KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs Rum yönetiminin, Kıbrıslı Türklerin ticari ilişkilerini durdurmak için büyük bir saldırganlık içinde olduğuna işaret ederek, "Böylesine bir saldırganlık nerede görüldü? Ticari bir ilişkiyi durdurmak için, dünyanın gözü önünde bu nasıl bir saldırganlık, nasıl bir düşmanlık? Canımız ellerinde olsa çıksın diye sıkmazlar mı?" dedi.Talat, Rum yönetiminin, KKTC'nin Gazimağusa ile Suriye'nin Lazkiye limanları arasında başlatılan feribot seferlerine inanılmaz bir tepki göstererek, Suriye'ye karşı haçlı seferi başlatmaya yeltendiğini belirtti.
Zamanın Kıbrıs'ta çözümün aleyhine çalıştığını söyleyen Talat, "Çözümsüzlüğün, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve uluslararası toplumun, Kıbrıs Rum tarafını adanın tek temsilcisi sayıp her olanağı altın tepsi içinde sunması, buna karşılıksa Kıbrıs Türk tarafını izolasyonlar altında dışladığı için devam ettiğini" kaydetti.
MESAJ TEATİSİ
KKTC'nin 24. kuruluş yıldönümü kutlamaları kapsamında Lefkoşa Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda resmi geçit töreni yapıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende Cumhurbaşkanı Talat, tören birliklerinin ve halkın bayramını tebrik etti.Törende, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen ile KKTC Cumhurbaşkanı Talat, mesaj teatisi de yaptı. İsen, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün mesajını Talat'a sundu.
450 YILLIK BİRİKİM
KKTC Cumhurbaşkanı Talat, törende yaptığı konuşmada, KKTC'nin 24. kuruluş yıldönümünü kutladıklarını belirterek, "Kıbrıslı Türklerin kendi
kendilerini yönettikleri demokratik ve sosyal bir hukuk devleti kurma girişimlerinin tarihi çok daha eskilere dayanır. Eski kuşakların ifadesiyle 'idaremize' her zaman sahip olduk. Yalnızca Osmanlı döneminde değil, İngiliz sömürge döneminde ve 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde de değişik adlar altında Kıbrıslı Türklerin yasama, yürütme ve yargı organları hep bulundu ve önemli işlevler gördü" dedi.
"Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetme deneyimi ve her düzeyde kendi yönetim sistemini kurumsallaştırma becerisi açısından yaklaşık 450
yıllık bir tarihe sahip olduğunu" vurgulayan Talat, şöyle konuştu:"O nedenle öncelikle vurgulamak istediğim, Kıbrıs Rum tarafının yanlış
propagandasıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin varlığını doğrudan doğruya 1974'e dayandıran bazı uluslararası kurumların ciddi bir yanılgı
içinde olduğudur. Kıbrıs tarihini ve Kıbrıslı Türklerin tarih içindeki yönetim mekanizmalarını tarafsız bir şekilde inceleyecek herkes, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin, yüzlerce yılda Kıbrıs Türk halkının aktif katılımıyla, mücadelesiyle kurulduğunu anlayacak, kökleşmiş toplumsal
yapılanmalara, tarihsel kurumlara dayandığını öğrenecektir."
"ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPIYORUZ"
KKTC'nin, adada siyasal eşitliğin ve kurucu devletlerin eşit statülerinin güvenceye alınacağı yeni bir ortaklık devletine hazırlanmak
amacıyla gündeme getirildiğini kaydeden Talat, "Biz, 15 Kasım 1983 tarihinde ilan edilmiş bu hedeflere sadakat göstererek, barışı ve çözümü
gerçekleştirmek için kendi üzerimize düşeni yapıyor, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonu çerçevesinde Kıbrıs sorununa
kapsamlı bir çözüm bulunması hedefine bağlılığımızı bütün samimiyetimizle sürdürüyoruz" dedi.
Zamanın, Kıbrıs'ta bir çözümün aleyhine çalıştığını dile getiren Talat, "Bir an önce Kıbrıs sorununun çözümlenmesi gerektiğini ilgili taraflara
ve uluslararası topluma duyuruyoruz" dedi.Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos ile 8 Temmuz 2006 ve 5 Eylül
2007'deki görüşmeleri hakkında bilgi veren Talat, Papadopulos'un, önerilerini müzakere etmeyi dahi reddettiğini söyledi.
Rum tarafının bu retçiliğinin altında, uluslararası toplumun hataları olduğunu ifade eden Talat, "Papadopulos, Avrupa Birliği'ne tek taraflı
olarak üye yapılmaları nedeniyle elde ettiği avantajları Kıbrıslı Türkleri silmek, istediklerini bize empoze etmek amacıyla kullanıyor"
dedi.
Talat şöyle konuştu:
"16 Ekim'de Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın Ban Ki-mun ile görüşerek, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik müzakerelere hazır
olduğumuzu bir kez daha yineledim. Genel Sekreter'e iki Kıbrıslı halkın yakınlaşmasına katkıda bulunacak güven artırıcı önlemler paketi sundum.
Genel Sekreter'e Kıbrıslı Türkler üzerindeki izolasyonların kaldırılması için selefi Kofi Annan ve kendisi tarafından uluslararası topluma
yapılan çağrılardan henüz hiçbir sonuç alınmadığını özellikle vurguladım.Kıbrıs'ta bir çözüme 'evet' diyen taraf olarak Kıbrıslı Türklerin
cezalandırılmaya devam edilmesi kabul edilemez. Bu durum, tam da Rum tarafının uzlaşmazlığının nedenidir. Zamanın, adamızda barışı ve
birleşmeyi gittikçe daha zor bir hale getirdiğine aldırmaksızın, Tasos Papadopulos zamanla Kıbrıslı Türkleri silip süpürebileceğini hesaplıyor.
Tabii ki çok yanılıyor. Kıbrıslı Türkler her zaman dimdik ayaktadır ve ayakta olacaktır."
İZOLASYONLAR RUM UZLAŞMAZLIĞINI TEŞVİK EDİYOR
İzolasyonların, Rum tarafının uzlaşmazlığını teşvik ettiğini belirten Talat, Papadopulos'un, 26 Ekim 2007'de Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu'nda yaptığı konuşmanın, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonu çerçevesinde yürütülen müzakerelerde ortaya çıkan
parametreleri ve çözüm müktesebatını reddetme noktasına geldiğini apaçık bir şekilde gösterdiğini söyledi.
Papadopulos'un, BM'nin bugüne kadar hazırladığı planların uluslararası hukuk süzgecinden geçmediğini iddia edecek kadar aşırıya kaçtığını ve
hedefini ortaya koyarken üniter devleti tarif ettiğini kaydeden Talat, "Fakat ne yazık ki uluslararası toplum susuyor. Yüzüne karşı adeta dünyaya meydan okurken ortaya çıkan bu suskunluk Rum gericiliğini daha da pervasızlaştırıyor" diye konuştu.
SURİYE'YE FERİBOT SEFERİ
Rum yönetiminin, KKTC'nin Gazimağusa ile Suriye'nin Lazkiye limanları arasında başlatılan feribot seferlerine inanılmaz bir tepki göstererek,
Suriye'ye karşı haçlı seferi başlatmaya yeltendiğini kaydeden Talat, şöyle devam etti:
"Suriye'ye feribot seferi düzenlememizi inanılmaz bir tepkiyle karşılayarak yediden yetmişe tüm Rum gericilerini harekete geçirip Suriye'ye karşı bir haçlı seferi başlatmaya yeltenirken Avrupa Birliği'nden bu kez susturucu bir yanıt alıyorlar: Mağusa limanını kapalı ilan eden sizsiniz, bu kararınızın uluslararası bir geçerliliği yoktur. Bu nedenle Avrupa Birliğini bu işe karıştırmayın. Yine de vazgeçmiyorlar. Özel ulakları, Dışişleri Bakanları canlarını dişlerine takıyorlar. Feribotun Gürcü bayrağı taşıması nedeniyle Gürcistan'ı sık boğaz ediyorlar. Rum basınına umutlu oldukları haberleri sızdırıyorlar. Ne umudu? Feribot seferlerini durdurma umudu. İnanabiliyor musunuz? Böylesine bir saldırganlık nerede görüldü? Ticari bir ilişkiyi durdurmak için, dünyanın gözü önünde bu nasıl bir saldırganlık, nasıl bir
düşmanlık? Canımız ellerinde olsa çıksın diye sıkmazlar mı?"
"ÇÖZÜM POLİTİKAMIZ SÜRÜYOR"
Kıbrıs Rum tarafının tüm bu olumsuz tutumuna rağmen, kapsamlı müzakerelere başlanmasına ve Kıbrıs sorununa en erken bir zamanda kalıcı ve adil bir çözüm bulunmasına yönelik politikalarını sürdürdüklerini dile getiren Talat, "Herkes gibi biz de huzur ve refah içinde iyi
koşullarda yaşamak istiyoruz. Bu nedenle de çağdaş Avrupa değerlerine, sosyal hukuk devleti ilkelerine bağlı demokratik ve modern bir Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yaratmak amacıyla çalışıyoruz" dedi.
Talat, şunları söyledi:"Uluslararası toplumdan Kıbrıslı Türklere saygı gösterilmesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin demokratik bir devlet olarak gerçekliğinin teslim edilmesi ancak bu şekilde olabilir. Çalışmalarımızı dünya ile uyum içerisinde yeniden yapılandırdığımız ve yaşam politikalarımızı insanımızın özgürlüğü, refahı ve demokratik haklarının gerçekleşmesi odağında ilerlettiğimiz bugünlerde tüm arzum, birlik ve beraberliğimizin pekişerek artmasıdır. Bugün ürettiğimiz her bir değeri yarının sahipleri olan çocuklarımıza bırakacağız."
Talat, "İçinde bulunduğumuz yeni dönemde demokratikleşmeyi tüm toplumsal kesimlere yaymak, sosyal bir hukuk devletini kökleştirmek baş
hedefimizdir" dedi.
ER YA DA GEÇ AVRUPA ÜLKESİ
"Er veya geç, iki kesimliliğe ve ezici bir çoğunlukla 'evet'' dedikleri, Birleşmiş Milletler barış planında öngörülen temel yaklaşımlar
çerçevesinde iki halkın ve iki kurucu devletin siyasi eşitliğine dayalı birleşik yeni bir ortaklık devletinin kurulacağını" kaydeden Talat,
şöyle devam etti:
"Kıbrıs, tüm ada halkının barış ve refah içinde yaşayabileceği bir Avrupa ülkesi olacaktır. Er geç, Kıbrıslı Türkler de kendi toplumsal
haklarıyla, tarihsel yönetim mekanizmalarıyla Avrupa Birliği içinde tam olarak yer alacaklardır. Bugün bizim görevimiz, bu kaçınılmaz geleceğe,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni bütün kurumlarıyla hazırlamaktır. Geleceğe güven ve gururla ilerlemektir.
Bunun için her koşulda bizleri destekleyen Türkiye Cumhuriyeti; Cumhurbaşkanı, Meclisi, Hükümeti, Silahlı Kuvvetleri ve tüm kurumlarıyla
yanımızda olmaya devam etmektedir. Teröre karşı ayağa kalkan Türk Ulusunun sağduyu ve kararlılıkla bu beladan da kurtulacağına inanıyor ve koşulsuz destekleri için teşekkür ediyoruz."
Talat'ın konuşmasının sonunda, Akıncılar ve Karaoğlanoğlu'ndan getirilen Türk ve KKTC bayrakları atletler tarafından Cumhurbaşkanı Talat'a
sunuldu.Halk oyunları ekibinin gösteri sunduğu törende, Kuzey Kıbrıs Türk Hava Sporları Federasyonu paraşütçüleri, Türk ve KKTC bayrakları ile başarılı atlayışlar yaptı.
AA
Yayın tarihi: 15 Kasım 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/15//haber,3E5E23B0B26746B593BA27146144FA83.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.