Basında Panionios galibiyeti
Özge AYDIN /SABAH İNTERNET
Galatasaray, UEFA Kupası 2. tur (H) Grubu'nda Yunan ekibi Panionios ile oynadığı karşılaşmayı 3-0 kazanarak hem gruptaki ilk galibiyetini aldı, hem de 3. tura çıkma iddiasını devam ettirdi. İkinci yarıda oyuna girerek maçın gidişatını değiştiren Hakan Şükür, sergilediği futbolla yazarlardan tam not aldı.
LEVENT TÜZEMEN: KALLİ'Yİ DE KURTARDI (SABAH)
Kadrolar elimize geldiğinde G.Saray tarihine geçecek bir kulübeye tanık olduk. Tam 4 forvet; Hakan, Nonda, Ümit Karan ve Özgürcan yedekti. Kalli basın toplantısında "Mutlak kazanmamız gereken bir maç" demişti. Ama sahaya kaybetmeme mantığı üzerine kurulu bir kadro sürdü.
Lincoln Mehmet Topal ve Arda iyi mücadele etmelerine rağmen yardım gelmediğinden çok pas hatası yapıyorlardı.
Linderoth'un sakatlanıp çıkması ve Hakan Şükür'ün girmesi G.Saray'ın ve Kalli'nin kurtuluşu oldu. Kalli Serkan'dan verim almak istiyorsa tek forvet oynatmamalı. Çünkü Serkan çabuk süretli ve çok gezinen bir oyuncu. Hakan ve Nonda gibi yüksek toplarda etkili forvetlerle oynadığında rakip kalede çok tehlikeli olur. Zafer gecesinin kader adamı Hakan Şükür'dü.
Yönetim ve Hakan yaşananları unutmalı, G.Saray'ın başarısı için kol kola girmeli. Hakan böyle oynadığı sürece ne medya ne de yönetim tek kelime edemez. Bu yüzden Hakan'da kendisiyle yüzleşmeli.
AZİZ ÜSTEL: KALLİ'NİN TERCİHİ (FOTOMAÇ)
Özhan Canaydın 2002 yılında başkan olduğundan bu yana Galatasaray, Avrupa'da oynadığı bütün maçlarda tel tel döküldü. Dün akşam Panionios ile oynayacağı karşılaşma mutlaka kazanılması gereken bir oyundu. Kalli, sahaya öyle bir takım sürdü ve yedeklerin arasına öyle oyuncular aldı ki inanmak mümkün değil.
Koskoca bir 45 dakika Galatasaray'ın bırakın akınını kaleye attığı bir tek şut yok. Rakip takım Türkiye liglerinde oynasa kümede zor kalır. İkinci yarıda Kalli kendine geldi ya da getirildi ve Hakan Şükür'ü sahaya aldı. Galatasaray da kendine geldi. İlk yarı boyunca kendisinden 10 karış uzun iki stoperin arasında sıkışıp kalan Serkan canlandı. Panionios savunması Hakan Şükür ile ilgilenince Arda'nın pasından yararlanan Serkan, Galatasaray'ın ilk golünü attı.
Eğer Kalli yine böyle garip bir takımla sahaya çıkmazsa Galatasaray iki hafta sonra İstanbul'da Austria Wien'i de yenecektir. Ama Galatasaray'da birilerinin hem Kalli hem de Lincoln ile ciddi ciddi konuşması gerek.
TANJU ÇOLAK: 'ŞÜKÜR'LER OLSUN (FOTOMAÇ)
Trabzon maçından sadece Linderoth-Barış yer değişimi ile ki bu da değişiklik sayılmaz aynı kadro ile çıkması demek ki işi bir şans golüne bıraktığını açıkça gösteriyordu. İşin en tuhaf tarafı da mutlak galibiyet alması gereken bir maçta Nonda, Hakan Şükür, Ümit Karan gibi Türkiye'nin en klas ve en etkili forvetlerini kulübede oturttu. Böyle bir kadroyu niye çıkardığını, nasıl bir mantık içinde açıklayacak merak ediyorum doğrusu.
Pozisyon dahi bulamadığımız ilk yarının ardından Hakan Şükür tam anlamıyla oyuna girerek deyim yerindeyse Galatsaray'ın maçı koparmasında büyük rol oynadı. Serkan'a yaptığı asistle hem penaltı kazanmasına hem de skor 2-0 iken rakibin 10 kişi kalmasına neden oldu. Tabiki bu arada hakem kadrosuna da gerçekten teşekkür etmek gerekir. İkinci yarıda Hakan ve Mehmet Güven değişiklikleri cuk oturdu. Nitekim 83 dakikada Mehmet ortaladı Hakan Şükür'le güzel bir kafa golü buldular. Sonuç olarak; Kalli daha önceki roportajlarında da belirttiği gibi hep tek yarılı iyi oyunlarını bu maçta da tekrarladı. Kazanılan bir maçın arkasından konuşulmaz ama papaz her zaman pilav yer mi, seyredip göreceğiz.
ZAFER ERTEM: HAKAN GİRDİ MAÇ BİTTİ (FOTOMAÇ)
G.Saray'a galibiyet yani gol lazımdı ama Alman sakatlıkları geçen ve iyileşen resmi golcüler Hakan Şükür, Nonda, Ümit Karan hatta Özgürcan bile kulübeye hapisti. Uğur, Song, Servet ve Volkan'dan oluşan klasik defansın önünde Mehmet Topal tek ön libero, onun da önünde orta saha Hasan, Linderoth, Lincoln ve Arda'dan oluşuyordu.
G.Saray'a gol lazımdı ama dakikalar 40'ı gösterdiğinde Cimbom'un etkili bir şutu bile yoktu. İkinci yarıya Kalli, Hakan Şükür ile başladı. Forvet ikilenince G.Saray rakibini kendi sahasına hapsetti. Bu baskı Serkan ile golü getirdi. Ofsayt kokan pozisyonda Serkan kaleci Tambasis'i de çalımlayıp G.Saray'ı öne geçirdi. Gol sonrasında G.Saray akın akın rakip kaleye inmeye başladı. Yine Serkan ile (bana göre kendini yere atması hakem Mallenco'ya göre ise rakip tarafından düşürülmesi) kazanılan penaltıyı Song ağlara bırakınca G.Saray bir anda farkı ikiye çıkardı. Makos kırmızı kart görünce G.Saray maçın tek hakimi oldu. Hakan'ın golü maçı da, Panionios'u da bitirdi.
KANAT ATKAYA: AAAAH! AHH!.. (HÜRRİYET)
GALATASARAY, dün akşam ilk yarıda Panionios karşısında o kadar kişiliksiz, o kadar silik, o kadar berbat oynadı ki; tarif etmek için futbol terimleri yerine marangozluk terimlerini kullanmak gerekir!
Sonra Hakan Şükür "Siz konuşun, ben işimi yapıyorum" dercesine (Aslında o da sadece işini yapacak tabii!) kafa golünü attı, kendi rekorlarından birini daha geliştirdi.
Şimdi bekle bakalım diğer maçların sonuçlarını...
Aaaah! Ah!
Neyse bu galibiyet önemliydi, çıkmadık candan umut kesilmez...
İLKER YASİN: KALLİ'NİN BİTMEYEN ŞANSI (HÜRRİYET)
Yepyeni bir ekip ve bir ruh yarattı. Herkes bir teknik adamın bu kadar kısa sürede, böylesine kaliteli bir futbol oynayarak kabuk değiştirdiğine inanmakta zorlanıyor. Kendisinden 4 gömlek alttaki takımları savunma ağırlıklı sistemiyle alt eden taktik anlayışından dolayı kutluyor Kalli'yi. UEFA Kupası'nı kazanmış bir takımı, amatöre yakın ekipler karşısında bu kadar kişilikli oynattığı için Feldkamp'a tapmak lazım aslında. Takım içinde sevgi, arkadaşlık dengesini Kalli kadar kimse kuramazdı.
UEFA'da grup maçı oynuyorsun. Hakan'ın, Ümit Karan'ın kulübede ise gol umudun Serkan mı? G.Saray'da bir değişim varsa, sarı kırmızlılar bu değişimi bu kadar alt seviyede mi yaşamalı? Maç içinde göz yaşlarını sürekli silen Kalli maç sonrasındaki bu şans tebessümlerini ne kadar sürdürecek? Sonuç olarak G.Saray kendisine hayranlıkla bakan takımların bulunduğu gruptan çıkma şansını son karşılaşmaya taşımayı bildi. İnanın bu Feldkamp'la, bu da büyük başarı.
HALİL ÖZER: GARİP BİR MAÇ (MİLLİYET)
UEFA arenasında, daha doğrusu Avrupa arenasında böyle kötü bir maç bugüne kadar ne izlenmiştir, ne de duyulmuştur. Eğer bunun gibi bir iki maç daha oynansa UEFA bu kupayı oynatıp oynatmama konusunda oturup düşünür.
Şu maça bakın. Panionios diye bir takım yok. UEFA'ya kalması bile Yunan futbolunun suçu olmalı. Galatasaray ise bu takım karşısında iki top yapamadı. Şut vurmadan maçı kazandı. Tamam iyi oldu, hoş oldu. İlk goldeki net ofsayt, ardından hayal bir penaltı ile bir anda iki gol atıverdi Galatasaray. Bir de rakip 10 kişi kaldı. Maçta orada bitti zaten.
Belki de Galatasaray tarihinde 3-0 kazandığı maçta bu kadar fazla eleştiriyi ilk kez hak ediyor. Ve herkesin oturup, uyanması lazım. Galatasaray kazandı. Ama Kalli'li Galatasaray bu UEFA Kupası'nda bu gruptan çıksa da, bir milim ilerleyemez. Bir şey daha var. Yakın zamanda Galatasaray, Lincoln için UEFA'ya "Kazıklandık, paramızı isteriz" diye başvurursa hiç şaşırmayın.
OSMAN TANBURACI: HAKEM TÜRK OLSAYDI YANMIŞTI! (YENİ ŞAFAK)
El hak! Eğri otur, doğru konuş bu maçın hakemi Selçuk Dereli olsaydı, Serkan'ın ilk golüne ve penaltısına bu düdükleri çalsaydı, Türk medyası onu asmıştı. Şimdi bütün gazeteleri okuyun hakem hakkında tık varsa namerdim. G.saray, Yunan rakibini 3-0'la geçti. Helal olsun zaten dengeler hep G.Saray tarafındandı.
Bu maçın yıldızı Song'dur. Defansta, golde Song vardı. Böyle önemli bir penaltıyı net bir vuruşla Song gole çevirince G.Saray nargileden bir nefes çekti. Durum 2-0'a geldi. Hakem rakipten bir kişi attı. 10 kişilik takıma karşı G.Saray dizginleri aldı.
Doğrudur, Hakan'ın oynayacağı maçlar Panionios maçlarıdır. Şimdi bütün medya üçüncü golü atan Hakan Şükür'e metsiyeler düzecek.
İyi ki varsın Hakan... Yokluğunda ilk devre 0-0, ikinci devre maç 3-0. Gollerden biri de senin.
G.Saray şimdi Austria Wien'i bekleyecek. Onu yenerse yoluna devam edecek. Zor zahmet de olsa bu gruptan çıkma ihtimalini son maça da taşıyorsa "İhtilal, kansız olmaz" deyip G.Saray'ı alkışlayacağız.
AHMET ÇAKIR: SON SÖZÜ KRAL SÖYLEDİ (ZAMAN)
Artık pabucun pahalı olduğu Panionios maçında Sarı-Kırmızılı takım, sezon başından bu yana üçüncü kez yenilenmiş kadro yapısıyla çıktı. Trabzon karşısındaki galibiyet elbette ki çok önemliydi ama biraz da yanıltıcıydı. Takımın üç forveti kenarda otururken maç kazanmak hiç de kolay değildi. O kadar ki Sarı-Kırmızılı takım ilk 45 dakikada pozisyon bile bulamadı.
Maçın yıldızı yine Mehmet Topal'dı. Takımının sıkıntıda olduğu bölümlerde son derece önemli müdahaleleriyle etkili oldu. Serkan Çalık rakibi yıkan adam olarak maça adını yazdırdı. Hakan Şükür de sadece hücumdaki etkinliğiyle değil rakibin köşe atışlarında başarıyla savunma görevi yaptı.
Sonuçta Sarı-Kırmızılı takım, sıkıntılı gittiği ve ilk yarıdaki performansıyla da pek kazanabilecekmiş gibi görünmediği maçtan harika bir sonuçla çıkmayı başardı. Avrupa Fatihi unvanını başkalarına bırakmaya pek niyetinin olmadığını gösterdi.
TURGAY ŞEREN: HAKAN'DAN POLAT'A MEKTUP (AKŞAM)
Galatasaray çok hem de çok ihtiyacı olduğu üç puanı üç golle aldı. İlk yarıda Sarı-Kırmızılı takımın rakip kaleye attığı tek bir şut yoktu.
Maçın kralı Song'tu. Süper oynadı. Galatasaray defansını tek başına kontrol etti, rakibin pek çok karambolünde topa müdahale etti ve gol olabilecek 3-5 pozisyonda da kendini ortaya attı ve pozisyonları bozdu.
Hakan Şükür'ün attığı golü de unutmamak lazım. "Ben hâlâ bu takımda oynarım" diyor. Bana göre de oynar. Oysa Polat onu yollamak istiyor. Serkan'ın penaltı pozisyonunda ona nefis gollük pası veren ve onu koşturan Hakan Şükür'dü. Sahada duruşu, arkadaşlarının ona yardım etmek istemesi görülmeye değerdi. Kolay değil; uzun yıllar Galatasaray ve milli takım forveti olarak çok şeyler kazandıran Hakan, böyle birden bire kolay kolay silkelenemez. Silkelemek istersen de dünkü gibi cevabı alırsın, oturursun yere Polat.
Yayın tarihi: 30 Kasım 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/30//haber,F52563A6419B454EBD4822BF6E71B66D.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.