Son seçimler bir kez daha siyaset dünyasını alt üst etti.
Merkezin sağı da solu da dayak yemiş boksör gibi dengesini kaybetti.
Şimdi iki taraf da "kurtarıcı" arıyor
Peki ne oldu?
Ya da şöyle soralım;
"22 Temmuz seçimleri Türkiye'de neleri değiştirdi?" Bu soruya özellikle
"klasik merkez sağ" ın nasıl baktığı önemli.
Çünkü, bu seçimler son 50 yıllık siyasi tarihimize damgasını vuran iki köklü partiyi neredeyse sildi.
Mevcut liderleri
ağız dalaşı da yapsa, köşe başlarını tutan yaşlı kuşak siyasetçiler hala
"koltuk" kapma yarışı içinde de olsa, hatta topyekûn bir siyasi
"travma" yaşasalar da, sözünü ettiğimiz partiler sıradan siyasi hareketler değil.
Bu yüzden seçim sonucuna ilişkin ne düşündükleri önemli.
Biz de o iki yapıyı yakından bilen, hatta bir dönem ANAP Genel Başkanlığı da yapan
Nesrin Nas'la konuştuk.
Nas'ın bugün söyledikleri aslında 22 Temmuz seçim sonuçlarını yaratan
"Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine" bakışının bir devamı.
O dönem, yani 27 Nisan'da DYP ve Anavatan Partisi'nin Meclis'e girip girmemesi üzerine
Nesrin Nas şöyle diyordu:
"Ülkeyi bir krize sürüklememek gerekiyor. Buradan bir kriz çıkarsa faturası iki partiye de çıkar." Gerçekten sonuç öyle oldu. İki parti de ağır bir fatura ödemek zorunda kaldı.
Peki bundan sonra merkez sağda yeni bir yapı olabilir mi?
Nesrin Nas, klasik merkez sağa ihtiyaç olmadığını, daha özgürlükçü bir yapının ortaya çıkması gerektiğini söylüyor.
Bu noktadan hareket eden
Nas, 22 Temmuz seçimlerini şöyle değerlendiriyor:
"AK Parti'yi yüzde 45 civarı bekliyordum. Hatta
Mesut Bey'le (Yılmaz ) de iddiaya girmiştik. Ben şundan dolayı bekliyordum. Biz bize benzeyenlerle konuşuyoruz. O insanlar için 'Türkiye genelini temsil ediyor' gibi bir yanılgıya kapılıyoruz. Oysa halkın bütününe baktığımız zaman, durumunda iyileşme olmasa bile iyileşme umudu var. Bu çok önemli bir şey. AK Parti orta gelir grubundan çok yüksek oy aldı. Kimse 'Türkiye'de orta sınıf kalmadı' diye bir şey söylemesin, Türkiye'de orta sınıf güçlenmiş. Orta sınıf büyüdükçe, demokrasi giderek içselleştiriliyor. Bu seçimin bir başka çok önemli sonucu da yüzde 10 barajının artık fiili olarak ortadan kalkmasıdır."
CHP neden başaramadı? "CHP'nin başarması açıkçası benim için çok sürpriz olurdu. Çünkü 21. YY'da böylesi bir iletişim dünyasında halkı rejim korkularıyla sandığa götüremezsiniz, korkutamazsınız da."
Yükselen "milliyetçi dalga"ya ne oldu? "Türkiye'de o yükselen milliyetçi dalga dediğimiz azgın azınlıklardı yani sesi çok gür çıkan ama kendisi azınlıkta olan bir kesimdi. Seçim atmosferine bakın. Müthiş bir sessizlik vardı halkta. Çünkü kararlarını vermişlerdi, ondan sessizdiler."
Kürtlerin verdiği oyun anlamı ne? "Türkiye, gelişmiş dünya ile entegrasyona oy vermiştir. Türkü de Kürdü de... Bağımsızların seçilmesi ise bir anlamda kendi kimliklerine olan öz saygılarının sonucu. Kürtler gündeme getirmese de Türkiye çağdaşlaşmaya başladıkça, kişi başına geliri 5800 dolardan 7 bin dolara ulaştı mı,
Türkiye yerinden yönetilmeyi zorunlu olarak getirecektir. Çünkü 5 bin dolar dönüşüm sürecinde sınırdır. 500 ile 5 bin dolar arasını yakalamak zordur. Bazen toplumların 50 yılını bazen 100 yılını alır. Ama 5 binden sonra ivme çok hızlanır.
Üniter bir yapıyla örgütlenmiş devletler, eyaletlere bölündüklerinde yaşamamışlardır tarihte. Buna ABD örnek verilir ama ABD eyaletlerden federal yapıya geçmiştir.
Bütün parçaya bölündü mü hangi esasa göre böleceğiniz çok önemlidir. Bu kansız olmaz . Eyalete bölmek çok kolaymış gibi konuşuluyor, verilen örnekler çok yanlış."
AK Parti bundan sonra ne yapar? "Türkiye realitesinden baktığımda bu gücüne rağmen AKP'yi yalnız bir parti olarak görüyorum. Oysa AK Parti bir fırsattır. Değişimcilik yönünden taşıyıcı bir güçtür. O sürecin devam etmesi lazım. Bu da ona yol arkadaşlığı yapacak bir başka yapıyla mümkün."
Yayın tarihi: 5 Ağustos 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/05//haber,1ED037965C6841F9AAF9C7A7682F4989.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.