kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Ağustos 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Madem basının bana ilgisi yoğun konuşacağım!

EYLEM BİLGİÇ
Aslında başarılı bir mimar olmasına karşın artık Popçu Gülşen'in sevgilisi diye anılan Fahrettin Aykut çözümü bulmuş: Madem basın beni keşfetti, ben de işim için bunu kullanacağım! Bu röportajı da aynı nedenle kabul ettim. Bana ilgi varsa ben de çıkıp konuşacağım!..
Mimar Fahrettin Aykut, bugüne kadar Hillside Beach Club ve Fuga Tatil Köyü gibi birbirinden başarılı işlere imza attı. Birçok ünlünün evini tasarladı. Tematik mimariyi hayatımıza sokan isimlerden biri oldu. Ama magazin dünyası onu kariyerinden çok, popçu Gülşen'le yaşadığı ilişkiyle tanıdı. 'Mimar' kimliği unutuldu, 'sevgili' kimliğiyle anılmaya başlandı. Biz de kapısını çaldık ve bu çelişkiyi sorduk...

* Siz bugüne kadar başarılı işlere imza atmış bir mimarsınız ama isminiz son günlerde işinizle değil, Gülşen'le yaşadığınız ilişkiyle anılmaya başlandı. Bu sizi rahatsız ediyor mu? Ediyor! Ben bugüne kadar yaptığım işlerle basına çıkayım, haberim yapılsın diye hiç uğraşmadım. Şimdi gazete ve televizyona çıkıyor olmaktan rahatsız olmuyorum. Sadece olayın yanlış yansıtılması rahatsız ediyor beni. Sonuç itibariyle ben son derece 'haysiyetli' bir ilişki yaşıyorum; maalesef magazinin dili bozuk, bu beni üzüyor. Ama müşterilerim beni yanlış tanıyacak diye bir endişem yok.

HAKİKAT KAPIMI ÇALACAKTIR!

* 'Bu kadar başarılı iş yaptım benden hiç bahsatmediler de, ünlü biriyle ilişki yaşıyorum diye televizyonlara çıkmaya başladım' gibi bir rahatsızlığınız yok mu yani? O anlamda rahatsızlığım var tabii. Bu röportajı kabul etmemin nedeni de bu. Mesleğimle anılmak benim birinci tercihimdir. Ama madem yaşadığım ilişki yüzünden ismim çokça anılmaya başlandı, ben de basına kendimi açmaya karar verdim. Madem bana ilgi var artık; ben de çıkacağım, konuşacağım, yaptığım işleri anlatacağım.

* 'Yaşadığım ilişkiyle de olsa madem basın beni keşfetti, ben de basını kullanayım' diyorsunuz... Evet. Ben her zaman, önünde sonunda hakikatin gelip kapınızı çalacağına inanıyorum. Kendimle ilgili de böyle... Bugün 10 kere istemediğim şekilde basına malzeme olurum ama bir gün gelir yaptığım işle basına konu olurum diye düşünüyorum.

* Gülşen Hanım'a haksızlık yapıldığı, ambargolar konulduğu söyleniyor. Hayatınızdaki insanla bu kadar uğraşılmasına ne diyorsunuz? Hukuksal süreç çalışıyor, ben hukuka güveniyorum ve sabırla bekliyorum. Çünkü ortada ciddi bir haksızlık var, hiçbir şey tam bilindiği gibi değil. Ben mümkün olduğunca sabırla taşıyorum hayat arkadaşımı. İnsanı patavatsız olmaya ya da onlar gibi davranmaya itiyorlar ama ben sabrediyorum.

* Ama sabır da bir yere kadar... Türk toplumunda erkekten kadınını sahiplenmesi, onun için 'dayılanması' beklenir. Siz hiç ağzınızı açıp bir şey söylemediniz... Tabii aslında yapılabilecek çok şey var ama... Maalesef Türkiye ağzı olanın konuştuğu bir ülke. Bu disiplinsizlik, yapılanların karşılığını bulmamasından kaynaklanıyor. Bugün herhangi biri ağzından çıkan yanlış bir şey yüzünden ceza aldığı takdirde bunlar da azalır. Elbette herkesin her şeyi söyleme hakkı var ama asılsız olmama kaydıyla. Elde belge yoksa hiçbir şey söylenmemeli. Benim inancım ise ciddiye almamak, ben hiçbir şeyi ciddiye almıyorum.

OLAN BİTENE GÜLÜP GEÇİYORUZ

* Ama hayatınızdaki insanın üzüldüğünü görüyorsunuz, nasıl ciddiye almazsınız? O da ciddiye almıyor ki! Yapılan bütün haksızlıklar onu kuvetlendiriyor biliyor musunuz? Dünyada bütün devrimler ezilenler tarafından yapılmıştır. Bir insanın üzerine ne kadar giderseniz, o kadar güçlendirirsiniz. Stratejik hatayı şurada yapıyorlar; saldırmak o insanı güçlendirir. Yani ben kesinlikle ciddiye almıyorum, Gülşen'in de almadığını biliyorum. İnanın kendi aramızda bu konuları konuşmuyoruz bile. Hatta geçenlerde olan bir olaya kahkahalarla güldük. İnsanların birbirleriyle bu kadar uğraşması bana çok komik geliyor.

* Siz kendinizi Gülşen için bir şans olarak görüyor musunuz? Çünkü belli ki şu an ona çok büyük destek veriyorsunuz, onu sakinleştiriyorsunuz... Tam tersi aslında, ben başlangıçta fevriydim, o beni sakinleştirdi. O her zaman çok sakin, hakikate inandığını söylüyor ve başına gelen her şeyin ona bir yarar sağlayacağına inanıyor. Bu felsefeyi de bana o öğretti. Aslında ben bu dünyadan çok uzak bir insanım. Gülşen öğretti bana herkesi, olan her şeyi...

KADINIMIN ARKASINDAYIM

* Gazetelerde evleneceğinize dair haberler çıktı. Doğru mu, evlenecek misiniz? Evet. Tarih ve yer belirlemeye çalışıyoruz. Tam bir zaman vermek istemiyoruz, çünkü beklenti yaratıyor ve bu konuda sorular gelmeye başlıyor.

* Gülşen'le tasarım, dekorasyon anlayışınız uyuşuyor mu peki? Evini -gerçi evimiz oldu şimdi- yaparken yordu biraz beni. Çünkü inanılmaz detaycı biri. Ama ortak bir yol bulduk. Zaten dediğim gibi onun evi diye başladım ve kendi evimi yapmış oldum sonuçta. Klasik bir Türk erkeği lafı olacak ama ben kadınımın arkasındayım, yaşadığı her şeyi onunla birlikte taşırım. Fakat dediğim gibi o insanı (Erol Köse) hiç ciddiye almıyoruz. Ciddiye aldığınız takdirde inanıyorsunuz demektir ama ben söylediklerine inanmıyorum.
Haberin fotoğrafları