Son üç gündür, basında en çok konuşulan konulardan biri, Altın Portakal Film Festivali'nde gerçekleşen dayak girişimi olayı. TÜRSAK'ın hakkında dava açacağını duyurduğu iki kişiden biri olarak
(Diğeri ise adının yanında anılmaktan gurur duyduğum önemli sinema yazarı Alin Taşçıyan) bazı konuları açığa kavuşturmak gerektiğini düşünüyorum.
Erol işbilir konuşmalı
Öncelikle, röportaj yapma şansı yakaladığım Nimet Demir'den söz etmek istiyorum. Olayın duyumunu aldığımda röportaj talebimi geri çevirdi, "Festival devam ederken, festivalin önüne geçmek istemem, sonra yapalım" dedi. Röportaj için Sheraton'daki odasına girdiğimde ise kaşı göz patlamamış ama gururu, onuru kırılmış, haysiyeti zedelenmiş bir kadın vardı karşımda. Ağlaya ağlaya anlattı. Zaman zaman bayılacak gibi oldu. Çünkü iddia ettiği şiddeti anlatırken nefesi kesiliyordu. Bir sürü tanığı vardı. Üstelik bunlar Rıdvan Akar gibi tanıdığımız bir gazeteci ve Erol İşbilir gibi AKSAV'ın yönetim kurulu üyelerinden biri idi. Bu röportajın kaydı bende mevcut ve Nimet Hanım'ın titreyen sesi hâlâ kulaklarımda. Üstelik, Nimet Hanım benim de Alin'in de fotoğraf isteklerini geri çevirdi. Yani şöhret olmak, bu işten kişisel bir fayda kazanmak gibi gayesi yoktu. Başına gelecekleri üş aşağı beş yukarı biliyordu...
Kadın susmalı mı?
Bu bir röportajdı ve gazetecilikte röportajlarda söylenen şeyleri, muhataba sormazsınız. Çünkü elinizde ses kaydı vardır. Sözlerin sahibi altına imza atmaktadır. Buna karşın ben Pazar 13.21'de festivalin iletişim sorumlusu Meltem İnan'ı cep telefonumdan aradım ve tatsız bir konu ile ilgili olarak Engin Bey ile görüşmek istediğimi, Nimet Demir ile röportaj yaptığımı söyledim. Meltem Hanım ise, festivali kapattıklarını, Engin Bey'i kendisinin de göremediğini konuyu kendisine ileteceğini söyledi. Tabii arayan soran olmadı. Cebinden aradığım AKSAV yetkilisi Erol İşbilir -ki kendisi olay anında Engin Yiğitgil'i zapteden ve sonrasında Nimet Hanım'a en çok desteği veren kişiymiş- önce şok oldu sonra, fesitvali kapatmakta olduklarını, pazartesi konuşacağını, bu konulara girilmezse daha iyi olacağını söyledi.
Neden türsak karışıyor? Sonra da olanları gördük. Engin Bey, böylesine kişisel bir durumda açıklamasını TÜRSAK vakfı aracılığı ile yaptı. Festivali de bu tartışmaların içine çekti. Almayı umduğu tazminatı Hayvanları Koruma Derneği'ne bağışlayacağını söyleyerek, entelektüel düzeyi ile ilgili fikirler verdi bizlere. Daha fenası, şahit olduğu söylenenler bir kenara çekildi 'tatsızlık olmasın, festivale zarar gelmesin' söylemleri ile sus pus oldular. Nimet Hanım ne yapsaydı? Şiddete uğrayan kadınlar gibi saklasa mıydı? Bütün bir hafta otel odasından çıkamadığı gibi, kendi kabuğunda mı kalsaydı? Aradığımızda konuşmayıp, sonra da 'kaynağından kontrol etmedi' diye açıklama yapmak kolay. Arkana TÜRSAK'ı alıp konuşmak da! Yaptığım röportajın arkasındayım. Fazla söze gerek yok. Çünkü görünüşe göre 'mahkemede görüşeceğiz!'
Yayın tarihi: 1 Kasım 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/01/gny/haber,1F16A152240F45C29341635BB55D79A2.html
Tüm hakları saklıdır.