Muhalif tavırlarıyla tanınan Mor ve Ötesi üyelerinin Türk bayrağı önünde çektirdikleri fotoğraf...
Morun ötesini şimdi göreceğiz
Şimdi, Mor ve Ötesi adlı güzide rock grubumuz Eurovision şarkı yarışmasında memleketi temsil edecek ya, işte onun basın toplantısında çekilen fotoğrafa baktım baktım, ayıptır söylemesi, fena halde güldüm. Bayrak asılmış bir duvar fonunda çekilen bu fotoğrafta, sanki önlerine albüm kapaklarından yazılmış bir TC yazısı konulsa tablo tamamlanacakmış gibi geldi. Hele, sakalıyla bir fenomen haline gelen Kerem Kabadayı'nın bakışları beni bitirdi. O bakışlar sakalı bile harcamış, 'Ne işim var burada insanı Tunç' durumu doğmuş... Tabii Mor ve Ötesi muhalif arkadaşlardan oluşuyor ya, Eurovision'u da bir 'vatan-millet' işi , 'yurdumuzu yedi düvele karşı temsil etme durumu' olarak gören ve temsilcimiz olan müzisyenleri asker uğurlar gibi yarışmaya uğurlayan medyamızda soru işaretleri de beliriverdi. Nasıl oluyordu da bu muhalif arkadaşlar, bir çeşit Kuvayi Milliye vazifesi görmeyi kabul ediyordu? Mevzu o değil, Birgün gazetesi bile, grubun fotoğrafını montajlıyor, davulcu Kerem Kabadayı'nın eline baget yerine Türk bayrağı tutuşturuyordu.
EUROVISION SEFERBERLİĞİ
Aslına bakarsanız, Avrupa'nın pek çok ülkesinde kimse Eurovision'u bir milli mücadele alanı olarak görmediği gibi, fazlaca da önemsemiyor; hiçbir memlekette bizdeki gibi seferberlik ilan edilmiyor. Ve fakat bizde, hani utanmasak, 'En büyük asker bizim asker!' tezahüratıyla yollayacağımız şarkıcı arkadaşların bu sene Mor ve Ötesi olması gayet hayırlıdır. En azından, bu galeyana, söz konusu fotoğraf karesindeki gibi 'Noluyoruz arkadaşım ya?!' der gibi bakacaklar ve bir nebze kendimize gelmemizi sağlayacaklardır. Yani, yarışmaya Serdar Ortaç gitse daha mı iyiydi sayın okurlar? Geçen sene gördük işte, Kenan Doğulu gitti, n'oldu? Çıktık açık alınla... Sonra? Shake It Up Shekerim!.. Post-travmatik bir kolaj çalışması. Ben 'milli ruh'la 'evrensel' muhabbetlerin son dönemdeki şu tuhaf 'köşede buluşalım' hallerine bir türlü alışamadım, belki de sorun bendedir... Tabii bu seneki şarkı seçiminin ne olacağı konusu da ayrı bir muamma. Bir kere, Mor ve Ötesi üç ayrı Türkçe parçayı Eurovision komitesine sunacak ve bunlar içinden seçilecek olan şarkıyla yarışmaya katılacak. Naçizane fikrim, bu parçalardan birinin, nam olsun diye Opera'nın 'remix'i olması gerektiğidir. Çetin Alp'e bir selam yollamak ve müzik tarihimizin Dünyayı Kurtaran Adam'ı olan Opera adlı şarkıya hürmetimizi ifade etmek bakımından çok önemli bir fırsat doğmuştur. Fırsattır çünkü, Mor ve Ötesi'nin bu vakitten sonra şeker 'shake it up'laması pek mümkün görünmüyor... Başka deyişle, şimdi bu işler nasıl çözülecek, bilemiyoruz; Mor ve Ötesi hep muhalif şarkılar yapıyor. Arkadaşlara arada sırada rastlıyorum, öyle Eurovision yüzü suyu hürmetine 'light' yoğurt gibi parçalar çıkaracaklarını sanmıyorum. E, peki nasıl olacak? Yani, bu şarkı yarışmasına hiçbir memlekette olmadığı kadar çok ehemmiyet verilen yurdumuzda, hem de püfür püfür esen milliyetçimuhafazakâr siyasi rüzgârlara karşılık, şöyle sert bir siyasi eleştiri içeren parçalar çıkarsa neler yaşanır mesela? Seç-beğen-al!.. "Yok arkadaş, biz bu grubu çiçekli-böcekli şarkı yapsın diye seçtik, onlar tam tersini şeetti," deyip, apar-topar başka birilerini yarışmaya yollama şansları yok bir kere. Bu tam bir skandal olur. Yani, koca Eurovision komitesi kaldı mı Mor ve Ötesi'nin insafına?! Bilmiyorum artık, çıkacak neticeyi hep beraber göreceğiz... Aman, kimse morarmasın... Ötesini tahayyül bile edemiyorum...
Yayın tarihi: 22 Aralık 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/22/ct/haber,CB790C9089D947488141D80752C34A7E.html
Tüm hakları saklıdır.