Beşiktaşlı'yız ya... Sokaktaki vatandaş laf atıyor: Tüp kafa! Elbette bir şey söylemiyorum. Söyleyecek olsam şunu derim:
"Tüp devri bitti. Ben doğal gaza geçtim!" Şakası bile hoş değil... Beşiktaş'ın ve benim geldiğim nokta budur. Gelinen bu noktada iki adam canımı sıkıyor.
Birincisi Bay Sinan Engin! Hatırlarsınız canım. Sinan Engin; Beşiktaş'ın çok kötü yönetildiğini söyledi.
Dahası
"Beşiktaş'a başkan olacağım" dedi!
Peki Bay Engin ne oldu?
50 bin dolar maaşla menajer.
Geldi de ne oldu?
Beşiktaş'ta iyi giden her şey tersine döndü?
Şimdi Bay Engin'e bir çift sözüm var. Hiçbir Beşiktaşlı, Beşiktaş Başkanlığı'na aday olmaz. Aday gösterilir.
Beşiktaşlı duruşu budur!!!
İkincisi ise maalesef Ertuğrul Sağlam!
Son günlerde sloganlaştırdığı şu sözlerine itirazım var. Diyor ki:
"Hepimizden çok Beşiktaşlı olan başkanımız Yıldırım Demirören'i üzdük!" Bunun adı
"Padişahım çok yaşa" demektir. Aslında bu kadar iltifatın adı başkadır. O kelimeyi burada yazmıyorum. Ama şunu yazıyorum:
Eğer Demirören herkesten çok Beşiktaşlı'ysa, babasının parası gibi harcadığı paraları Beşiktaş'tan geri istemez. Demirören
"Paramı isterim" diye ısrar ederse önerim şudur... Bu borcu yaparken bir dolu futbolcu aldın. Öyleyse borçlarının karşılığı bütün futbolcuları al git. Üstüne de menajer Sinan Engin'i de al git. O bizden olsun, para istemez!
MESAJ: Ertuğrul Sağlam ile yollarımı ayırdım. Nedeni ise antrenörlük ilkesine ve duruşuna ihanettir. Başkan Yıldırım Demirören'i kurtarma uğruna o parlak karizmasını çöpe atıyor.
Yazık! Gerçekten yazık.
Yayın tarihi: 30 Kasım 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/30//haber,56C58D85ABCD4A28B8A7EE3BC5A2BC9B.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.