Kaderleri aşkta da sanatta da kesişti

Birinin ismi Alain Guerra; soyadı 'savaş' anlamına geliyor. Diğeri, Neraldo de la Paz. Onun soyadı ise 'barış' demek. İkisi de Kübalı; küçük yaşta ABD'ye gelmişler. 11 yıldır hiç ayrılmamışlar; sevgililer. 2. Contemporary İstanbul Güncel Sanat Fuarı'na katılmak için Türkiye'ye gelen ikiliyi, çağdaş sanat dünyası ise 'Guerra de la Paz' olarak tanıyor. Guerra de la Paz, çalışmalarında malzeme olarak atık kıyafetleri kullanmalarıyla tanınıyor. Giyilmiş kıyafetleri tercih eden ikili, önce malzemeyi bulduklarını, fikrin ise daha sonra, kendiliğinden geliştiğini söylüyor. Sanat eserine dönüşecek kıyafetlerin giyilmiş olması şart; "Böylece her birinin bir hikâyesi, geçmişi oluyor. Kullanılmış kıyafetler sanki sahiplerinin enerjilerini taşıyorlar. Bu da sanatımıza hayat veriyor," diyorlar.

EGOLARIMIZDAN ARINDIK
Peki ya insanın sevgilisiyle, kocasıyla bile aynı işte çalışması zorken; yüksek egolu iki sanatçı nasıl bir araya gelir? Karakterleri mi çok benzeşmektedir? "Hayır," diye yanıtlıyor Guerra: "Aslında soyadlarımızdaki tezattan da anlaşılacağı gibi, gece ile gündüz gibi, apayrı iki karakteriz. Ama çok benzer zevklerimiz var. Bu yüzden birbirimizi bütünlüyoruz." Ego kısmına gelince, sözü Paz alıyor: "Arınmamız gereken ilk şey, egolarımız oldu. Beraber çalışmaya başladığımız ilk dönemlerde çok zorlandık. Bir sanatçının işini başkasına teslim etmesi çok zordur. Ama yaptıklarımız ortaya çıktıkça, birimizin göremediğini öbürümüzün fark ettiğini gördük, birbirimizi tamamladığımızı anladık." İşleri, aşkları, hayatları beraber olan iki sanatçının sürekli 'sanat' konuşmasını beklemek doğal. Gerçekten de öyleymiş. Ama İstanbul'a geldikleri andan beri hiç 'iş', yani sanat konuşmamışlar. Her dakikaları hayret etmekle geçmiş. Paz özellikle Topkapı Sarayı'nın hareminden etkilenmiş, "Orada yaşayabilirim," diyor. Guerra ve Paz, birçok uluslararası çağdaş sanat fuarı arasından İstanbul'u; hem şehri görmek, hem de Türk sanat dünyasını tanımak için özellikle seçmiş. Guerra, ABD'deki sanat çevrelerinin İstanbul Bienali'nden de övgüyle bahsettiğini eklemeyi unutmuyor. İstanbul şu aralar sanatçıların en çok merak ettiği ve gitmek istediği şehirmiş, duyurulur!