Peder ne der, kader ne der?

Yakın geçmişten" bir not...
Kayseri'de "temel atma, açılış, hayırseverlere ödül verme" törenleri yapılacaktı.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de "bu etkinlikler için" Kayseri'ye gitmişti.
Ama o sırada bir haber geldi:
"Askerlerimizin başına çuval geçirildi."

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül "törenler iptal edilsin" demiş ve derhal Ankara'ya dönmüştü.

Önceki gün (21 Ekim Pazar) Kayseri'de yine bazı "etkinlikler" planlanmıştı.
Türkiye'nin en büyük 1.000 firmasından "75'i Kayseri'de."
O firmalar "ödüllendirilecekti."
Kayseri "2'nci üniversiteye" hazırlanıyor. Kayserililer üniversiteye "Cumhurbaşkanı'nın adını" vermek istiyorlar.
Kayserili 10 işadamı "birer fakülteyi biz yaparız" dediler. Hüseyin Bayraktar gibi. Hacı Boydak gibi.
Abdullah Gül, pazar günü "bu 10 işadamına da" teşekkür plaketi verecekti.
"Öteki etkinlikleri" saymıyoruz.
Kayseri "düğün bayram gibi" iki gün geçirecekti.

Ama pazar günü Güneydoğu'dan "acı haber gelince..." Cumhurbaşkanı Gül, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'ye dedi ki:
- Mehmet ne yapacağız?.. Böyle bir ortamda bu programı sürdüremem... Yakışık almaz.
- Haklısınız abi... Biz iki günlük etkinlikleri şölen havası içinde planladık... Ciğerimiz yanarken şenlik yapamayız.
- Mehmet arkadaşlara söyle... Çok acele Ankara' ya dönmem lazım.
- Arkadaşlar anlayışla karşılarlar abi.
- Artık başka zaman gelirim Mehmet... Şimdi öncelikli işimiz terörü sona erdirmek... Akan kanı durdurmak.
- Allah muvaffak etsin abi... Bütün Türkiye'nin önceliği bu... Bizim tören ne zaman olsa olur.

Kayseri'de bir "deyim" var:
- Peder ne der, kader ne der?
Mehmet Özhaseki "bizimki de o hesap işte" diye konuştu:
- Peder başka şey söyler ama sonunda kader neyse o olur... Biz bir etkinlik düzenlemiştik, kader "çuval" dedi izin vermedi... Sonra "şehitler" dedi yine izin vermedi.

Özhaseki'ye sorduk:
- Sayın Cumhurbaşkanı'na da "peder ne der, kader ne der" dediniz mi?
- Bu deyimi sayın Cumhurbaşkanımız çok iyi bilirler.