Cem Yılmaz'la 2007'nin son söyleşisini yapmışız, adam oturmuş içini bir güzel dökmüş, kolay kolay biter mi! Dün yayımlanan röportaja bugün de devam ediyoruz. Keyifli okumalar...
* Cem Yılmaz sık sık film festivallerinde karşımıza çıkmaya başladı, seslendirme yapıyor... Artık 'sinema adamı Cem Yılmaz'ı mı öne çıkarıyorsunuz, önemsiyorsunuz?
Yoo, ben çok kapalı kaldım uzun zaman, 20'li yaşlarım sahnede geçti hep, o sırada çok fazla insan tanıyamadım benzer işleri yapan... Çok dar bir arkadaş çevresindeydim. Festivallere yakın zamanda iştirak etmemin sebebi; sinema filmi yapmakla ilgilenen, yapmış olan, yaptıklarını beğendiğim ya da yaptıklarını merak ettiğim insanlarla bir arada olmak, onlarla sohbet etmek. Güzel ve hoş oldu bence...
* Ne keşfediyorsunuz kendi adınıza bu buluşmalarda?
Kendi adıma bir şey keşfetmiyorum, dertlerin benzer olduğunu, sinema yapmanın çok zevkli olduğunu görüyorum.
* Yönetmenlik, oyunculuk, senaryo yazımı.. Hangisi cezbediyor sizi?
Benim için en kolayı oynamak, o hiçbir şekilde beni zorlamayan bir şey. O konuda bayağı tecrübe edindim, çok reklam filminde oynadım, bir sürü set gördüm çünkü. Oynamak kolay, bütünü tasarlamak zor. Bütünü tasarlamaktan yönetmenliği kastediyorum.
* Sinemacı olmanın en iyi yanı ne peki?
Çok kapalı bir hayat!
* Zaten öyle yaşıyorsunuz, sinemacı olmanıza gerek yok ki!
Hayır herkesi ilgilendiren bir şey yapıyorsunuz ama, bunu yaparken kimse yok ortalıkta! O çok güzel bir duygu...
* Yani sürpriz koymak ortaya?
Tabii... Vallahi de billahi de çok çileli de bir şey. Hastalık derecesinde bir tutkunuz olması lazım çünkü yerlerde debelenmeniz gerekiyor, garip garip saatlerde yemek yemeniz gerekiyor. Tuhaf yani! Kendinizi unuttuğunuz, bedenen kendinizi teslim ettiğiniz bir iş oluyor ve kapalı, kimse yok, yalnızca kameranın arkasındaki insan var.
* Merak ediyorum; komik adamı bir tarafa bırakıp dram oynar mısınız bir gün?
Elbette. Çok kolaylıkla yaparım, benim için büyük bir mücadele olmaz bu. Ama eğer böyle çok belirgin bir değişiklik yapacaksam kendi yazdığım bir şeyde oynamayı tercih ederim. Öyle de bir planım da var zaten...
* Ne zaman?
Bundan iki proje sonra!
* Oyunculuk kuralları diye de bir şey var. Kenan Işık çıkıp 'Beni rüşvetçi başkan gibi gösteremezsiniz' diyebiliyor. Var mı sizde de böyle saplantılar, 'Gay rolü oynamam' filan der misiniz mesela?
Ben oynarım ama bunların bazı ucuz yansımaları var, ondan kaçabilmek lazım. 'Bird Cage' filmi yapılıyorsa, Robin Williams 'oradaki gay'i oynamam' demez! Ama Robin Williams'a 'Abi bizim birikmiş iki milyon dolarımız var, hepsini sana yağdıracağız, saçma sapan bir şey çekiyoruz, orada gay ol' olmaz! Kural aslında orada gay rolü oynamak ya da kadın kılığına girmek falan değil bence, bütün içerikle ilgili. Aramızda şakasını yaptığımız bir şey var; 'Ferzan Özpetek filminde oynarım ama finalde beni biriyle öpüştürmeyecekse!' Yani komik bir unsur olarak gay'i oynamak, kadın kılığına girmek benim ilgimi çekmez.
Bugünkü Tüm Yazıları
Özpetek filminde oynarım ama finalde öpüşmeyeceksem!
Yayın tarihi: 31 Aralık 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/31/gny/sever.html
Tüm hakları saklıdır.