Anayasa değişikliğiyle ilgili halk oylamasına 2 hafta kaldı. Siyasetin ve seçimin en çok tartışıldığı Ankara'da bile referanduma ilişkin heyecan yok.
Sanki olmayacakmış gibi bir havada referanduma gidiliyor. Bu havada, halkoyuna sunulacak anayasa değişiklik paketinin iki maddesi dün Meclis Komisyonu'nda değişikliğe uğradı.
Böyle bir tablo içinde halk oylaması gerçekleşebilir mi?
Başbakan
Tayyip Erdoğan ve parti yönetimi kesinlikle geri adım atma niyetinde değil... Ortada ise büyük bir paradoks var.
Bir yandan gümrük kapılarında uzun süredir anayasa değişikliği ile ilgili halk oylaması sürüyor.
Diğer yanda Meclis, oylaması süren metin üzerinde değişiklik yapıyor.
Muhtemelen ilk oylaması yarın gerçekleşecek 2 maddelik değişikliğin, ikinci tur oylaması da referanduma bir hafta kala gelecek hafta yapılacak.
Oysa, Yüksek Seçim Kurulu'nun halkoylamasına sunduğu anayasa değişiklik metni
"Halkoylamasına sunulması halinde bütünüyle oylanır" hükmünü içeriyor.
Bırakın gümrük kapılarında oylamanın devamını, bütünlüğü bozulmuş metin hukuki sorun yaratmaz mı?
"Hukuk var mı?" Bunları AK Parti'nin hukukçu Genel Başkanvekili
Mir Dengir Fırat'a yönelttiğimde, soruyla yanıt verdi:
"Türkiye'de hukuk var mı?.." Ardından ekledi:
"Diyelim ki ortada hukuki olmayan bir durum var; referanduma itiraz edecek biri çıkabilir mi? Eğer hukuki tartışma çıkarmak istiyorsanız, bu hukuk sisteminde her zaman tartışma bulunur..." Fırat, gümrüklerde verilen oyların da referandumda kullanılacak oyları etkileyeceği inancında.
Başbakan'ın,
"Başka referandumlar da olacak" söylemine katkısı ise şöyle:
"Yerel yönetimlerin, muhtarlıkların güçlendirilmesi gerekiyor. Halkın demokratik konulardaki görüşünü ortaya net koyması lazım. Meclis'ten geçse bile bazı konularda doğrudan halka gidip onun da bir görüşünün alınması yararlı olur." Özal'ın kaybı Son 20 yılda, iki hafta sonra 21 Ekim'deki de yapılırsa Türkiye üçüncü kez referanduma gitmiş olacak.
Daha öncekiler,
Turgut Özal hükümeti döneminde 1987 ve 1988'de gerçekleşmişti.
Özal, siyasi yasakların kalkması ve yerel seçimlerin öne alınmasına ilişkin iki referandumdan da yoğun propagandaya rağmen yenik ayrılmıştı.
Hatta, 1988'de yerel seçimlerin öne alınmasına ilişkin referandumdan %65
"Hayır" oyu çıkması Özal'ın gözünü korkutmuştu.
1989'daki yerel seçimlerde de korktuğu başına gelmişti.
Aynı durumun, 22 Temmuz'da %46.6 oy alan AK Parti'nin başına gelmesi belki beklenmez.
Ancak, katılımın düşük kalması halinde ortaya çıkacak sonuç AK Parti'nin hanesine yazılır.
Fırat, böyle bir tablo ile karşılaşacaklarına inanmıyor.
Çıkacak sonuçtan çok, Güneydoğu'da artan teröre odaklanıyor.
Bölgenin evladı olarak yaptığı tespit de dikkat çekici:
"Anayasa değişikliği ve demokratikleşme konusunda ne zaman adım atılsa PKK terörü yükseliyor. Daha fazla demokrasi ve bölge halkının refahının kendisini bitireceğinden korkuyor..."
Yayın tarihi: 9 Ekim 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/09//haber,94B3ABCFDE6844D6A2555F1645374BCA.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.