Asla küçümseme

Aynı İzmir'de yaşadığımız Hırvatistan gerçeği gibi Çek Cumhuriyeti de basketbolunu her geçen gün üst seviyeye çıkarıyor. Çekoslovakya olarak mücadele ettikleri 1999'dan bu yana Avrupa Şampiyonaları'na katılmamalarının yanılgısına düşmememiz gerek. Çoğu ülke gibi onlar da son yıllarda Dünya basketboluna yıldızlar yetiştiriyorlar. Son oynadıkları Paris Turnuvası'nda Tony Parker'lı Fransa ile 40 dakika boyunca çekişip, son iki topta Parker'ın tecrübesine mağlup olmaları, onları en güzel anlatacak sonuç. Yine Rusya'ya 83-80 mağlup oldukları maçın son dakikasına 78-78 girip, J.R.Holden'ın son iki atışına teslim olmaları, "Çek takımını asla küçümseme" dedirtecek başka bir netice. Takımın yıldızı Golden State Warriors, Boston Celtics ve Dallas Mavericks gibi NBA takımlarını dolaştıktan sonra Unicaja Malaga formasıyla Union Olimpija'dan bildiğimiz performansına ulaşan Jiri Welsch. Çok uzun süre çıkmadan oynayarak hem gücünü hem güvenini tüm takıma yansıtıyor. Diğer atıcı kim? Kimi önemsemek gerekiyor, sualini sorduğumuz anda karşımıza 4 numaralar topluluğu çıkıyor. Badalona'dan Barton, Nimburg'dan Benda ile Sokolovsky ve Zaragoza'dan Starosta. Hepsinin dış atıcı olması diğer takımlara savunma eşleşmelerinde büyük sıkıntı çıkaracak. Barton ve Benda'nın 25 sayılara ulaşacağı maçlar hiç kimseyi şaşırtmamalı.

GERÇEK BİR TAKIM
Tam bir eski okul koçu olan antrenörleri Hummel, 1999'da bundan önce son kez Avrupa Şampiyonası'na katıldıkları takımın da başındaydı. Hummel o şampiyonadan sonra görevini de bırakmıştı. Tecrübeli hoca, geçen sene tekrar milli takımı aldığında yine ortaya mükemmel bir ekip çıkarmış. Özellikle benim Fransa karşısında izleme şansı bulduğum Çek takımı birbirine çok bağlı, oyundaki görevleri tanımlanmış, tam bir takım basketbolu oynuyordu. Çek Cumhuriyeti için kağıt üzerinde çok büyük bir yıldızı olmasa da hemen her oyuncusunun değerli olup, birinin kötü gününde diğerinin ortaya çıkabileceği, kesinlikle akıllı basketbol oynayan ve yükselmekte olan oyuncular topluluğu tanımını yaparsak, grup maçlarını izleyeceklere şimdiden ufak bir heyecan vermiş oluruz diye inanıyorum. Onların da guardı yok mu? Tabii ki var. Bence gerçekten takımın havasını ve ahengini çok güzel sağlayan koç Hummel en kritik kararı point guard konusunda vermek durumunda. Çek basketbolunun lokomotifi Nimburg'da oynadıktan sonra İsrail'e giden ve milli takıma dönen Whitfield onlar için tam açılmamış bir kutu. Hummel'ın oyunun akışını ona yüklediği dakikalar kadar hiç oyuna almadığı sürede az değil. Eğer yollarına Whitfield'siz devam ederlerse daha takım oyuncusu olan yine Nimburg'lu Benes o yükü ne kadar kaldırabilir o da onların soru işareti.

YEDEKLERİ ZAYIF KALIYOR
Hepsi çok zeki oyuncular olan demin saydığımız 4 numara topluluğunun yanında Strasbourg'tan tanıdığımız 4-5 pozisyonlarını oynayabilen Starosta'nın güçlü bir yedeğinin olmaması en büyük problemleri. En azından bizim gruptaki ilk maçlarında basketbolun şans meleği bir parça yanlarında olursa, Nowitzki ve arkadaşlarını yenmeleri belki çoğu için olsa bile benim için sürpriz olmayacak.