Şu an gözüm Rabia'dan başka bir rol görmüyor

atv'nin bugün yayına girecek olan yeni dizisi 'Sinekli Bakkal'ın kadın yıldızı Özge Özberk, iddialı bir projeye imza atttıklarını söyledi. Edebiyata çok ilgi duyduğunu, uzun süredir küçük öyküler ve denemeler de yazdığını söyleyen Özberk'in tek şikayeti ise; çekimler yüzünden artık yazmaya fırsat bulamamak!

* Son dönemde televizyonda çok sayıda edebiyat uyarlamasıyla karşılaşıyoruz. Bir oyuncu olarak bunun sizin için dezavantajı ya da avantajı var mı?
Kesinlikle daha avantajlı çünkü neye imza attığınızı biliyorsunuz. Bence hiç bilinmeyen bir öyküye imza atmaktansa, bilinen ve güçlü bir öyküde rol almak çok daha doğru. Çünkü öbür türlü hikaye ne kadar güçlü olursa olsun, bazen bir bakıyorsunuz hiç tutmuyor. O yüzden kendi adıma özellikle dizi projelerinde edebiyat uyarlamalarına daha sıcak bakıyorum. Hele 'Sinekli Bakkal' gibi bu kadar kült bir romana 'hayır' diyemezdim. Ben bu projeye çok inandım, tüm ekip de öyle...

HİÇ TEREDDÜT ETMEDİM

* Edebiyata ilginiz var mı, daha önce okumuş muydunuz Halide Edip'in 'Sinekli Bakkal'ını?
Edebiyata, yazıya çok düşkünüm. Hatta kendi kendime denemeler ve küçük öyküler yazıyorum yıllardır. 'Sinekli Bakkal' da çok severek okuduğum bir romandı. Dizi teklifi geldiğinde bu yüzden hiç tereddüt etmeden kabul ettim.

* Siz romandaki 'Rabia' karakterini canlandırıyorsunuz. Nasıl bir kız Rabia; derdi ne?
Rabia oldukça tutucu bir dedeyle büyümüş, yüreği müzik aşkıyla dolu olan ama kendini kapana kısılmış gibi hisseden bir kız. Dedesi hiçbir şeye izin vermiyor, üniversiteye bile gidememiş bu yüzden. Bu arada hafız, çok güzel bir sesi var ve çevrede Kur'an okumasıyla tanınıyor. Annesinini çalıştığı zengin bir konakta evin genç erkeği Pellegrini ile tanışıyor ve aralarında bir aşk başlıyor.

* Bir hafızı canlandırmak çok kolay veya herkesin yakın olduğu bir şey değil sanırım. Sizin hayatınızda Kur'an okumanın yeri nedir?
Bana çok da uzak olan bir şey değil bu. Benim anneannem her hafta Kur'an'ı hatmeden bir kadındı. Ayrıca dayım vefat ettikten sonra her yıl onun için mevlut okutulurdu evimizde. Dolayısıyla mevlut nedir, mukabele nedir; bunlar bana hiç yabancı olan şeyler değil.

BENİ ÇOK RAHATLATIYOR

* Kur'an okumaya hevesiniz oldu mu sizin de?
Arapça okuyabiliyorum Kur'an'ı ama tabii anneannem kadar değil. Yeni bir işe başlarken ya da ruhen huzura ihtiyaç duyduğumda, açar Yasin okurum mesela... Ama bu her gün Kur'an okuyorum diye anlaşılmasın. Bu da benim bir nevi uğurum, İşlerimin yolunda gitmesi için yaptığım, yaptığımda huzur bulduğum, kendimce beni rahatlatan bir şey.

* Dizide siz mi seslendireceksiniz mevlut okuma sahnelerini?
Hayır, vakit olmadığı için böyle bir şeye hazırlanamadık. O bölümleri başkası seslendiriyor.

* Önünüze gelen bir projeye 'Evet' derken kriterleriniz neler? Nelerin olması gerekiyor o rolü kabul etmeniz için?
Hikayenin inandırıcılığı çok önemli. Bir de o hikayede nerede ve ne amaçla yer aldığım. Bir hikayeyi puzzle olarak düşünün; oradan çıktığınızda orada büyük bir boşluk oluşuyorsa, doğru yerdesiniz demektir.

BU DİZİYE KİLİTLENDİM!

* Bunun başrol olması gerekmiyor ama sanırım...
Hayır, kesinlikle gerekmiyor. Bu çok küçük bir rol de olabilir ama o karakterin anlattığı bir şey olması gerekiyor, bir derdi olmalı ve insanların yüreğine dokunmalı mutlaka.

* Genelde akıllı uslu, sessiz sakin karakterleri canlandırıyorsunuz. Bundan sıkıldığınız oluyor mu?
Haklısınız. Hatta bu yüzden bu yıl bir sit-com projesinde rol almayı çok istemiştim. Ben 8 yılımı BKM'de geçirdim; o yüzden komedi yönümün de görülmesini çok isterim. Hep drama oynadığınızda kendini tekrar etmekten korkuyor insan.

* Diziler arasında 'Keşke ben oynasadım' dediğiniz bir rol var mı?
Hayır, 'Sinekli Bakkal'a öyle bir kilitlendim ki; gözüm 'Rabia'dan başkasını görmüyor şu an!