Türk Futbol Medyasına acıklı bakış..

VERECEĞİM örnekler, bu ülkede futbolu en iyi bildiğine ve en iyi yorumladığına inandığım iki futbol yorumcusundan..
Birincisi Doğan Koloğlu .. "Onun yazısını okumadan, benim için Galatasaray maçı bitmez" dediğim adam.. Sevgili ağabeyim. Ondan çok şey öğrendiğimi gururla söyledim hep. Galatasaraylı.. Hem de liseden.. Kökten. Yıllarca kaptanlık yapmış o takıma..
İkincisi Mehmet Demirkol .. Radikal'de yazarken keşfettiğim harika genç. Hemen yönettiğim Tele Pazar'a almış ve onu tek yorumcu yaparak televizyona başlatmıştım. Bir yandan da o zaman Genel Yayın Müdürüydü, Mehmet Yılmaz'a uzun uzun anlatıp, Milliyet'e transferini sağlamıştım. Daha sonra da 90 Dakika'ya getirmiştim. Frekansı uymadı. İstifa etti. Israrla geri getirdik. Bir hafta sonra tekrar istifa edince, bitti. İyi Fenerbahçeli.. Tarafsız olduğunu söyler bakmayın. Galatasaray Liseli Fenerlilerden..
Şimdi bu iki kalem.. Biri benden evvelki kuşaktan eski. Biri bugünün umutlarından yeni.. Biri Fenerli, biri Galatasaraylı..
Hakan Şükür düşmanlığında birleştiler.
"Düşmanlık" diyorum..
Çünkü yaptıkları o.. Eleştiri falan değil.. Hakan'dan nefret ediyorlar..
Farklı sebeplerle..
Doğan Ağabey, Hakan'ın Galatasaray'a alınmasına karşı çıkıyor, akrabası Alp Yalman'a "Alma" diyordu. "Elimizde Papen Mustafa varken (Sahi nerde o şimdi) Hakan'a gerek yok.." Ben bastırıyordum oysa.. "Bursa'da oynatmıyorlar onu ama sebebi başka.. Bu adam Ümit Milli Takımının yıldızı harika maçlar çıkarıyor.."
Alp, belki de almayacaktı, ama Yurdaşen Karahasan emrivaki yaptı, işi bitirdi. İlerleyen senelerde Hakan, Doğan Ağabey'in nasıl yanıldığını kanıtladı. Bu bir.
İkincisi.. Hakan Şükür Fethullah Gülen'in yakını.. Doğan Ağabey solcu ve devrimci.. Bu iki sebep Doğan Ağabey'in Hakan düşmanlığına temel oldu. Onu her fırsatta eleştirdi. Yermek için bahane aradı. Harika oynadığı maçlarda ise, yazısında adını geçirmedi.
Doğan Ağabey bu hafta da Hakan'a fena halde saldırdı, takımın en iyi oyuncularının başında gelirken. İki enfes vuruşundan birinde top direkten dönmüş, öbüründe ters köşe attığı çok zor plase, öbür tarafa uçan kalecinin ayağına tesadüfen çarpmışken.. "Hakan'la olmuyor" dedi Doğan Ağabey, hiç sıkılmadan.. Kızmasın.. Utanmadan.. "Onun çaresini düşünüyoruz" dedi.. Ne düşünüyorsa, nasıl düşünüyorsa!.. Şimdi de Özhan'a mı gidecek acaba?.
Doğan Ağabey'e sevgim devam ediyor. Ama saygım tamamen bitti.
Mehmet Demirkol, ona hiç yakışmayan bir fanatizm içinde.. Ersun Yanal fanatiği.. Ersun'un milli takımdan kovulmasının sebebini Hakan Şükür olarak görüyor. Hakan'ı milli takıma çağırmayan Ersun ağır eleştirildi ya. Öfkesi, düşmanlığı ve nefreti ordan kaynaklanıyor..
O Demirkol da, bu hafta zemini uygun bulmuş ki, dolaylı Hakan'a saldırıp, Ersun'u koruyor hâlâ..
"Hakan Şükür'ü Ersun Yanal istemediği için ortalığı yıkanlar, sizce Necati'nin hesabını neden sormuyor?" diye başlıyor yazısı..
O da kızmasın.. Demirkol kardeşim de utanmadan, sıkılmadan Hakan Şükür'le Necati'yi ayni kefeye koyup tartmaya çalışıyor.
Yazısında örnek verdiği Rıdvan Dilmen'in "Türk futboluna en büyük hizmeti veren adam Hakan Şükür'dür" deyişine de bakmadan.. Başta Beşiktaş ve Fenerbahçe, ligin Galatasaray dışındaki her takımı forvet ararken bir teklif dahi almayan Necati'yi, Türkiye Liglerinin, Galatasaray'ın, Milli Takımın tarih boyu gol rekortmeni, golleri kadar asistleriyle ünlü, attığı kadar da attıran, hücum futbolunun en önemli unsuru, hücum presi en iyi uygulayan santrfor olarak Galatasaray'ın Avrupa zaferlerinin ve milli takıma dünya üçüncülüğü açan yolun başındaki adamı, Galatasaray'da oynayıp oynamayışını dahi kimsenin umursamadığı Necati ile mukayese etmek, bir genç futbol yorumcusunun yapacağı iş mi?.
Ne var ki, olgun Galatasaraylı yazarla, Genç Fenerbahçelisi, duygularının esiri olunca, ayni konuda birleşiyorlar.
Can düşmanları Hakan'ı yok etmek..
Kutsal ittifak medyasını da ekleyin bu cepheye..
Hakan en kolay maçını sahada 90 dakika içinde yapıyor. Onun zor maçı, geri kalan saatlerde..
Bu adam, bu ortam içinde hâlâ futbol oynuyor, hâlâ goller atıyor, hâlâ Galatasaray'ı ve Milli Takımı taşıyorsa, taşıyabiliyorsa, heykeli dikilmeli!..