İşkence sahnelerinde çok zorlandım

Yıl 1700'lerin sonu... Yer İspanya... Kral IV. Carlos'un himayesinde sanatının en güzel örneklerini veren ünlü ressam Goya (Stellan Skarsgard) ilhamını da genç ve güzel bir kadın olan Ines'ten almaktadır. Ines'in (Natalie Portman) Engizisyon Mahkemesi'nin arkasındaki güçlü bir rahip tarafından, toplumsal değerlere aykırı davranış ile suçlanması büyük bir skandal yaratır. Güzel model Ines haksız yere mahkum edilip işkence görünce, Goya'nın eski dostu rahip Lorenzo (Javier Bardem) ile olan dostluğu sınanır.

FORMAN ÇOK KOMİK
Goya, Lorenzo'ya Ines'in hayatının bağışlanması için yalvarır. Fakat Ines hapse atılır ve ölüme terk edilir. 20 yıla yakın bir süre geçer. Goya, yaratıcılığının doruğuna ulaşmıştır ama artık sağırdır ve akıl sağlığı yerinde değildir. Üçlü, tekrar bir araya gelir ve yıllarca saklanan sırlar ortaya çıkar... Ünlü yönetmen Milos Forman'la çalıştığı için kendisini çok şanslı bulan Natalie Portman, Javier Bardem ve Stellan Skarsgard'ın da performanslarına övgüler yağdırıyor:

* Milos Forman'ın projesinde yer alabilmek rüya gibi... Milos ve Jean- Claude (senarist) bana kendimi o kadar rahat hissettirdiler ki... İkisi de çok komik ve alçakgönüllüydü.

* Ines, Goya'nın arkadaşlarından bir tanesinin kızı ve ressam onun portresini çiziyor. Aralarında biraz flörtleşmeye kaçan eğlenceli bir muhabbet var.

* Film beni çok etkiledi, o zamanlar yaşananlar gerçekten çok acı. Rolüm için o döneme ait çok kitap okudum ve tüm işkence sahnelerinde o acıyı çekenlerin duygularını derinden hissettim. İşkence yapanların en büyük mantıksızlığı şu; insanlar çektikleri acıları durdurmak için karşısındakilerin duymak istediği her şey itiraf edebilirler.