kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Ağustos 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Ordu'nun derelerinde kaybolan hayatlar...

CEREN AKDAĞ
Ordu'da hayat yıllardır olduğu gibi akıyor. Kentin uzak yerlerinde Güneydoğu'dan gelen mevsimlik işçiler sefaletin kucağında yaşamaya devam ediyor Susuz, tuvaletsiz barındıkları yerlerde iş bekliyorlar. Bulurlarsa günlük 20 YTL ile hayata tutunacaklar. 21 kişinin öldüğü kazayı ise 'kader' diye karşılayacaklar ..
İLİŞKİLİ HABERLER
Ordu'nun derelerinde kaybolan hayatlar...
Karadeniz'de yöre insanının kış aylarında doğayla verdiği savaş nedeniyle yaşadığı dramlar bir hayli çoktur. Ancak yazın bu dramlar yerini bölgeye çalışmak için gelen Güneydoğulu işçilerin yaşadıklarına bırakır. Çünkü Doğu'nun mevsimlik işçileri Ordu'yu mesken tutar. Fındık toplayan çekingen Karadeniz kızlarını görmek pek mümkün değil. Bölge çok göç veriyor. İstanbul'a, daha batıya göç ediyorlar. Onlar gidince Doğu'dakiler geliyor geçim kaynağı fındığı toplamaya. Dayıbaşlarına ismini yazdıran Ordu'nun çadır kentinde soluğu alıyor.

UMUTLA BEKLEYİŞ
Dere kenarına kurulan çadırlar evleri, bahçeler ise tuvaletleri olmuş. Hayalleri iş bulup, para kazanmak. "Mevsimlik işçiyiz. Nerede ihtiyaç ordayız" diyor 51 yaşındaki İsmail Erdem. Ama durum hiç de hayallerdeki gibi değil. Kentteki işçi sayısı çok fazla, fındık bahçelerindeki iş ise az. Çünkü fındık her zaman toplanamıyor. 3-4 gün daldan gerisi de sallanarak toplanıyor. Ancak bu işleme en az 10 gün var. Bu nedenle çoğu, çadırlarında yağmur ve çamur içinde bekliyor. Yerleri Melet, Turnasuyu derelerinin kenarları. Aslında derenin bir üst setinde kalıyorlar çünkü sel tehlikesi var. Karşıda gri renge bürünmüş Karadeniz, yanlarında yeşil dere, çadırlarında ise belediyenin sağladığı hortumdan gelen bir parmak su. Bu suyla kazanda kaynayan aş hayat kurtarıyor. Bu bir damlacık su yeri geldiğinde; yanlarında getirdiği mercimekle çorba oluyor, yeri geldiğinde kıyafetlerle de olsa tozdan ve terden arınmaya yarıyor. Çocuklarda 8 yaşı geçen olgun sayılıyor ve kardeşlerini yıkama görevini üstleniyor. Sonra sırası gelince yarım yevmiye de alsa, elinde sacda yapılmış yufka, babasının peşinden fındık toplamaya gidiyor.

TUVALET DERDİ
Sıcak sacda yufkaları çadırcılar açıyor. Onların görevi çadırları kollamak. Sorumluluğundaki ailelere köyden gelen malzemelerden yemek yapmak. Aç olmayı çok da umursayan yok, nasıl olsa açlığa alışmışlar. Ancak hepsinin ortak derdi tuvalet. Hatta öyle ki, kendi gelini bile bu duruma dayanamayıp kaçan Dayıbaşı'nın söylenmesine kulak verince, yaşananların vehametini daha iyi anlıyoruz. Boğaz tokluğuna çalışmaya gelseler de bu sefalete dayanamayıp geri gidiyorlar.
Haberin fotoğrafları