tek hedefim gerçekten iyi bir oyuncu olmak. Şu anda en büyük servetim oyunculuk, olmasaydı yaşamak istemezdim.

* Peki yeni yıldan neler bekliyorsunuz?
Köşe yazarlarının yeni yılda yaptığım işleri anlamaya çalışmalarını ve "Bu adamda bir şeyler yapmak istiyor" demelerini istiyorum. Önyargı olmadan beni anlamalarını istiyorum. Bu olursa daha bir şevkle çalışırım ve daha iyi şeyler yaparım.