SİNAN Çetin hakkındaki en önemli eleştirilerden biri de "Filmlerinin uzun sürmesi ve bazılarının çekildiği halde hiç yayınlanmaması"dır. Konu, Sinan Çetin'in konuk olduğu TürkMax'taki Gala programında da gündeme geldi. Sinan Çetin çok net konuştu. Dedi ki, "Ben 25 yıldır bunun için çalışıyorum. Kendime bu lüksü yaratmak için. Para da benim, zaman da... Çektiğim filmi ister gösteririm, ister göstermem. Kime ne? Siz asıl her çektiğini film diye vizyona sokanları eleştirin!.." Haklıydı, hem de sonuna kadar. Son dönemde adı "film" olan ama sinemaya gittiğime bin pişman olduğum öyle çok ıvır-zıvır seyretmiştim ki... Sinan Çetin, içine sinmeyen hiçbir filmi vizyona sokmuyor. İsterse bir filmi 10 yıl rafta bekletiyor. Gerekirse pek çok sahnesini yeniden çekiyor v.s... Eh, filmin yapımcısı da kendisi olduğuna göre, kime ne? Bir efsane olarak dilden dile dolaşır. Ünlü İtalyan yönetmen Bernardo Bertolucci tarihi bir film çekmiş. Gala öncesi son kez tek başına filmi izleyince bir de ne görsün? Vaftiz sahnesinde Meryem'in kolunda kocaman bir çiçek aşısı durmuyor mu? "Böyle bir hata nasıl gözümden kaçar?" diye kahrolmuş ve o anda filmin tek kopyasını çöp kutusunda yakıvermiş!.. Bize "kendi filmini yakan" yönetmenler lâzım!..
Bugünkü Tüm Yazıları
Bize kendi filmini yakan yönetmen lâzım!
Yayın tarihi: 13 Ekim 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/13/gny/haber,3E42BD6B7D15493387C5FF12C9A7A6A2.html
Tüm hakları saklıdır.