Erkin Baba nasıl kurtulur?
Neden 1967 yılında kapısı hiç kapanmayan bir komün evinde hippi akımının öncüsü olarak müzik, sevgi, birlik kardeşlik ve barıştan bahseden bir insan, 40 yıl sonra artık kapıları kapatır ve sürgüleri çeker?..
Erkin Koray'ın 50. sanat yılı kutlanıyor. Bu vesileyle Erkin Baba basında daha sık gündeme geliyor. Ve her cümlesinde bombalar patlatmaya devam ediyor. Açıkça söylemek gerekirse yıllardır onu takip eden hayran kitlesi Baba'nın MHP'yi desteklemesinden ve hafif karmaşık-ortaya-karışık milliyetçi siyasi söyleminden rahatsız. İflah olmaz bir Erkin Koray hayranı değilim. Ama düşüncesine saygı duymakla birlikte ben de rahatsızım. Kafam karışık. Korkuyorum. Kafam karışık, çünkü rock dinleyen, bu müziği seven ve ruhunu anlayan, harika bestelere imza atmış ve hâlâ pek çok genç grubun bir numaralı esin kaynağı olan biri MHP'yi destekleme düzeyinde milliyetçi ve muhafazakâr olamaz diye düşünürüm. Oluyorsa bir sorun vardır. Ve sorun rock müzikte değildir. Peki nedir, nerededir? Korkuyorum, çünkü hayatta belli bir duruşa sahip, kendini topluma bu şekilde kabul ettiren biri, yaşı ilerleyip tecrübe kazandıkça 180 derece dönmemeli diye düşünürüm. Zamanla öyle bir mode'a geçiyorsun ki fikirlerin ters yüz oluyor, adeta hayatın elinden alınıyor. Böyle midir doğanın kanunu?
'MÜCADELEYİ KAYBETTİK'
Peki hakikaten sebep nedir? Neden 1967 yılında kapısı hiç kapanmayan bir komün evinde hippi akımının öncüsü olarak müzik, sevgi, birlik kardeşlik ve barıştan bahseden bir insan, 40 yıl sonra artık kapıları kapatır ve sürgüleri çeker? Ben geçenlerde Erkin Baba'yla bizim dergi (Rolling Stone) için bir röportaj yaptım. Pek çok konudan konuştuk, bir tanesi de buydu. Bir kere Erkin Baba'da küskün bir hava var. Bu küskünlük şahıslara falan değil ama. Daha genel bir his. Bir kuşağın ideallerinin boşa çıkması, topyekün girişilen bir dünyayı değiştirme, daha güzel bir yer haline getirme hayalinin ve çabasının sonuçsuz kalma hissi gibi bir şey. Ve bunun yarattığı kızgınlığın beslediği kandırılma hissi. Kendi anlatsın: "Biz bu mücadeleyi kaybettik. Türkiye'de de dünyada da kaybettik. Siz Paul McCartney falan deyince mesela onları ben bir İngiliz müzisyen olarak değil, arkadaşlarım olarak görüyorum. Aynı değerlere inanan insanlardık sonuç olarak. Ama biz bu davayı kaybettik. 'Çiçek çocuklarıyız,' dedik, silahın namlusuna çiçek koyduk ama onlar bizi çiçeğimizi kırıp yere attılar ve silahı bize doğrulttular. Dolayısıyla ben artık öyle düşünmüyorum. Biz insanları sevgi üzerinde birleştiremedik. Bugün artık tamamen birbirini sevmeyen bireyler halinde yaşıyorlar. Halbuki biz beraber komün halinde yaşayalım diye düşünüyorduk. O evleri onun için yaptık, kapısını da onun için açık tuttuk. Kim gelirse gelsin diye. Ama şimdi neredeyse her kapıda dört tane sürgü. Yani biz başaramadık."
ŞARKILAR YİNE SEVGİ ÜZERİNE
Erkin Baba'yı anlamak için ne söylediğine değil, niçin söylediğine bakmak lazım. Fikirlerini paylaşın ya da paylaşmayın. Ben söylediklerini anlıyorum ama çıkardığı sonucu ve buna dair geliştirdiği yeni duruşu kafası karışık ve dağınık buluyorum. Bir insanın yaşı ilerledikçe geçmişinin tam tersine dönmesinin ise hâlâ korkutucu olduğunu düşünüyorum. Erkin Baba'nın muzip ve yaratıcı enerjisini daha zekice kullanabileceğini biliyorum. Derdini şarkılarla daha iyi anlattığını da... Ve son bir not: Erkin Koray yeni bir albüm hazırlıyor. Ama siyasi görüşlerini yansıtan şarkılar olmayacakmış. "Şarkılarım her zamanki gibi sevgi üzerine," diyor ve devam ediyor: "Ama tabii satır aralarım vardır alana. Durduk yere Ayşe beni niye sevmedi demem." Erkin Baba'ya sevgiler ve saygılarla. Umarım kırılmaz alınmaz.
Yayın tarihi: 5 Ağustos 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/05/pz/haber,6988E196813A428A98A88C58CFE663F0.html
Tüm hakları saklıdır.