Susurluk davası hükümlüsü emekli yarbay Korkut Eken'in kızı; Eken'in altı yıllık hapis cezasını onayan dönemin Yargıtay 8. Dairesi üyelerinden Yusuf Kenan Doğan'ın oğlu ile evleniyormuş. Yani... Bir insan yargılanıyor ve mahkum oluyor, siz onun kızısınız diyelim ki... Babanızın temyiz için açtığı davaya bakan ve cezayı onayan heyetteki savcının oğluyla birbirinizi sevip evlenme kararı alıyorsunuz. Hakikaten de kaderin cilvesi! Haberi Vatan'da okudum. Okur okumaz 'ben bu hikayeyi nereden hatırlıyorum' diye yarım saat evde fır döndüm. Sonunda buldum! Geçtiğimiz sezonun en iyi dizilerinden 'Hatırla Sevgili'de izledim bu sahneyi! Dizinin müptelaları hatırlar mutlaka... Beren Saat'in oynadığı Yasemin'in babası Rıza Bey, Adnan Menderes döneminin önemli politikacılarından biridir. Menderes Hükümeti'nin yargılanma sürecinde mahkeme heyetindeki savcılardan biri de Yasemin'in büyük aşkı Ahmet'in yani Cansel Elçin'in babasıdır. Yani mahkemede 'hayır' ya da 'evet' oyunu kullanacak savcılardan biri. Babaları karşı karşıya gelince iki aşık da karşı karşıya gelir doğal olarak. Çünkü heyet, Rıza Bey'in de içinde olduğu siyasilerin idam kararını verir. Bu yüzden Yasemin, Ahmet'ten ayrılmak istediğini söyler "Mutluluğumuzu bunun üzerine kuramayız' diyerek... Film gerçek oldu derler ya, bu da tam öyle bir haber! Tamam aynı şey değil; birinin farkı işin içinde idam olması. Ama haberi okurken, düşünüyorsun ister istemez: Ben olsam ne yapardım? Elbette bunda yadırganacak bir şey yok; hayat böyle bir şey. Ama yine de sormak isterim; siz böyle bir kararı vermek zorunda kalsanız ne yapardınız? Damadın babası gibi "Gittik istedik kızı, sıkıntı olmadı, olay tamamen bizim dışımızda, iki insan birbirini tanıyıp sevmiş' diyebilir miydiniz?
Yayın tarihi: 27 Ağustos 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/27/gny/haber,1E0B0C392EBF42178457FD9EDE7BA0B3.html
Tüm hakları saklıdır.