'Farklılıkları yadırgamamalıyız'
İLİŞKİLİ HABERLER
'Farklılıkları yadırgamamalıyız'
- Türbanlı bir yazarın denize girmesi ve bunu yazması neden bizi rahatsız ediyor?
- Denizin bizler için sembolik bir anlamı var. Denize yakın olmak, denize sırtını dönmemek 'medenilikle,' 'modernlikle' ilişkilendirilmiş hep. Deniz ancak ona layık olanların faydalanacağı bir şey gibi algılanmış. 50'lere dönelim... "Halk plajlara akın etti, vatandaşlara yüzecek yer kalmadı," diyen vali ile bugün söylenen arasında önemli benzerlikler var. O gün sorun taşranın denize girmesi ve görünür olması iken, bugün sorun İslami kesimin denize girmesi.
- Yani AKP iktidarından rahatsız olan kesim "Sen türbanlıysan, haşema giyeceksen denize girme," mi diyor?
- "Kamusal alana da gelme! 'Artık bedenselliğinden, fazlalıklarından arınamıyorsan, standardize edilmiş 'kamusal bedenin' dışındaysa bedenin, kendi özel alanında yaşamaya devam et," deniyor. Bu anlayış bugün dünyada da sorgulanıyor, sadece Türkiye'de değil...
- Sorgulanırken nasıl yaşayacağız?
- Farklılıkları yadırgamadan. Bunlar sadece dinsel farklılıklar değil. Yaşam tarzından cinsel tercihlere kadar çok çeşitli farklılıklarla karşı karşıyayız. Birlikte yaşayabilecek miyiz? 'Birlikte yaşama'dan anladığımız içi kapalı, gettolaşmış, birbirlerine sırtını dönmüş yaşamlar olmamalı. İnsanlar birbirlerine değebilmeli. Eğer biz, bize benzemeyen insanlarla ilişkiye geçemiyorsak, varacağımız yer narsizm olacaktır. Narsistler sadece kendilerine benzeyenleri iyi ve doğru olarak kabul ederler.
İLİŞKİLİ HABERLER
'Farklılıkları yadırgamamalıyız'
Yayın tarihi: 23 Eylül 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/23/pz/haber,B1B3BC727B1646E3B72B0592ED7A9FC1.html
Tüm hakları saklıdır.