Kanyon'da yaşam!..

ÖĞLE olmuyor mu, içim kıpır kıpır.. Kanyon'a gideceğim.. Spora..
Harika bir şey spor yapmak.. Hayır, kilo vermekle falan ilgisi yok. Sporla kilo verilmez. Bir top dondurmayı eritmek için Ortaköy'den Sarıyer'e yürümek gerek. Kilo vermek ayrı iş.. Spor insanı "Fit" yapıyor..
Yaz başında başladım.. Allah sizi inandırsın, spor alanı ile soyunma odası arasında 10 basamak merdiveni çıkınca nefesim kesilirdi. Şimdi Açık Hava'nın 188 basamağını arada dinlenme gereği duymadan tırmanıyorum.
Haftada üç gün gidebiliyorum ha.. Hepsi o.. Her defasında 40-45 dakika.. Doktorlarım o kadara izin verdiler çünkü.. "Nabzını da 110'un altında tut" dediler.. O kadar hafif çalışıyorum yani.. Buna rağmen fitness mucizesi yarattık Figen Hoca'yla..
"Baş işkenceci" diyorum hocama.. "Patronun Muzo bütün kış Fenerli olarak benim evde çektiği işkencenin intikamını almak için seni özel seçti, değil mi" diyorum.. Ama sonuç meydanda.. Giderek Muzo'yu dövecek güce ve forma geliyorum.
Kanyon, bir kere gidin ve gezin.. Gerçekten dünyada eşine az rastlanır bir spor alanı.. Bir yanında yüzme havuzu.. Bir yanında kayak.. Evet, plastik buzda kayak.. Bir yanında basketbol sahası.. Ortada en ileri koşu bantları, bisikletler, jimnastik aletleri..
En önemlisi.. Dünya tatlısı hocalar.. Harika öğrenciler.. Her aletin başında bir televizyon ekranı var ama ben etrafa bakmaktan, ekranı kullanma fırsatı bulamıyorum.
Kanyon bir spor, fitness yeri, ama aslında harika bir sosyal toplanma alanı ayni zamanda.. Ne dostlar edindim, yazın başından beri..