Geçen gün New York Times Gazetesi, yeni yılda 'mutlaka gidilmesi gereken' 53 yeri sıralarken, 'midesine düşkün' okurlarına İstanbul'u önermiş. Gazete, İstanbul'un restoranlarını 'modern ve geleneksel' sözüyle tanımlamış.
YİYECEKLER ORGANİK 'Kültürler Yemek Masasında Buluşuyor' başlığıyla yayımlanan yazıda, İstanbul'daki modern ve geleneksel restoranların sunduğu zengin yemek kültürünün nasıl hem uluslararası, hem yerel, hem ileri görüşlü, hem de son derece köklü olduğundan söz ediliyor. İstanbul'da uluslararası restoranların da şube açtıkları belirtilen yazıda, İstanbullular'ın artık daha fazla organik yiyeceklere yöneldikleri vurgulanıyor. Yani artık dünya da İstanbul'daki yiyecek-içecek sektörünün farkına vardı. Aylardır, yurtdışından gelen ünlü restoranları yazıyorum. Çünkü uluslararası şöhrete sahip restoranların İstanbul'a gelmesini çok önemsiyorum. O restoranlar sayesinde kendi mutfağımızı dünyaya tanıtacağımızı biliyorum. İşte New York Times'taki yazı, bunun en güzel örneği... Yalnız burada önemli bir husus var. Geçenlerde bir mekan sahibiyle sohbet ediyordum. Mekanının Ankara'da bir şubesini açmış. Burada, İstanbul'daki mekanın bir günde yaptığı ciroya ancak bir haftada ulaşabilmiş.
FARK EDİLMESİ İÇİN... Bu durumdan dert yanarken, "Artık kabul etmek lazım; İstanbul diye bir ülke var ve bu ülke çoğu zaman Türkiye'nin önüne geçiyor" dedi. Çok doğru... Türkiye'ye gelen yabancı aşçı ve mekan sahiplerinin ağzında sürekli İstanbul var, Türkiye değil! Bunda sanırım bizim de hatamız var. Bir restoran ne kadar iyi olursa olsun, İstanbul'da olmadıktan sonra tanınmıyor, bilinmiyor. Ancak İstanbul'a gelince fark ediyoruz ve fark ettiriyoruz.
Bugünkü Tüm Yazıları
Türkiye'nin rakibi İstanbul
Yayın tarihi: 27 Aralık 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/27/gny/ozedincik.html
Tüm hakları saklıdır.