İLİŞKİLİ HABERLER
'İhtilal'e çelme takan aşk
'İhtilal'e çelme takan aşk
Tuluhan Tekelioğlu
01.09.2007
Şebnem ve Celal Çapa'nın mutlu evliliği 26 yıldır sürüyor. İyi yetiştirdiklerine inandıkları iki çocukları var. Şebnem Hanım pek hoşlanmasa da, eşini gece hayatında asla yalnız bırakmıyor. Onların aşkı, ihtilal sabahı randevularını iptal etmeyecek kadar büyük!..
Bir gün Sokrates'in öğrencisi ona: "Hocam evlenme kararı aldım," demiş. Aristo'nun cevabı: "Çok sevindim oğlum. Ya çok mutlu bir evliliğin olur ya da benim gibi filozof olursun," olmuş... Uzun süreli ve mutlu evlilikler acaba bir armağan mıdır? Yoksa...? 'Her Şeye Rağmen İkimiz' röportaj dizisi boyunca bu 'üç nokta yan yana'nın ne olduğunu hep birlikte anlamaya çalışacağız.
Bilgisayar kullanmayı bilmiyorlar. İkisi de ehliyet almamış, direksiyon koltuğuna geçmemiş... Kravat bağlamayı hiç öğrenmemişler. Celal Çapa renk körü... 26 yıldır karısının kendisi için seçtiklerini giyiyor. Şebnem Çapa'nın ise konsantrasyon sorunu var. Dikkati sık dağılıyor. Hayatlarının yarısı birlikte geçmiş. Ve daha birlikte yapmayı planladıkları çok şey var. Konu 'her şeye rağmen birliktelik' olunca samimiyetle sohbete daldılar. Evlilik çağına gelen çocuklarıyla neredeyse her gün konuştukları 'ilişkiler' meselesini 26 yıllık tecrübeyle bir kez daha kurcaladılar. Tatlısert geçen iki saatlik sohbetimiz boyunca, didişirken bile birbirlerine nasıl şefkatle baktıklarını gördüm. Yoksa bu bakışlar her ikisinin de ayrı ayrı yaşama olan tutkularının bir sonucu muydu?
- Kocanızı bir cümleyle anlatmanızı istesem... - Şebnem Çapa: Celal 53 yaşında. 23 yaşındaki bir delikanlının enerjisine ve çocuk ruhuna sahip, mutlu bir insandır.
- Bu sizin hayatınızı kolaylaştırıyor mu, zorlaştırıyor mu? - Ş.Ç: Celal'in çocuk ruhlu olmasından son derece memnunum. Ama enerjisi bazen o kadar fazla oluyor ki, temposuna ayak uyduramıyorum. Artık eskisi kadar gece hayatını sevmiyorum. Gece hayatını tadında bırakmıyor. Zorluğu bu. Keyifli bir akşam yemeğinden sonra ben eve dönmeyi tercih ederken, Celal'in gecesi yemekten sonra başlıyor.
- Siz eve dönerken, Celal Bey'in geceye devam etmesinden şikâyetçi misiniz? - Ş.Ç: Onu yalnız bırakmıyorum ki. Ben de onunla birlikte gidiyorum. - Celal Çapa: Evliliğimizin başlangıç noktasında da bu enteresan denge yatıyor. Şebnem'le evlenmeye karar verdiğim zaman, onun beni en çok çeken tarafı, bu çevrenin insanı olmamasıydı. Karımı gece hayatında tanımadım. Gece hayatından bir kızla birlikte olacağıma, beni evde bekleyen, benimle birlikte hayatı paylaşacak bir kız olmasını arzu ettim. -
Siz de pek çok erkek gibi 'eğlenilecek, evlenilecek kız' ayrımı yapmışsınız... - C.Ç: 26 yıl evvel yaptığım bu tercihin şimdi de doğru olduğunu düşünüyorum. Gece geç saatlere kadar eğlenmeyi sevmeyen bir karım olmasından son derece memnunum. - Ş.Ç: Celal haftanın yedi gecesi çalışıyordu. Sabahın 6.00'sında gelirdi eve. Bütün gece uyumaz onu beklerdim, o saatte birlikte yemek yerdik. -
Niye uyumazdınız? - Ş.Ç: Uyuyamazdım. Sabah geldiğinde birlikte uyurduk. - C.Ç: Bu davranışa anlam veremiyorsunuz, (gülüyor)... Bu aşktır, aşk. -
Birlikteliğinizden çıkardığınız, tanımını birlikte yapabileceğiniz bir aşk tarifi var mı? - C.Ç: Benim için aşktan daha önemli bir şey var, ilişkimizin sürmesini sağlayan: 'İyi anlaşmak'. İyi anlaşan bir çiftiz. Aynı tatları seviyoruz. Aşk çok sıcak, alevli bir birlikteliktir, ama evliliğin içinde zamanla erir... Alev söner. Geriye kalanların daha kuvvetli şeyler olması gerek. Evliliğin yürümesi için saygı, sevgi vs. gibi kilişelerden bahsederler. Benim için en önemli şey anlaşabilmek. Birbirimizi anlamak. Evliliğimizin bu hızla devam edebilmesinin bence tek sebebi, iyi anlaşabilmemiz! -
Anlaşamadığınız noktalarda ne oluyor? - Ş.Ç: Eskiden hep Celal'in dediği olurdu. Şimdi benim sözüm daha çok dinlenir oldu. Celal'e eskiden uyum sağlamaya çalışan bendim. Şimdi o bana uyum sağlamaya başladı.
- Eşinizin hangi hareketi sizi üzer? - C.Ç: Şebnem'in ani tepkileri vardır. İkizler burcu. Çok iniş ve çıkışları oluyor. Hâlâ karımı çözemedim. Her gün tanıyamadığım farklı bir tarafı çıkıyor ortaya. Birbirini tutmayan bazı hareketleri oluyor, hissi karar veriyor. Daha kontrollü olmasını arzu ederdim. Duygusallığı beni yoruyor. Yıllar geçtikçe bazı hareketlerimi tenkit etmeye başladı. Demek ki yaşlanınca da bana rahat yok. Artık dizginler onun elinde... - Ş.Ç: Celal'in beyni, vücudundan çok çalışıyor. Çocuk sahibi olduğumuzda çok gençtik. Çok uzun saatler çalışıyordu. Sabah eve geldiğinde çocuklar okula gitmiş oluyordu. Çocuklarına arzu ettiği vakti ayıramadı. Şimdi en büyük hayali torunlarıyla vakit geçirmek. Keşke yapmasa dediğim şey, gittikçe artan sigara içme tutkusu. Buna çok üzülüyorum. Celal spor da yapmıyor. Dengeli içki içer ama sigara evliliğimizdeki en büyük mutsuzluğumuz. Üç tane çocuğum var benim. En yaramaz çocuğum ise kocam! Her şeye rağmen ikimiz
İLİŞKİLİ HABERLER
'İhtilal'e çelme takan aşk
Yayın tarihi: 8 Eylül 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/08/ct/haber,FC91DFC5764F439682F9D8B97A991A05.html
Tüm hakları saklıdır.