Hangi ülkede olursa olsun kritik konumlara gelecek devlet adamları ve komutanlar hakkında o göreve gelmeden önce derinlemesine objektif yazılar yazılır. Artıları ve eksileri en objektif şekilde ortaya konur. Bu konu Türkiye'de de bir süre öncesine kadar böyleydi. Ama en önemli kırılma noktası, Orgeneral
Yaşar Büyükanıt'ın geçen sene yani 2006 Ağustos'unda Genelkurmay Başkanlığı'na geldiği süreçte yaşandı. Ordunun en üst kademesine gelecek pırıl pırıl bir sicil ve ülkeye hizmet geçmişi olan bu isim art arda uğradığı iftira kampanyaları ile yıpratılmaya çalışıldı. Göreve gelmesine saatler kala hala kaynağı anlaşılamayan bir yerden özel seçilmiş cep telefonlarına Büyükanıt ile ilgili karalama mesajları gönderildi. Böylesine değerli bir komutanın ne geçmişi, ne soyağacı, ne de hayal mahsulü çete bağlantıları bırakıldı. Bu işin tarafları kim, aynı mı... Ya da
"Bu ülkede huzursuzluk çıksın da ne olursa olsun" diyen bir şebeke mi var, bunu bilmek çok zor. Ama ortada gerçek olan bir şey varsa, bu ülkede bu ülke için hizmet edecek isimleri daha göreve gelmeden çok rahat harcıyoruz ve yıpratıyoruz.
Büyükanıt'ın üzerinden daha bir yıl geçmedi. Gül ile ilgili de yine benzer şeyler yaşanıyor. Doğrudur, belki hakkında eleştirilmesi gereken noktalar vardır. Ama bu ülkede sonuçta eleştirirken derin ve objektif analizler yerine Cumhurbaşkanlığı makamına saygıyı yıkarcasına bu kadar bel aşağı vurmak mı gerekir? İşte bunu da vicdanlara sormak gerekir.
Bugünkü Tüm Yazıları
Büyükanıt ve Gül'ün benzerliği
Yayın tarihi: 20 Ağustos 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/20//haber,CA9A220DF7A04B3E96FC371C35EC4299.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.