Civciv çıkacak kuş çıkacak!

Efendim, siyasetle hiçbir işim olsun istemiyorum; fakat eşyanın, yani mevzumuzun, yani Tuğba Özay'ın tabiatı gereği bir şekilde siyasetle ilgilenmek durumunda kalıyorum ve korkuyorum. Sabaha karşı saat 03.00'te motorcuda hanımlarla kameralara yakalanmış bir Emre Altuğ neyse, Uçankuş stüdyosunda saat 03.00'te Çelik, anlamsız bir playback yaparken, arkada dans eden tuhaf kılıklı stüdyo konuğu arkadaşın durumu neyse, siyasetle ilgili şeyler duyduğumda öyle tuhaf hallere giriyorum. Hani 'yüksek siyaset'ten bahsettiğimi de sanmayın; Tuğba Özay 'siyasi' ya, tam ondan söz etmeye niyetleniyorum, siyaset aklıma geliyor, konuya giremiyorum. Efendim, bizim aslan sosyal demokrat, devrimci mankenimiz, dediklerine göre hayli derinlerde dolanıyormuş. Daha evvel, bildiğiniz üzere, 'ülkücü mafya babası' diye adı geçen bir zata 'yardımyataklık'tan yargılanmaya başlamıştı. Tam bu iş unutulmaya yüz tutmuşken, kendisine 4 milyon dolar kaptırdığını ve asla bırakmayacağını söyleyen bir müteahhit arkadaştan kurtulmak için - yine bir milliyetçi-mukaddesatçı ve Kıbrıs'ta zar attırıp tavla oynatan manevi Susurluk hemşerisi bir başka arkadaş vasıtasıyla kurtulmaya çalışırken - amiyane tabirle, 'paket oldu'. Çok acayip.

URGAN UÇLARI TEHLİKELİ
Çok acayip, çünkü Tuğba Hanım'ı, demeçlerini ve o geniş ayakkabı koleksiyonundan arta kalan ayak izlerini takip ettiğimizde, aslında bu memleketin bir facia haline gelen sosyal ve siyasal hayatının bütün urgan uçlarına ulaşmamız mümkün olabiliyor. Söz konusu olan ip değil, urganlardır ve uçlarından tuttuğunuz vakit, ucundakilerden dehşete kapılmamanız mümkün değildir. Ben işte zaten parti gençlik kollarını duyunca, bu yüzden ürküyorum; mesela Şebnem Scheffer'dan söz ederken onun Hıristiyan Demokrat Parti ile münasebetine girmekten ürküyorum, sadece bekâret konuşmak istiyorum. Raporun altından çıkacak sürprizlerin tehlikeli olduğunu seziyorum. Apolitik manken istiyorum. Ya, insanoğlu kuş misali. Bir gün Uçankuş'ta 'delikanlı manken' kontenjanıyla yorumcu koltuğunda oturuyorsunuz, yorumluyor, yargılıyorsunuz; bir başka gün 'derin manken' kontenjanıyla elleriniz kelepçeleniyor, sizi yorumlayıp yargılıyorlar.

HER ŞEY TEMİZ TOPLUM İÇİN
Hatırlar mısınız, bir zamanlar Tuğba Özay, 'temiz toplum' kampanyasını podyuma taşımaya kalkmış ve kampanya başlatmıştı. Artık bu insanoğlunun kuş misali olmasının ötesinde, bir zamanların acayip filmler furyasında çevrilen, Ceyda Karahan, Mine Mutlu ve Ünsal Emre'nin başrollerini paylaştığı Civciv Çıkacak Kuş Çıkacak (1975) filminin fragmanına dönmüş vaziyette... (Bu seks-komedi tarzı, acayip bir filmdir ve vizyona girdiği dönemde, sinemalar önünde uzun kuyruklar oluşmuştur. Bir süre önce mükemmel bir film şarkıları albümü yapan ve 'taş bebek' Gönül Yazar'ın kızkardeşi olarak tanınan Belkıs Özener, bu filmle seslendirme/dublaj macerasına nokta koymuştur. Özener, Civciv Çıkacak Kuş Çıkacak'ta Mine Mutlu'yu seslendirmiş, fakat bir seks filmi olduğu kendisine söylenmemiştir. Özener, bunu öğrenince dublajı bırakmıştır.) Ben Tuğba Özay'ın da mafyacılar, siyasetçiler ve hayatla ilişkisinde bir 'Civciv çıkacak kuş çıkacak' hali yaşadığını, ne çıkacağını kendisinin de bilmediğini, üzüle üzüle durumu kavrayacağını umuyorum. Ayrıca, Kadir İnanır, akrabaları ve Oktay Kaynarca'nın rolleri paylaştığı bir dizi başlıyor. Nereden aklıma geldiyse birden ve bence artık bu işler çok komik olmaya başladı. Civciv de çıkabilir, kuş da...