kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Ekim 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
YAVUZ DONAT

Bir iftardan, bir iftara

"Özalcılar'ın iftarında" sağımızda Necati Çetinkaya oturuyordu.
Onun yanında Saffet Arıkan Bedük.
Bedük'ün yanında Malatya milletvekili Öznur Çalık.
Solumuzda Oltan Sungurlu vardı.
Onun yanında Mehmet Keçeciler.
Keçeciler'in yanında da Yahya Doğan.
"İftar vakti" geldi, kaşığımızı çorbaya götürürken...
Çetinkaya kulağımıza eğildi:
- Çorbanın hepsini içme.
Çorbadan sonra İçli köfte... Mis gibi de kokuyor.
Çetinkaya dirseğiyle dürttü:
- Tadına bak, bırak... Hepsini yeme.
"Herkes yemek yedi" biz ise masadakilerle sohbet ettik.
Su içtik.
Çetinkaya da bizim gibi "az çorba, su ve salataya" talim etti.
Salondakilerin "iftarı" sürerken ve "günün anlamına, önemine dair konuşmalar" başlarken, Çetinkaya "kalk" dedi, kalktık.
Oradakilerle vedalaştık, çıktık.
"5 dakika sonra" bir başka mekanda "Elazığ Vakfı'nın" iftarındaydık. Hemen "protokole" alındık.
Yanımızda, Elazığ milletvekili ve Özal'ın eski "Özel Kalem Müdürü, Başdanışmanı" Fevzi İşbaşaran oturuyordu.
Yine önümüze çorba konuldu.
Çetinkaya:
- İki kaşık iç, bırak.
Sonra etli pilav geldi:
Çetinkaya:
- Adet yerini bulsun, bir parça ye, bırak... Ama masadaki tatlıya dokunma.
Elazığ Vakfı Başkanı Bedri Sever "günün anlam ve önemine dair konuşmasını" bitirdi.
İftar "devam ediyordu."
Çetinkaya kolumuzdan çekti:
- Kalk... Vedalaşıp çıkalım... Gecikmeyelim.
- Nereye?
- Sırada iki iftar daha var.
Siyasetçi olmak "işte böyle bir şey."
Hele bir de "Ramazan ise."