kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Aralık 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
4 yaşına basanZeynep Ece,doğduğunda birelin avucunu zarzor dolduracakkadar minikmiş.

Heyecanımı hiç hatırlamıyorum

ESRA TÜZÜN
ESRA TÜZÜN
28.11.2007
* Neden kızınızın doğumuna girmek istediniz?
Babalığın annelikten farklı olduğuna ve baba ile çocuk arasındaki duygusal bağın doğumdan sonra geliştiğine inananlardanım. Oysa anne, karnındaki bebeği ile daha gebelik sırasında bir bütün oluyor, aralarında kopmaz bir bağ kuruluyor. Biz babalar ise doğru ilişki için çaba göstermek zorundayız; her şey gidişatına bırakılırsa bazen sorunlar çıkabiliyor. O dönem, kızımla ne kadar erken tanışırsam aramızdaki bağ o kadar kuvvetli olacak gibi gelmişti bana. Doğumdan sonra ilk ben kucaklamak istedim onu. Onun gözlerine ilk bakan ben olmak istedim.

* Nasıl başladı o gün? Herhalde hiç aklınızdan çıkmamıştır...
24 Eylül 2003 günü sabah erkenden hastanedeydik. Baktık ki doğumu yaptıracak Doktor Mustafa Bahçeci bizden önce gelmiş. Önce ona sezaryene katılıp katılamayacağımı sordum; onun onayı olmadan böyle bir şeye yeltenmem mümkün değildi. Ne mutlu ki, bana izin verdi.

GÜLÜMSÜYORDUM

* Kızınızın doğumu sırasında heyecanlandınız mı?
O anın hızı içinde heyecanlanıp heyecanlanmadığımı gerçekten hatırlamıyorum. Fakat bir an ameliyat masasındaki eşime bakıp içimden, 'Artık onun içini dışını biliyorum' diye geçirdiğimi ve kendi kendime gülümsediğimi hatırlıyorum.

* Doğumda bir aksilik olsaydı, paniğe kapılmaz mıydınız?
Böyle bir şeyi aklıma bile getirmedim. Zaten baş aktör ben olmadığım için, bir aksilik anında panikleseydim bile herhalde beni yaka paça ameliyathaneden dışarı çıkarırlardı. Doğum sırasında hızlı çalışmak gerekir ve bu tür hemen karar verilmesi gereken anlarda, hariçten gazel okuyan seslere kimsenin tahammülü yoktur. Beni ameliyathaneye alarak, kendilerine olan güvenlerini ve benim onlarla işbirliği yapacağıma dair inançlarını göstermişlerdi zaten.

ZİHNİME KAZIDIM


* Kızınızla ilk karşılaşma anı nasıldı? Neler hissettiniz?
Onu ilk ben gördüm. Kızımın anne karnından çıkarılıp elime verildiği ilk an bedeninin hafifliği ile sorumluluğunun ağırlığını birlikte hissettim. Aslında beklediğimizden küçük doğmuştu. Eşimin gebeliği sırasında aldığı kilolara bakan biri, şöyle bütün kucağı dolduracak bir bebeğimiz olacağını düşünürdü. Ama bizim kızımız elimizi ancak dolduruyordu. Hemen eli yüzü temizlendi. Onun rahatça nefes aldığını fark ettiğimde, ben de farkında olmadan tuttuğum kendi nefesimi bırakmışım. İnsan ne kadar özen gösterirse göstersin, zaman içinde bazı şeyler silinip gider aklından. Bu yüzden ben, ömrüm olduğunca unutmamak üzere zihnime kazımaya çalıştım kızımın doğduğu anı. Kızımın doğumu benim için girdiğim diğer doğumlardan tamamen farklıydı. İnsanın evladı yokken, bazen 'Çocuğum olmasa da olur' diye geçirebiliyor içinden. Hatta çocuğu olduğunda hayatındaki her şeyin tepetaklak olacağını sanıyor. Fakat William Churchill'in de dediği gibi; 'Bu bir son değil. Hatta sonun başlangıcı bile değil. Ama kesinlikle başlangıcın sonu.'