Dünyanın her yerinde cinnet geçiren geçirene

Bir gün geçmiyor ki gazetelerde cinnet haberi; ailesini öldürenler ya da iş arkadaşını kurşunlayanlar olmasın... Bir insan nasıl olur da kundaktaki çocuğuna kıyabilir aklım almıyor... Alpay G.-İstanbul

Cinnet; yoğun baskılar altında ezilen mazlum insanların kendilerini bir an için kaybedip etraflarını kana bulamaları mı ya da anlık, sebepsiz öfke nöbetleri mi? Bir kere cinnetin kendini ortaya koyuş tarzı kültürel ve öğrenilen bir şey. Örneğin ülkemizde cinnet geçirenler hemen her zaman aileden ya da yakın ilişki içerisinde olduklarına zarar verirken İskandinav ülkelerinde ve ABD'de hedef genellikle yabancılardır. Cinnet farklı klinik durumların sonucu ortaya çıkabilen bir tablo. "Ağır depresyona bağlı psikotik hezeyan yaşayanlarda, manik depresif bozukluğu olanların manik eksitasyonlarında, paranoid şizofrenlerde ya da organik akıl bozukluğu olanlarda görülebilen, kişinin kendine ve çevresine zarar verdiği bir durumdur cinnet" diyor psikiyatri uzmanı Dr. Vehbi Keser. Çocuklarını öldürüp intihar eden anneyi anlamakta güçlük çekeriz çoğumuz ama ona göre bu dünya öyle kötülükler ve acılarla doludur ki, kendisi çekip gidince ortada kalacak çocuklarına acır. Öyle derin depresyondadır ki, onları da öldürüverir. Bir kısmının derdi ise daha dünyevidir. Amaçları geride kalanlara ders vermek, onlara yaşayabilecekleri en büyük acıyı çektirmektir. Önemli bir grup ise psikoz boyutundaki şüphecilikleri ya da alkol ve madde bağımlılığının yarattığı organik durum nedeni ile yaşadıkları sanrılar sonucu cinnet geçirirler. Etrafındakilerin kendisine zarar vereceği düşüncesi içlerini yiyip bitirirken, kurtulmanın tek yolu herkesten önce davranmaktır onlara göre. Şizofrenlerde ise kontrol edemedikleri içsel bir ses ya da dürtü onları böyle eylemlere girişmeye yönlendirebilir. Şizofrenlerin bir kısmı olmayan sesler duyar, hayaller görür. Bu sırada bu tür cinai girişimlerde bulunanlar, çevresini katledenler mevcuttur. Nedir çare diye düşünsek herkesin yeterli tıbbi bakıma ulaştığı, refahı yüksek, adaletin olduğu, insanların huzur içinde yaşadığı bir topluma ulaşmak olduğunu görürüz. Fakat kimse sanmasın ki Ütopya'da cinnet yok! İnsanlık varsa cinnet de olacaktır.