Ankara'daki ihale ve Kuşadası'ndaki belediye
Ülkemizde imar yetkilerinin nasıl kullanıldığına dair Ankara ve Kuşadası'nda iki çarpıcı örnek yaşadık geçtiğimiz günlerde. İlki Gazi Üniversitesi'nin bir ihale ilanı, diğeri de Kuşadası Belediye Başkanı'nın TARİŞ arsasıyla ilgili açıklamaları. Bu iki örnek bir kez daha gösteriyor ki, imar yetkilerini kullanmakta medeni dünyadan her geçen gün biraz daha uzaklaşıyoruz. "İmar etme" fikrinden giderek koparken, fırsatçılık kabiliyetimizi kurumsallaştırmaya çalışıyoruz. Gazi Üniversitesi ülkemizin belli başlı üniversitelerinden biri. Bünyesinde de şehircilik ve mimarlık bölümleri var. Bu bölümlerimiz imar ve şehircilik konularında hayli birikimli ve duyarlı üstelik. Yanlış buldukları imar kararlarına karşı tavırlarını takınmaktan asla çekinmiyorlar. Böyle bir üniversitemizin geçtiğimiz günlerdeki bir ihale ilanı tam anlamıyla bir hayal kırıklığı yarattı. İhale ilanının başlığında, "Ankara Çankaya Çukuranbar arsasının imara açılması, uygulama projelerinin yapılması, onaylanması" ifadeleri yer alıyor. Belli ki arsa üniversiteye ait. Burayı "arsa karşılığı inşaat yaptırarak" değerlendirmek istiyorlar. Ancak küçük bir sorun var: Arsanın imarı yok! Bunun için de, ihalenin ilk amacı, "arsanın imara açılması". Böyle bir ihale ilanını ilk kez görüyorum. İmar hakkı yoksa, arsa sahibi nasıl olur da "arsa karşılığı inşaat yaptırmak" isteyebilir? Bunu herhangi bir birey yapmaya kalkışsa, imar mevzuatını bilmediği için zaman kaybedecek diye düşünürüz. Bir kurum bunu yapmaya kalkışsa, şehircilik konularına olan duyarsızlığı hepimizi üzer. Ama bunu otuz yıla yakın zamandır şehircilik eğitimi veren bir üniversite yapmaya kalkıştığında diyecek bir şey bulamıyorum sahiden. Demek ki bizde şehircilik kavramının yerleşmesi ve kentlerimizin planlı gelişmesi için daha uzun yıllar bekleyeceğiz anlaşılan. İlanın sonraki satırlarında tablo daha da karamsarlık yaratıyor üstelik. Üniversite burada eğitim ve araştırma amaçlı bir merkez yapma heveslisi değil. Arsasından en yüksek kazancı sağlamak isteyen herhangi bir vatandaş gibi, "iş merkezi, otel, konutlar" yapmak istiyor. "Konut için 0.60 emsal, ticaret için 2.00 emsal"Bu kadar yüksek imar haklarını amaçlayınca da, arsanın metrekaresine 1500 YTL kıymet biçmiş olması şaşırtıcı değil. İmarı olmayan bir arsaya kendi kendine imar verip, arkasından da inşaatlara hemen başlamak istiyor. Demek ki arsasını imara açacağından hiç kuşkusu yok! Topluma ve kurumlara örnek olması gereken Gazi Üniversitesi'nin bu sevimsiz imar hamlesine üzülürken, bir belediye başkanımız bizi daha da karamsarlığa itti. Kuşadası Belediye Başkanı, mülkiyeti TARİŞ'e ait olan bir arsa üzerinde proje yaptırmış. TARİŞ'le de anlaşmışlar. Ama TARİŞ bu anlaşmaya uymayıp, arsayı başka birine satmış. Tapusu kendisine ait bir arsayı istediğine satmakta özgür olan TARİŞ'in bu tercihi belediye başkanını çok kızdırmış olmalı ki, bakın neler diyor: "Bu arsada benim projem yapılırsa olur, bunun dışındaki projeler yapılamaz." Başkan neye dayanarak söylüyor bunları? Kendi sözlerine bakalım: "Halihazırda burası imarda yeşil alan görünüyor. Bu arsayı kim alırsa alsın imar durumunu değiştirmek gerekir ki, bu mümkün değil." Bunları duyunca, başımızı iki elimizin arasına alıp nerede yanlış yaptık diye düşünme zamanımızın çoktan geldiğini anladım. Pes dedirten iki imar skandalı! Şehircilik ve hukuk bölümlerimizdeki "imar hukuku" derslerinde konuşulacak iki karamsar örnekBu örnekleri ders programına almakta Gazi Üniversitesi'nin daha hızlı davranacağından hiç şüphem yok.
Yayın tarihi: 30 Ağustos 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/30/em/haber,0325217B5620437FAB3B73F692931635.html
Tüm hakları saklıdır.