Televizyonlara haksızlık etmek...

Klasik terörün amacı eylemin halk üzerinde yaratacağı etkidir.
Hedef seçilirken tüm hesaplar buna göre yapılır.
ElKaide tarzı terör ise dehşet odaklıdır.
Amacı kamuoyu baskısıyla Amerika ve benzerlerini dış politika değişikliğine zorlamaktır.
Özetle tüm terör eylemlerinde amaç halkı dehşete düşürmek ve korku salmaktır.
Pazar gecesi televizyonların yayın akışını aynı şekilde sürdürmelerine ilk başta ben de kızdım.
Sonra aklıma 11 Eylül geldi. İkiz Kuleler'in çöktüğü gün teröre inat Broadway'de açılan perdeleri düşündüm.
"Acaba matem yayınına geçmek PKK'nın alçaklığına hizmet etmek mi olur?"
Bu seçenek aklıma daha yatkın geldi.
Bugüne kadar terörle mücadelede binlerce şehit verdik.
Ateş hep düştüğü yeri yaktı. Bir iki gün konuşup sonra hep rakamlara bakmadık mı?
Her rakamın bir yaşam ve yarıda kalmış hayaller olduğunu aklımıza kaç kere getirdik?
Gazi hikayelerinin anlatıldığı kitaplarda bürokrasinin çıkardığı zorluklar, sakat diye nişan yüzüğünü atması için ailesinin baskı yaptığı genç kızlar var.
Bacağında patlamamış roketle hastaneye gelen ve en risksiz çözüm bacağı kesmekken kendisinin ve ekibinin hayatını tehlikeye atarak ameliyata giren doktorun hikayesini hiç duydunuz mu siz?
Televizyonlar matem yayınına geçmedi. Kaç kişi kızıp da televizyonu kapattı acaba? Matem yayınına geçmeyerek kanallar hata yaptıysa siz de o hataya ortak olmak zorunda değilsiniz ki...
İşin bir de teknik yanı var.
TRT'nin tek kanal olduğu zamanlarda matem yayını denince akla klasik Türk sanat müziği konserleri gelirdi.
Türkiye'de hangi kanal matem yayını yapma planına sahip acaba?
Kanallara her zamanki vıcıklıklarından dolayı kızmak kolay ve belki de vicdan rahatlatıcı.
Peki bugüne kadar vatandaş olarak kızmaktan başka ne yaptık?