kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Ekim 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
ŞİRİN SEVER

Amerikalı, kovboy!

Gazetecilik dünyanın en zor mesleklerinden biri. Adliye önlerinde, sınır bölgesinde, savaşın ortasında, kelle koltukta çalışanların hakkını elbette teslim etmek lazım... Ama dünyanın en güzel, en zevkli mesleği de aynı zamanda... Bırakın Türkiye'yi, dünyanın istediğiniz yerinde istediğiniz insanı karşınıza oturtup, ona istediğiniz soruyu sorabilme şansınız var. Kimi merak ediyorsanız, kiminle konuşmak istiyorsanız... İster Küba lideri Castro, ister Talabani, isterseniz Madonna... Ya da mesela Kevin Costner! Bunca yıl filmlerini izlediğiniz, asla ulaşamayacağınızı düşündüğünüz bir Hollywood starı ile 15-20 dakika geçireceksiniz! Biri söylese "Hadi canım" dersiniz! Ama oluyor işte! Yarın gece müzik grubu 'Modern West' ile vereceği konser için İstanbul'a gelen Kevin Costner ile basın toplantısı sonrası özel röportaj yapma şansı buldum. Dün SABAH'ta yayımlandı bu röportaj. (Geç saatte yapıldığı için taşra baskılarına yetişmedi, internette bulabilirsiniz.) Ama detaylara ve izlenimlere devam... Kırk yılın başı Kevin gelmiş, biter mi hemen anlatılacaklar!

* Adam süper sempatik ve sevimli bir kere... Daha Türkiye'ye adım attığı ilk dakikada, havaalanında ispatladı bunu; bir elinde yeni doğan bebeği, diğerinde karısının eli. Manzaraya bakar mısınız! Basın toplantasına da gülücükler saçarak girdi. Herkes önce ortamı kokladı, Costner'ın tavırlarını ölçtü biçti, bir acayip sessizlik... "N'oldu, kötü bir şey mi yaptım?" dediğinde zaten herkesin kalbini fethetmişti. Onlarca flaşın ışığı sönünce de sorular başladı. Ancak öyle politik, öyle tatmin etmeyen, öyle net olmayan ve sakız gibi uzatılmış cevaplar verdi ki hayal kırıklığı yarattı. Her cevabın başıyla sonu arasında dağlar kadar fark vardı! Olsun biz yine de onu çok sevdik! Ha bu arada... Son soru Fashion TV muhabirinden: Modayı takip ediyor musunuz; nasıl bir sitiliniz var? Salonda gülüşmeler eşliğinde Costner da gülerek en net cevabını verdi: Amerikalıyım, bir kovboyum ve Ralph Lauren tasarımları giyerim!

* Uzadıkça uzayan basın toplantısından sonra özel söyleşimiz başlıyor ama 10 dakika! '10 dakika röportaj mı olur?' diyerek saydırıyorum organizasyonun mimarlarına. Neyse 15-20 dakikaya bağlıyoruz işi. Costner fotoğraf çektirirken de tam profesyonel; yapması gereken buymuş gibi siz hiçbir şey söylemeden geliyor sarılıyor belinize ve gülümsüyor. Star hırçınlığından eser yok, uysal bir aile babası... Kapris yapmıyor, sorun çıkarmıyor, masmavi gözleriyle gülüyor. "Ben iyi bir konuşmacı olmayabilirim sadece bir aktörüm" diyebilecek kadar mütevazı, bu kadar kadın ona hayranken sürekli karısından bahsedebilecek kadar aşık, burnundan kıl aldırmayabilecekken kendini anlatmaya çalışacak kadar samimi, "Müziğimi dinledikten sonra tepkilerinizi gerçekten merak ediyorum" diyebilecek kadar duyarlı. Yani hayatı çözmüş bir adam! E geriye ne kalıyor! 'Filmleri bayıkmış, yok çok yaşlanmış, vay efendim kariyeri bitmiş'miş diyenlere sesleniyorum: Daha iyisini biliyorsanız siz yapın!