kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 7 Ekim 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

'Medine'de kara çarşaf giydim'

Esra ÇORUH FOTOĞRAFLAR: ERKAN SEVENLER
30.09.2007
Kendine has tarzıyla özgün olmayı başaran Biricik Suden, giyimin özgür olmasından yana. Atölyesinde konuştuğumuz Suden, son zamanlarda modern tesettürler tasarlıyor ve bu tasarımlardan birini kendisinin de giydiğini söylemekten kaçınmıyor.....
Tanımadan önce 'soğuk' bulduğum ama her zaman da kendine özgü tarzını çok beğendiğim karakterli kadınlardan birisi, Biricik Suden. Onu tanıdıktan sonra, soğuk bulduğum için utanıyorum. Çünkü gayet samimi, açık ve mütevazı. Düşündüğünü hiç çekinmeden dile getirebilen ender kişilerden. Bu da kendine güveninin bir kanıtı. Haksız da sayılmaz, benim gibi birçok kadın ona hayran. Özgün tasarımlarına tesettür giyimi de ekleyen Suden, muhafazakâr giyime neşe kattığını söylüyor.

- Moda hikâyeniz nasıl başladı? Bildiğim kadarıyla moda eğitimi almadınız, ama her zaman da giydiklerinizle kendinize hayran bıraktınız bizleri.
- Çok da profesyonel değilim aslında. Evet, doğru moda eğitimi almadım ama kendime göre tasarlıyorum aslında. İnsanın içinden gelen bir şey. Çocuklukta anne ve babamın kıyafetlerini keserek bir şeyler yapmaya başladım herhalde. Farklı olmak isteğiyle de başladı. Özellikle çocukluk ve gençliğimde dikkat çekme arzusundaydım.

- Peki ya şimdi?
- Şimdi aksine saklanmak istiyorum, dikkat çektiğim zaman utanıyorum.

- Yoksa bunun yaşla bir alakası var mı?
- Olmaz mı, çok alakası var. Aynı zamanda bıkkınlıkla da alakalı aslında. Çünkü modada her şey yıllar öncesini döndürüyor, bir döngü gibi. Ben de bu yılların hepsini yaşadım. Şimdi moda olan rugana nasıl "Vaavv!" derim ki ya da dolgu topuğa... Hepsini giydim ve tükettim.

- Her zaman da öncü oluyorsunuz giydiklerinizle...
- Öyle olmalıyım. Çünkü çok kıskanırım bir şeyi benden önce birisi giyerse, önce ben giymek isterim. Öyle bir derdim var. Mesela bazen sana çok kızıyorum, bir şeyi keşfediyorum bir bakıyorum sen köşende yazmışsın. Niye yazıyor, niye herkese söylüyor diye deli oluyorum. Sen paylaşmayı seviyorsun, oysa ben asla paylaşmam. Bir tasarımcı keşfettiysem hayatta söylemem, kendime saklarım. (Gülüyor)

- Peki özellikle tutkunu olduğunuz şeyler var mı? En çok nelere para harcıyorsunuz?
- Olmaz mı? Ayakkabıya ayrı bir zaafım var. Ayakkabıyı güzel bir obje olarak görüyorum. İstanbul'da eleştirdiğim kadın türü, o ayakkabının estetiğinin farkında olmayarak onu satın alanlar. 'Paramız var, sezonun son gelen ürünü, hadi alalım. Elime de başka tasarımcının son çantasını, üzerime de başka bir tasarımcının şalını attım mı, tamam' diye düşünüyor. Benim için öyle değil ki, aldığım o ayakkabı bir sanat eseri. Öyle birinin ayağında da görünce fena oluyorum. Sanki değerini kaybediyor o zaman. Ayakkabı ve yaşımdan dolayı da mücevhere para harcıyorum, acımadan. Çantaya harcamıyorum çünkü kaliteli çantaların her sezon bir yenisi çıktığı için yazık oluyor. O yüzden de Hermes almaya başladım, artık yaşıma da daha uygun olduğunu düşünüyorum. Onun dışında da ikinci el mağazalardan eski krokodil çantalar almaya bayılıyorum.

- Stilini beğendiğiniz kadınlar yok mu peki?
- Ece Sükan'ı kendi tarzına göre beğeniyorum mesela. Lal'i (Dedeoğlu) de çok beğeniyorum.
Haberin fotoğrafları