kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Kasım 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
İsmet İnönü, yoğun siyasi hayatına rağmen ailesine mutlaka zaman ayırıyordu.

Ankara'ya fen fakültesi İnönü için kuruldu

Hazırlayan: Barış Erdoğan
Einstein'a özenen Erdal İnönü'nün, liseden sonra fizik okumak için İstanbul'a gitmesi gerekti. Ancak oğlunun hasretine dayanamayan Mevhibe Hanım, İsmet Paşa'ya Ankara'da bir Fen Fakültesi kurdurttu. Yıllar sonra Erdal İnönü, "Cumhurbaşkanı oğluna elbise yapılmadı ki, üniversitede çok kişi okudu" dedi..
Türk siyasetinin en hoşgörülü, en esprili ve de en demokrat isimlerinden biri olan Prof. Dr. Erdal İnönü, Mevhibe Hanım ve İsmet Paşa'nın çocuğu olarak 6 Haziran 1926'da Çankaya sırtlarındaki Pembe Köşk'te dünya geldi. Babası İnönü savaşlarının muzaffer komutanı, genç cumhuriyetin ilk başbakanı ve daha sonra ikinci cumhurbaşkanı olacak İsmet İnönü'ydü. Komşuları ise babasının en yakın dava arkadaşı Atatürk idi. Çocukluğu siyasetin içinde geçti ama o siyasetçi olmak yerine bilim adamı olmayı tercih etti. Zaten babası da "Aileden bir siyasetçi yeter, memleketin alime, sanatçıya ihtiyacı var" diyerek çocuklarını başka alanlara yönlendirmişti. Sonuçta ağabeyi Ömer mühendis oldu, kız kardeşi Özden edebiyat eğitimi aldı, dönemin bilim idolü Albert Einstein'a özenen Erdal İnönü ise fizik okudu. Parlak bir öğrenci olan İnönü bilimsel çalışmalarıyla dünyanın sayılı fizikçileri arasına girdi.

ANNE KUZUSU
İnatçı, kararlı, doğru bildiğinden şaşmayan özellikleriyle "hık demiş babasının burnundan düşmüş" biri olan İnönü, çocukluğunda annesine düşkündü. Yoğun iş temposuna rağmen çocuklarına daima zaman ayıran İsmet Paşa, oğlunun annesine olan bu bağlılığını kırmak için bir gün ona güzel bir armağan aldı. Ardından da oğluna en çok kimi sevdiğini sordu. Küçük Erdal "Annem" dedi. İsmet Paşa ertesi gün daha büyük bir hediyeyle oğlunun karşısına çıktı. Ancak oğlu sandığından daha çetin ceviz çıkmış, daha hediye kutusunu açmadan "Annemi seviyorum işte" diye bağırmaya başlamıştı. Bu düşkünlük Mevhibe İnönü'de de vardı. Ankara Gazi Lisesi'ni bitiren Erdal İnönü, üniversitede fizik okumaya karar verdi. Ankara'da Fen Fakültesi olmadığı için o da İstanbul'da okuyacaktı. Oğlunun hasretine dayanamayan Mevhibe Hanım için İsmet Paşa radikal bir karar alarak o yıl Ankara'da bir Fen Fakültesi kurdurttu. Bunu üzerine muhalifler hemen "Cumhurbaşkanı oğlu için fakülte açtırdı" söylentilerini çıkardı. Erdal İnönü, yıllar sonra kendisine bu konuda yöneltilen bir soruya "Cumhurbaşkanı oğluna özel bir elbise yapılmadı ki!" diye yanıt verecekti, "Fizik, kimya okumak isteyen herkesin yararlanacağı bir fakülte kuruldu. Oradan çok önemli mühendisler, bilim adamları çıktı. Fakülte kurulmasına ben neden olduysam, bundan iftihar etmem gerekir."

BABAYA SERT ÇIKIŞ
Erdal İnönü babasına hayatında ilk ve son sert çıkışını annesini korumak için yaptı. Muhalefet günlerinde de Pembe Köşk'e sürekli ziyaretçiler gelip gidiyor ama evde eskisi gibi resmi hizmetliler, yaverler bulunmuyordu. Evin bütün yükü Mevhibe Hanım'ın üzerindeyken, İsmet Paşa bir gün evin daha iyi düzenlenebileceği konusunda dileğini söyledi. Annesine haksızlık yapıldığını düşünen Erdal İnönü, "Aman babacığım, yeni düzenlemeler yapmadan önce evin bugünkü eksikliklerini düzeltmeliyiz. Bütün yük anneme kalıyor. Basit işleri yapmak da devlet işleri yapmak kadar insanın zamanını alıyor" diye çıkıştı. CHP'nin kapatılmasına tepki gösterdiği için hapse giren Ecevit'e İnönü'nün yazdığı bir mektup siyasete girişinin ilk bileti oldu. Ecevit, bu mektuba verdiği yanıtta "Böyle karışık dönemlerde, doğa bilimlerinde çalışmış insanların demokrasi ilkelerine daha sağlam bir bağlılık gösterecekleri" düşüncesini dile getiriyordu. Bu mektuba dayanarak işadamı İbrahim Cevahir ilk kez İnönü'yü siyasete davet etti.