Yıldız farkı...

Rhein Energie Stadı'nın tribünlerinde Fenerbahçeli futbolseverler ezici çoğunluktaydı. Son yıllarda Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında yaşanan rekabet adına Süper Kupa'yı kazanmak psikolojik açıdan önemliydi . Kezman sanki maçın rüyasını önceden görmüş olacak, maç kitapçığındaki röportajda şöyle diyordu: "Beşiktaş'ı yenersek sezon öncesi 'Sizden daha iyi takımız' mesajını göndeririz. Alacağımız galibiyet Beşiktaş'ın psikolojisini bozar." Kezman haklı çıktı; attığı mükemmel golle kupayı Fenerbahçe'ye kazandırdı. Gol sonrası Beşiktaş'ın psikolojisi yerle bir oldu, İbrahim Üzülmez atıldı, art arda da sarı kartlar Beşiktaşlı futbolculara çıktı.

BEŞİKTAŞ DÜZ BİR TAKIM
İki takım da lige henüz hazır değil. Ancak Fenerbahçe, Beşiktaş'a oranla kağıt üzerinde daha kaliteli bir takım. Fenerbahçe çok iyi oynamıyor ama rakip sahaya yerleşip, paslaşmaya başladığı zaman rakibini bunaltıyor. Ama hücum ederken defansında da derin boşluklar bırakıyor. Özellikle Roberto Carlos arkadaşlarını nerede kalmaları ve nereye gitmeleri konusunda sık sık uyarıyor. Carlos hücuma çıktığında da takım üçlü defansa dönünce sıkıntı yaşanıyor. Yani Carlos'un arkasının doldurulması şart.
Beşiktaş düz bir takım. Ancak oyun disiplini Galatasaray'ı andırıyor. Futbolcular iyi yardımlaşıyor, ilk toplara basmaya gayret ediyor, herkes birbirinin açığını kapatıyor. Ama Beşiktaş'ın en büyük sorunu yaratıcı bir oyuncuya sahip olamaması ve liderinin bulunmaması. Fenerbahçe'de, Alex'i bir kenara koyuyorum ve bu maçtaki oyununu hayretle karşılıyorum. Bunu olumlu olarak algılıyorum. Sezon öncesi hazırlık kampına katılmayan, sadece tedavi gören bir futbolcu olarak Alex, oynadığı sürece çok aktif ve etkiliydi . Deivid'in attığı golde oyunu çabuk başlatması zekasının ürünüydü. Ama Beşiktaş'ın Bobo ile kazandığı golde hatanın en büyük payı da vatandaşı Edu'nundu. Brezilyalı'nın topu taca atmayı kendine yakıştıramaması gole neden oldu.
Beşiktaş genç ve deneyimsiz... Sadece fizik güçle ayakta duramazlar, psikolojik olarak da maçlara iyi hazırlanmalılar. Fenerbahçe Avrupa'da vites yükseltmek istiyorsa şuna dikkat etmeli: Hücuma çok adamın katılması iyi ama katılanlar da aynı hızla geri gelmeli. Yoksa başları çok ağırır.