Serginin en etkili işlerinden biri Hüseyin Bahri Alptekin'in.
Alo!.. Sanatın santralı mı? Burası aydınlandı, teşekkür ederiz
Mimarisiyle yarasa adam Batman'in Gotham kentini çağrıştıran santralistanbul'daki 'Modern ve Ötesi' sergisi, Türkiye'nin 'modern, çağdaş ve güncel' sanat tarihini, dört küratörün yaklaşımı, 100'ü aşkın sanatçının imzası ve 450'yi aşkın eser üzerinden anlatıyor..
İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin (İBÜ) bir 'eğitim, bilim ve kültür kompleksi' olarak tasarladığı santralistanbul, Bienal mekânlarından biri olarak 15 gün önce ziyarete açıldı. Böylece yapımına 1911'de başlanan; 1914 ve 1983 yılları arasında ise faaliyetini sürdüren Silahtarağa Elektrik Santralı, 'geri dönüştürülerek' kamuoyuna sunulmuş oldu. Emre Arolat, Han Tümertekin, Nevzat Sayın ve İhsan Bilgin'in başını çektiği kolektif mimarlık projesiyle santralistanbul, Altınboynuz'un ucunda, biraz da bilinmeyen bir dünyaya aitmiş gibi duruyor. Dikdörtgen, prizma bloklarıyla gündüzleri soğuk bir duygu yaratan santralistanbul, havanın kararmasıyla kılık değiştiriyor. Mekânın değişken iç aydınlatmasının ortama gizem kattığını söylemek mümkün.
TATE MODERN'E BENZİYOR
Yapı, şeffaf mimarisiyle Paris'teki Georges Pompidou adlı kültür merkezini çağrıştırırken, kent merkezine mesafesi ve eski endüstriyel işleviyle de Londra'daki Tate Modern sanat müzesini ve onun hikâyesini andırıyor. Santralistanbul, içinde gezinirken, özellikle Enerji Müzesi bölümünde olduğunuz esnada, yer yer çizgi karakter Batman'in Gotham Kenti'ni hatırlatan garip bir duygu da taşıyor. Mekânın ev sahipliği yaptığı ilk sergi, edebiyat eleştirmeni Orhan Koçak ve sanat tarihçi, küratör Fulya Erdemci ile, sanat tarihçi Semra Germaner ve Zeynep Rona küratörlüğünde hayata geçirilmiş. Sergi, 100'ü aşkın sanatçının yapıtlarını, 450'nin üzerinde orijinal örnek ve 50 yıllık bir parantezle karşımıza çıkarıyor. İzleyicisinden bolca zaman talep eden bu zamana odaklı ansiklopedik sergi, mekânın dış cephesinde yer alan ve Ayşe Erkmen'e ait olan -mışım, -mışız, - mışsınız... adlı yerleştirme ve İlhan Koman'ın oğlu Ahmet Koman'ın bir çalışmasının titanyum ihtişamı ile, daha dışarıdan başlamış görünüyor. Serginin giriş katında, İBÜ kurucusu Oğuz Özerden'in sanat koleksiyonundan cımbızlanan Erdağ Aksel imzalı Retour de Force heykel düzenlemesi, izleyiciyi adeta bir ev sahibi gibi karşılıyor. Yeri gelmişken, bu koleksiyondan altı parçanın daha sergide olduğunu buradan fısıldayalım. Öte yandan, giriş katının öteki yapıtları ise Canan Tolon, Hüseyin Bahri Alptekin ve Haluk Akakçe'den seçilmiş. Kemal Önsoy'un 2007 yılında yeniden üretilen Gel Gözlerimden Ağla isimli işi ise adeta binaya hakim. Eserlerinin en az yarısından çoğunu daha önce kimsenin çıplak gözle görmediği ve belki de sadece bu yüzden bile işlevini daha ilk sergisinde yerine getiren santralistanbul'da: Nil Yalter, Füsun Onur, Gülsün Karamustafa, Altan Gürman, İskender Yediler, İpek Duben, Kutluğ Ataman, Esra Ersen ve Aydan Murtezaoğlu gibi imzalar ile karşılaşmak bile, sanat ve sanat tarihi meraklıları için çok büyük bir tatmin ve bilgi kaynağı. Serginin bir de derin mesajı var. O da, Türk modern ve güncel sanat tarihinin büyük bir bölümünün, sadece kişisel çabalar sayesinde özel koleksiyonlarda saklanabilmiş olması. Sergilenen eser sayısının -hayırlıyoğunluğu nedeniyle, katlara biraz da sıkışmış gibi görünen, bu yüzden de birkaç kez ziyaret edilmeyi gerektiren 'Modern ve Ötesi' sergisi, Serkan Özkaya'dan Şener Özmen'e, xurban collective'den Hafriyat'a, Hale Tenger'den Osman Dinç ve Halil Altındere'ye uzanan kabarık sanatçı listesiyle olduğu kadar, Cemal Tollu'dan Azade Köker'e kadar değen modernist üretim çizgisine gösterdiği sorumlu yaklaşımla da akılda kalıyor. Bu anlamda galiba, mekâna en iyi nüfuz etmiş eser sunumları ise, Aydan Murtezaoğlu, Hüseyin Bahri Alptekin ve giriş katındaki sanatçılar ile, Kemal Önsoy'dan gelmiş. TARİHİ GÖRMEYE YAKLAŞTIK Santralistanbul, İstanbul kültür hayatında 'test üretimi'ne geçen, yeni bir enerji kaynağı. Verimliliği ya da tasarruf düzeyini, en başta zaman ve kendisine 'abone' izleyici sayısıyla, onların tepkileri gösterecek. 'Test' aşamasına giren santralistanbul, geçmişinden aldığı hafızayı fazlasıyla sahiplenmiş ve gözünü şimdiden bunun ötesine dikmiş. Bu sahiplenme boşuna değil, ama hayali de değil. Çünkü her biri büyük zorluklar yaşamış avangartların, emekleriyle test ederek vicdanlarıyla onayladıkları, bugüne kadar hakkında çok şey yazılmış, ama pek az şey görülmüş, koca, gizemli bir çağdaş sanat tarihi söz konusu. Galiba artık, o tarihi yavaş yavaş ve parçalı yaklaşımlarla da olsa bunun gibi farklı tarih okuma ve yazma biçimleri sayesinde yakından görebiliyoruz. Tıpkı, Santral'in kendi geçmişindeki gibi... Sayesinde, önce birkaç mahalle aydınlatılmıştı. Sonra da, her yer... 'Modern ve Ötesi' sergisi 29 Şubat'a kadar, pazartesi hariç her gün 10.00-22.00 arası açık. Tel: (0212) 444 04 28
Yayın tarihi: 2 Kasım 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/02/cm/haber,1DBA4FDB529E4E83A9E937DFAF430453.html
Tüm hakları saklıdır.