Sema Temizkan'ın reçellerle ilişkisi de anneannesi sayesinde başlamış. Makbule Hanım, yedi çocuk ve 16 torunu hesaba katarak kış için bol bol yaptığı reçelleri, beşer kiloluk beyaz çinkodan reçel kovalarında saklarmış. En çok da çilek, vişne, şeftali, kayısı ve gül reçeli yaparmış. Temizkan da şimdi kendi çocukları ve torunu için bol bol reçel yapıyor. "Reçel yapmanın püf noktası nedir?" diye soruyoruz, Sema Hanım şunları söylüyor; "Tabii onun çeşitli teknik incelikleri vardır. Ama ben daha çok duygularla ilgiliyim. Bir laf duymuştum, 'Salça yapmayı bilmeyen kadın âşık olamaz,' diye. Önce saçma gelmişti bana. Sonra düşündüm. Benim yemek yaparken ölçüm yoktur, pratikten yaparım. Çünkü duygularım devreye girer. Mesela dün bir reçel yaptım, şekerin görünümü çok ince geldi bana. Hissettim onu. Ve 'Bu şekerden biraz daha fazla koymalıyım,' dedim." Ama reçelin çok şekerlisinin iyi olmadığını da söylemeden geçmiyor Temizkan. Çünkü fazla şeker meyvenin aromasını bastırıyor.
Yayın tarihi: 20 Ekim 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/20/ct/haber,0CF68A84ABFB4E29BD38937017D2336C.html
Tüm hakları saklıdır.